atatürk, 'ne mutlu türk olana' değil; 'ne mutlu türküm diyene' demiş. helal olsun! ikisi arasında dağlar kadar fark var. peki, yeterli bir söz mü? bence değil.
bu söz her ne kadar milliyetçi faşizmi kınayan bir söz gibi dursada aslında çok kültürlülük bağlamında herkese eşit ifade özgürlüğü paylaştıran bir söz değildir. türk olmasada türküm diyene apaçık bir 'aferim' sözkonusu. tersinden düşünüldüğünde, 'yazıklar olsun' da gecikmeyecektir. nitekim öyle. yıllardır, bu topraklarda kürt, laz, rum, ermeni olana zorla 'türküm de kurtul, rahatla' politikası yapıldı. lazlar konusunda başarılı da olundu. şu an lazların lazca bilmemesi(kazım koyuncu 90 larda laz kültür derneğini kurmasa belkide lazca şu an yok olumuştu) ve en türk milliyetçisi kesimin lazlar olması hem bu gerçeği ispatlar hem de trajikomik bir hadisedir. kürtlere gelince onlar da lazlar gibi türküm deyip mutlu olabilirlerdi. yüzdesi küçük de olsa diyenler oldu. baskı altında çok fazla zulum gören kürtlerin çoğunluğu, kendi 'kimlik'lerini reddetmediler. yine rumlar ve ermeniler sırf bu politika yüzünden çok sevdikleri bu ülke topraklarını terketmek zorunda kaldılar. kalanlar da sürekli dışlandı, kötü lakaplar takıldı ya da faili meçhul cinayetlere kurban gitti.
sözlükte yazılanları okudukça lan bu milllet öküz, mal gerizeklaı bu insalrı evire çevire dövüp sonra da düşünmek için 1 ay boş odada bekletmek gerek diye iyice dengesizleşmeye başladım.
biri çıkıp diyor ki faşistlik yapmayın. ulan mal! bu cümlenin kuruluşu ve kimin kurduğu ortada.
"Türkiye cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." anayasa 66. madde
bunu söylemek faşistlikse eğer siz faşistlik görmemişseniz.
hani o aklınızdaki bağımsız kürdistan * şayet bir yerlerde gerçekleşirse o zaman görürsünüz ebenizin amını tersten.
neyse bu konuları tartışacak değilim ama en çok canımı sıkan olay; türkiye topraklarında yayın yapan ve üyeleri türk olan sözlüğün hemen her vatandaş gibi cumhuriyet bayramını kutlayan moderatörüne sırf bu yüzden ırkçı faşist denmesi.
ama bu ülkede birileri bunların bir tarafalarını kaldırdı. hala diyorki bu faşizm. inşallah gidersin birgün almanya'ya da ben kürtüm dersin!
bu ülke 5-6 ana farklı köken olmak üzere toplamda 40 üstü farklı etnik kökenden oluşmakta.
ve kimse iddia edemez ki ben saf türküm ben saf çerkezim diye!
bu ülkeye 89 da göçerek gelmiş göçmenler bile ülkelerine dört elle sarılırken ve türküm derken sen nasıl oluyor da bu etnik kökeni öne çıkartıp duruyorsun? eminmisin saf kürt olduğundan?
şimdi bir daha düşün faşist kim faşistlik nbedir diye.
günümüzde bu sözü ele alacak olursak 10 günlüğüne başka bir ülkede dil kursuna gitmek için bile sizi günlerce uğraştıran yasalarladan sonra ülkeden tamamen çekip gitme isteği ile çelişen bir vecizedir.
milyonu aşkın türk olmayan vatandaşın "devletin okulu" denen kendi okullarında polis ve öğretmen olması, yani devletin aslında ta kendisi olmasından dolayı söyleme zorunluluğu olmaması gereken ifadedir.
kimse kimseye tarih kitaplarında "türklerin orta asya'dan göçleri" gibi onlarca başlığın yer aldığı bir ülkede "ama türklük etnik değil, ulusal üst kimliktir" masalları anlatmasın.
milyonu aşkın türkçe bilmeyen insanın da türkiye cumhuriyeti hüviyeti taşıması, devletin okullarında okuması, devletin hastanelerinde tedavi görmesi, o devletin polisi ve askeri tarafından güvenliğinin sağlanması gibi nedenler göz önüne alındığında, kendini öteki yapmaya hevesliler tarafından seve seve olmasa bile kanırta kanırta söylenmesi gereken cümledir.
kendini öteki yapmayanlar zaten şeref duyar söylerken. misal ben...
çoğunun söylemeyemediği. belki korkudan, tırstıkları icindir, dillerinde çıban neyin çıkar deyu.
bilinçlenip ortalığı yakıp yıkma sevdasında olanlara sözüm yok. söylemesinler, iki beden büyük durur dillerinde.
bu sözü faşistçe algılamak ne kadar doğru bilemiyorum? bu sözde diğer milletten oluşan insanlara yapılan bir saldırı olarak değil sadece kendi mensubu olduğu topluluktan duyduğu mutluluğu dil getiren herhangi bir birey söyleyebilir bunu. bu söze karşı olanları anlarım kendi dünya görüşlerine uygun olmayabilir bu söz ancak bu sözü söyleyen her insana pis faşist diye yaftalamak açıkçası bir faşistliktir o da ayrı bir konu. bu söz benimseyen insanı bağlar, bir başka birisi bu sözü söyleyenden nefret ediyorum diyince, bu sözü niye benimsemiyorsun diyenle arasında bir fark yoktur bence.
büyük insan mustafa kemal atatürk'ün ümmetten millet oluşturma çabasıdır. bu girişim büyük ölçüde başarılı olmuştur ama maalesef osmanlı döneminde anadolunun jandarmalığını yapan ve bu nedenle saray tarafından kese kese altınlarla ödüllendirilen kürt feodalleri (aşiretleri), köpek önüne kemik düzeyinde bile olsa bu ayrıcalıklarını kaybetmek istemediler.
şimdilerde köylü veya amele tarzında insanları küçümsemek için kullanılan kelimeler 1800'lerde ve daha sonra ise türk denilerek kullanılıyordu. türklük kavramı batı hayranları tarafından ezik görülüyordu. böyle bir dönemde kendini türk tanımlayarak halkıyla bütünleşen ve halkına güven aşılayan bir liderin* sözüdür. faşistlik ve ırkçılık başka milletleri kendinden aşağı görmektir. bu sözde başkalarını aşağılama söz konusu değildir. kendini türk kabul eden herkes türktür. zaten kimse kendi soyunu araştırmaya kalkarak ne olduğuna karar vermez. bugün anadolu üzerinde yaşayan insanların hepsi türktür. köken bakımından laz,kürt,çerkes,ermeni,gürcü olabilir ama kendini türk kabul ediyorsa türktür. anayasa kendisine bu hakkı vermiştir. ayrıca türkiye cumhuriyetinin sadece türkler tarafından kurulmadığı malasef vurgulanmaktadır. doğrudur köken olarak bütün savaşanlar türk değildir ama anayasada türkiye cumhuriyetini kuran halk türktür ifadesi bu toprakta yaşayan bütün insanlarımızın türklük adıyla birleştirilmeye çalıştığının göstergesidir. türklük kavramı bütün bu coğrafyayı bir arada tutan sihirli bir kavramdır. insan aynı zamanda kendine güvenmelidir ve geçmişine sahip çıkmalıdır. bu söz söylendiği zamanda ve daha sonrasında halka anlatılsa ve benimsetilse bugün yaşadığımız etnik sorunların hiçbiri olmazdı. ayrıca sormak isterim kendini türkiyeli görenlere;
ingilterede yaşayan insanlar kendilerini ingiltereli olarak mı görürler ingiliz olarak mı?
yahut fransa? bu türkiyeli kavramı amerikanın bize dayatmış olduğu bir kavramdır. dünyada da tek uygulaması amerika da vardır çünkü amerikan kültürü diye bir şey yoktur. ama türklerin tarihi 14 bin yıl olarak görülmektedir.**
söylendiği andan ve amaçtan kopartarak, tarihsel bir kırılma noktasında, aynı sınırlar içinde yaşayan tüm etnik toplulukların kendini türk hissetmesi için çabalarken (doğruydu, yanlıştı, ayrı bir tartışma konusu); bugün, bunu söyleyen türkiye cumhuriyetinin kurucusu liderin mustafa kemal atatürk bile kemiklerini sızlatacak biçimde kullananların elinde artık bir kendi kendini tatmin aracı olmuş belgi;
bu söz kullanıldığı dönemlerde anadolu toprağında yaşayan çerkezler, lazlar, pomaklar, boşnaklar, türkmen)ler, araplar, süryaniler, yahudiler üzerinde etkili olmuş ve etnik toplulukların üstünde bir ulusal bütünlük ortaya çıkmıştır. ancak gerek kimi tarihsel nedenler gerekse de kimi devlet politikalarındaki abartılar, hatalar, zorla asimilasyona dayanan girişimler nedeniyle kürtler bu çerçevenin dışına taşmıştır ki böylesi uzun yıllar yanyana yaşama sonucunda oluşan doğal asimilasyon kaçınılmazdır ama zorla olanı insan haklarına aykırıdır. Özetle bu slogan artık kürtler için bir övünme değil bir baskının simgesi haline gelmiştir. bunu unutup, dayatmacılık yapmak ülkenin gerçekten bölünmesine yol açmaktadır;
yani gecikmiş kapitalizmin çaresiz şafağında, osmanlının etrak ı bi idrak, özetle cahil türkler dediği topluluktan bir millet çıkarma çabasının itici gücü olarak söylendiğinden alkışlanabilecek; ama ondan sonra gelenlerin, bugün hala ancak onuncu yıl marşıyla toplu coşuma girebilmesinden de anlaşılacağı üzere, aynı demirden ağlarla idare etmesi, taş üstüne taş koymaması, koyduklarında da baş üstüne koyması nedeniyle artık o günkü birleştiriciliğinden uzaklaşmış;
kapsayıcı yönüyle tarihini tamamlamış, ancak toplumun bir bölümü için hala güncelliğini koruduğu gerçeğini unutmadan, usulca ama mutlaka içten bir hüzün ve aynı zamanda eş değerlerinin çoğalmasının verdiği abartısız, alçakgönüllü bir sevinçle müzeye kaldırılması gereken sözler;
"türk'üm, yine de türk olduğum için mutlu ve mesut değilim" diye karşılık verilebilecek faşist bir söylem. belki çağına göre gerekliydi. ama artık gereksiz. boş ve beleş bir lakırdı. içi boş milliyetçiliklerle 85 yılda geldiğimiz yol ortada.
türklüğü; damarlarında, aldığı her nefeste, gittiği her yerde, attığı her adımda, kalbinin her atışında, bütün düşüncelerinde, bütün konuşmalarında kısacası hayatında hissedenlerin anlayabileceği; atamızın yani mustafa kemal atatürk'ün sözü.
yanlış bir söylem. doğrusu; ne mutlu türkiyeli'yim diyene.
çanakkale kan kokuyor. çanakkale'ye şehitliğe gidenler bilirler. ya da çanakkaleliler. kan kokuyor koca bir şehir. bu ülkeyi sadece, bu cumhuriyeti sadece türkler kurtarmadı. türkler kurmadı.
faşizan bir söylemdir bu söylem. söylendiği dönemde gerekliydi belki. belirli bir milli bilinç uyandırmak için. ama şimdilerde çok gereksiz. hele ki ülkede kürt meselesi gibi çok hassas bir konu varken.
hele ki her gün haberlerde zafer işareti yapan küçücük kürt çocukları polislere taş atarken. kürt değilim. hümanist de değilim. komünist de.
ben hiçbir siyasi ideolojiye inanmıyorum. bu sabah evimden iş yerime yürüyerek gelmek zorunda kaldım. neymiş? cumhuriyet bayramı. ana yol kapalı. ara yollar da benim iş yerime ulaşmıyor. bunun sorumlusu kim?
ortada muhatab alınacak kimse yok.
iran cumhurbaşkanı geldiğinde istanbul trafiği allak bullak olurken yırtınan tatlı su cumhuriyetçileri şimdi neredeler? aynı mağduriyet işte? milyonlarca küçücük çocuğa zorla bir şeyler yaptırılırken neredesiniz siz?
bunun daha 19 mayıs'ı var? aylarca komünist sistemlerin askeri eğitimlerine benzer eğitimler. ne için* 2 saatlik bir göz boyama için.
komünist değiliz biz? diktatörlükle yönetilmiyoruz? şeriatla da değil. biz, yani türkiye denen şu ülke cumhuriyet'le yönetiliyor.
ki eğer cumhuriyet'le yönetiliyorsak hakkını verebilirim bunun.
faşizan söylemler, faşizan eylemler çöplüğe gönderileli çok oldu. ki eğer bir söylem ya da bir sistem, ya da bir ideoloji eleştirilemiyorsa, bu durum o sistemin, o söylemin ya da o ideolojinin kokuştuğunun göstergesidir.
