AB komiseri böyle yorumlamışlar.
Bir ülkenin tarihini bilmeden, ülkenin sosyolojik panoramasını film izler gibi uzaktan izleyerek yorum yapmak ne kolay değil mi..
zamanında etnik köken ve siyasal aidiyet aynı kelimeyle ifade ediliyordu.
günümüzde 'türkiyeli olmak' ve 'türk olmak' farklılaşmış olabilir ama haberdeki gibi damglayıcı bir AB yaklaşımı ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamaz.
Ey Türk gençliği !
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!.........
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
ulan damuna goyduğumun gavuru! senin ait olduğun topluluk bundan bir yüz yıl önce sömürmedik coğrafya, tecavüz etmedik kadın, soykırım yapmadık etnik köken bırakmamış, hali hazırda değişik yöntemlerle koca dünyayı hümanizm, demokrasi adı altında sömürmeye devam ediyor, sen tutup da içinde çıktığın pisliğe iki kelam etmek yerine "ne mutlu türk'üm" dememenin etnik ayrımcılık olduğunu söylüyorsun! s.keyim seni de seni doğuranı da senin yaşadığın toprakları da. sinir ettiniz lan beni, hasta oldum. yaşadığınız kıtanın üzerine koskoca bir benzin tenekesi döküp yakasım; sonra da "yanın aq" diyip pis pis gülesim var neron misali!