ne mutlu türk olana dememek için kimi zaman çok sabrettiğimiz anlarda, ulan otur aşağı sen ata'mdan daha mı iyi bilcen dedirten tokat gibi cümle. ama yine de benim aklıma gelmiyor değil diğerini de söylemek.
anlatılamayan ancak yasanabilen, gurur verici yürek kabartıcı,kendini şanslı ve farklı hissettiren cümle. gururla söyledim ve gururla söylemeye devam edeceğim.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran insanlara Türk denir" Türkiye Cumhuriyeti'ni kim kurdu? Türk de kurdu, Arap da, Çerkez de, Rum da, hepsi kurdu. Diyor ki; 'Ne mutlu Türküm diyene.' Peki neden, 'Ne mutlu Türk olana' demiyor? Atatürk bunu tesadüfen mi söylüyor. Türkiye Anayasa'si, yurttaşlığa dayalıdır. ırk esasına dayalı bir cumhuriyet değildir.
ne mutlu türküm diyene... insanların tek ses,tek yürek olması gereken zamanlarında * birbirine kenetlendiren bir cümledir. bu cümlenin içinde ırk,din,dil ayrımı yoktur.bu topraklar 1923'den beri türk, ermeni, kürt, çerkez,tatar,... tüm toplumlara açıktır. bu cümleyi soylemek zorunda değilsiniz. ama saygı duyun lütfen. atatürk selanik doğumlu, kim bilir kökeni belki bi ermeni,çekez,arap,rum... kim bilebilir ki? es geçilmemesi gereken bir konu vardır ki ırk ayrımcılığı ile suçladığınız insan zekası,ileri görüşlülüğü,aydın beyni sayesinde bu kadar rahat yasıyorsunuz. türkiye herkese açıktır *, insanın vatanı ; doğduğu yer değil yaşadığı yerdir. ya sevin bile demiyoruz! ya saygı duyun yaşayın ya da terk edin!
türklük bilincini yok etmek isteyenlerin hiç sevmedikleri cümle. bir alaman "almanyalıyım." demez "almanım." der. bir ingiliz de "ingiltereliyim." demez "ingilizim." der. bizlerin türkiyeliyim demesinin ne kadar saçma olduğunu varın siz düşünün.
eskiden, çocukken, sabahları okulda ant okuduğumuz zamanlar.. her sabah ama her sabah, bağıra bağıra derdik..
//ne mutlu türküm diyene//
sınıflara girerdik sonra...
artık türk değil de kürt, ermeni, laz, göçmen filan olmak için çırpınıyoruz adeta..
cılız bir ses çıkıyor ağızdan "ne mutlu türküm diyene" diye..
artık söylediğimizde faşist damgası yemekten korktuğumuz söz olmaya başlamıştır. sözde de aslında kastedildiği şekilde türk olmak için bir türk anne ve babadan doğmuş olmak gerekmez. bu güzel ülke için çalışıp, bu topraklarda yaşıyorsanız siz bir türksünüzdür. bu kavram ırkçı değil milliyetçidir ve her türk bunu gururla söyleyebilir. söylemeyi faşistlik olarak görenlerin, çekinenlerin kendilerinin bileceği iştir. şahsen ben gayet mutluyum türk olmaktan, beni mutsuz eden bunun değerini anlayamamış insanlar.
bana gelen bu güzel maili sizinle paylasayım dedim
Türk Olmak Nedir?
Aslında çok şeydir Türk olmak. Türk olmak,
Osmanlı'nın borcunu ödemektir.
Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.
Kosova'da ve Bosna'da, Batı
Trakya'da ve Makedonya'da bilmem kaç asır geçmişte
kalan meselelerin
hesabını vermektir.
Türk olmak Kıbrıs'ta, Hocalı'da, Anadolu'da ve
Balkanlar'da soykırıma
uğrayıp, yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk
olmak faşist olmaktır,
vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığınca. Türk
olmak demokrat ve çağdaş
olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip
çıkmadığınca.
Türk olmak lisanının Avrupa'da yasaklanmasıdır ve
yine Türk olmak kendini
anlatamamaktır.
Avrupa'da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir
sürü asır önce Viyana'yı
kuşattığı için ve hoş görülmemektir, sadece kuşatıp;
Napolyon gibi bütün
Viyana'yı yakmadığın için.
Türk olmak Selanik'te Pontus Anıtı'nın, Viyana'da
çiğnenen yeniçeri
minberinin ve Malta'da papazın üzerine bastığı Türk
bayrağı heykelinin
önünden geçmektir.
Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir.
Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir
muamelesi görmektir. Sayısız
imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda
sayısız imparatorluk yıkmak
da Türk olmaktır.
Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı
antlaşmanın imzalandığı metrekaresinden bereket
fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye
beklemektir.
Türk olmak; Troya'dan bu yana, Sümer'den bu yana
serpilerek gelse de,
tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan
damıtılarak gelen yüksek
değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile
yaşamaktır.
Doğu Roma'yı da Batı Roma'yı da yıkıp, yeni Roma
olan AB'ye girmeye
çalışmaktır Türk olmak. Türk olmak, Mostar'da
köprüdür, Kerkük'te kaledir,
istanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır,
Çukurova'da pamuktur,
Ege'de tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da
ayçiçeğidir.
ölmeden önce düşmana su
vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanene
taşımaktır.
Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlından helallik
almaktır. Sabahları
kar yağdığında kayak yapmayı değil,
evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için,
kışın ekmek kırıntısı,
yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket
diye bakmaktır.
tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile paylaşacak ve
sahiplenecek tek varlığı
fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan
okumaktır.
Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır,
belki de dönmeyeceğini
bilerek. Türk olmak, annenin ardından "bir oğlum
daha olsun, onu da
göndereceğim" demesidir. Babanın gözyaşlarını
tutarak, tabutuna son kez
dokunurken "vatan sağ olsun" demesidir.
Türk olmak "Türk çayında radyasyon olmaz" yalanları
ile, "gusül abdesti
alana AiDS bulaşmaz" dolanları ile yaşamaktır. Her
hükümetin enkaz
devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı
ülkede olmaktır.
Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın
yanında gelen şekerden
fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle
Türk olmak, yemeği ziyan
etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına
saygıdır Türk olmak. Evindeki
bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir.
Kendin yerde, misafiri
döşekte yatırmaktır Türk olmak.
Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık'a,
Belgin Doruk'a âşık
olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı
için ölmektir,
öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir tez tutamadan,
toprağa girmektir.
En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir.
Eşkıyaya türkü yakmaktır,
Türk olmak. Milletine sövmektir, ama başkasına
sövdürmemektir, Türk olmak.
Türk olmak Yunus'u bilmektir, Âşık Veysel'i
sevmektir. Mevlana'yı, Hacı
Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca Yesevî -tek bir satırını
okumasa da- yüreğinde
taşımaktır.
Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös
dövüldüğünde ve kaval
çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı
sezmektir, bir de Yemen
Türküsü'nde...
Hayatın sana verdiklerine "nasip", vermediklerine
"kısmet" demektir. Her
işin "hayırlısına" inanmaktır ve "feleğe"
küfretmektir ve ağlamamak için çok
gülmekten çekinmektir.
Türk olmak, Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye
tepki görmektir. Irk
sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradan'dan
ötürü sevmektir.
Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa
da, silkinip üzerindeki
ölü toprağını atabilmektir. Türk olmak, mahalle maçı
için aynı saatte, on
kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya
gelmesidir. Tavla oynarken bile
kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri
yapabilmesidir.
Türk olmak, buhran zamanında Arjantin'de de
mağazalar yağmalanırken, daha
ağır buhranda sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam
kırmadan sandıkta
kesmektir.
Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan
okumak, en dertli gününde
bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek
tevekkül göstermektir.
Zor iştir Türk olmak.
Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına
hamdetmek, her çıkan başak
için şükretmektir. Türk olmak, medeniyetler
mezarlığı Anadolu'da dik
durabilmektir işte bu yüzden NE MUTLU TÜRK ÜM
DiYENE...
faşist bir söylem olarak algılanma potansiyeli yüksek olduğu için çok da zekice üretilmemiş bir kutlama cümlesi.
yani adam zaten türk değilse neden türk olmaktan mutluluk duysun ki , adam türkse neden ben türküm hahahha ne harikayım desin ; şeklinde bi sürü karşı önermeye hedef olma olasılığı yüksek cümle.
an itibariyle bünyemde "ne mutlu forward mailleri sözlüklere copy paste edene" ve "türk copy pasteçisi en asil duygunun insanıdır" haykırışları kopartan sözdür. kardeşim copy paste edeceksin bari >>> ları sil bir tarafımıza girmesin dedirtiyor insana.
bugün mesaj kutumda gördüğüm şu yazıyla da iyice kanaat oturttuğum sözdür:
..NE MUTLU TÜRKÜM DiYENE...NEDEN BABA
Yıl 2020 kızım 18,ben 47 yaşındayım...'Baba bizim bayrağımızda sizin
zamanınızda Ay-yıldız varmış ,neden şimdi haç işareti ve anlamını
bilmediğim renkler var? 2 arkadaş okulda tavan arasında eski bir atlas
bulmuştuk, o atlasta gördük daha önce Edirne'den Kars'a kadar Türkiye
toprağı imiş, şimdi neden o haritanın 1/5'ine Türkiye diyoruz? Eskiden
her mahallede 1-2 cami varken, şimdi neden her ilde bir cami var,
dedem bahsetmişti daha önce ezan denen bir şey varmış, günde 5 defa
camilerden okunurmuş şimdi bu çan sesleri ne baba? Filistinlilerin
zamanında topraklarını parça parça satarak israil'in kurulmasına sebep
olduklarını hiç mi bir yerde okumadınız da, topraklarımızı sattırıp şimdi
bu ufacık alana bizi hapsettiniz. Siz atalarınızdan böyle mi aldınız
bu toprakları, emaneti böyle mi korudunuz. Günden güne topraklarımız
satılırken siz uyuyor muydunuz baba?Baba küçükken herkesin beni Ayşegül
diye çağırdığını hatırlar gibiyim şimdi neden bana Angel diyorlar,
beni kulağıma Angel ismini ezanla sen mi söyledin? Bizim evin önünden
tanklarla geçen Amerikan askerleri kim baba? Her gün bize hakaret ederek
ve sizi her gördükleri yerde coplayarak demokrasi! mi getirdiler baba?
Bize okulda demokrasinin tanımını daha farklı öğretiler sanki Elime
geçen gün bir kitap geçti baba, senin gençliğinden kalan. Biz Ankara'ya
taşınmadan önce memleketimizin ismi Gaziantep'miş ve 6317 şehit vererek
'Gazi' lik ünvanını kazanmış. Neden şimdi oraya kürdistan diyorlar baba.
Baba hani sizlere kürtlerle Türkler kardeştir demişler, peki
kardeşlerim neden bizi öldürüp ülkemizde ayrı devlet kurdular. Baba o
kitapta Atatürk diye birinden de bahsetmişti. O her kimse 1933'te
Bursa'da bir nutuk vermiş, ben şimdi bile ne kastettiğini
anlayabiliyorken, sizin gençliğiniz bu kadar mı cahildi de o uyarıları
dikkate almadınız. Şimdiki kürdistan toprağında yer alan Süleymaniye'de
askerimizin başına çuval geçirmişler ve sen o dönemde gençtin, hiç mi
kanın donmadı baba.Neden hesap sormadınız bunları görmezden gelen
yöneticilerinize? O az önce bahsettiğim Atatürk size bir hitabe yazmış
ve sizi hain yöneticilere ve uşaklara karşı uyarmış ve hitabenin
sonunda da 'Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda
mevcuttur.'demiş. Baba kanınız o kadar bozuk mu ki ülkemizi bu hale
getirenlerin yakasına yapışmadınız! Baba Türkiyeli ne demek, biz Türk
çocuğu değil miyiz, soyumuz belli değil mi bizim, o kitapta okumuştum
'Ne mutlu Türküm diyene' yazıyordu. Peki, baba ben neden mutlu değilim.
Türküm demek suçsa ve kötü bir şeyse siz eskiden neden söylerdiniz.
Baba biz Kurtuluş Savaşı denen bir şey yaşamışız, kitaba göre dünyanın
gördüğü en şanlı savaşmış ve o savaşta 4 milyon şehit vermişiz. Madem
bu vatandan bu kadar kolay vazgeçecektiniz de neden o kadar şehit
verdiniz. Hiç mi kitap okumadınız, hiç mi sizi uyaran olmadı, hiç mi
göremediniz ülkemizin peşkeş çekildiğini, eğer farkında olduysanız ve
duygusuzca evinizde oturduysanız sizin o hainlerden ne farkınız kaldı.
Senin eski cd'lerden
dinledim baba, bizim de bir istiklal Marşı'mız varmış, o marşı
yanlızca körü körüne ezberlediniz mi? Atalarımız sizi her fırsatta
uyarmış, demiş ki 'Ey Türk titre ve kendine dön.' Baba ne zaman
titreyeceksiniz, Ankara'yı da kaybettikten sonra mı? Bundan 13 yıl önce
titremediyseniz eğer artık hiç bir şey titretemez sizi. Baba sen son
bağımsız olan Türkiye Cumhuriyetini gördün. 'Ya devlet başa, ya kuzgun
leşe' diyebilecek bir Hasan Tahsin, bir Şehit Şahin, bir Sütçü imam yok
muydu aranızda? Yazıklar olsun baba sizin gençliğinize! Bu günleri
göreceğime hiç doğmasaydım baba. Türklüğünüzden utanmadınız hiç olmazsa
insanlığınızdan utansaydınız baba. Bu vatan göz göre göre altınızdan
kayarken hiç olmazsa ŞEREFiNiZLE ÖLEMEDiNiZ Mi?' HER GÜNÜM
CENAZE HER GÜNÜM ŞEHiTBUNLARIN SEBEBi BiR iT OĞLU iTUYAN TÜRK EVLADI
UYUMA UYANOTUZ KUPONA ALINMADI BU VATAN PKK'YA KARŞI BiR DAMLA BiLE OLSA
DÜŞMANLIĞIN VARSA BU MESAJI HERKSE iLET Savaş resmen başlamış
bulunmaktadır!!!hala boğazından coca-cola geçebiliyorsa hala mcdonald s
ta hamburger yiyebiliyosan hala marlboro içiyosan!!lanet et
kendine!Kökenin ne olursa olsun ŞEHiTLERiMiZE üzülüyosan Amerika ya para
verip pkk'ya silah yolllamalarına izin verme!!!Toplu boykot hareketi
zamanı pimiz birlik olalım!!! eğer biraz vatanını seviyosan şehitlerimiz
için bunu herkese gönder!!!
her türk 'ün demesinde bir gariplik bulunmayan, aksine söylenmesi normal oğlu normal bir cümle, üstüne üstlük atam söylemiş, ama kalkıp birisi ''yahu bunla olmaz icraat lazım'' derse, çocuktur derim büyüyünce anlar derim geçerim, zira kim bu lafla yetinip de öylece oturuyor ki akıl ermez bir durum, ilk olarak atam ve sonrasında sözü tutup dilediği anda söyleyenlerin aklında sadece bu cümlenin ülkeye yeteceğine dair bir fikir olduğunu düşünenleri görmek hayli komik hatta trajikomik, kim demiş ki bu cümle bizi sürükler diye, elbette çalışmak lazım, elbette üretmek lazım, kim aksini iddia ediyor ki, ama bunun üstüne biri çıkıp da ''icraat kardeşim icraat, bu dedikleriniz kuru gürültüden ibaret nedir yani mutlu mu olduk şimdi'' gibi bir laf ederse, alnını karışlarım, kim sadece laf söylüyor ki, bizzat bu cümleyi ilk kuran atamın icraatleri yetmemiş mi ki bu lafı söyleyebilmesine, her fırsatta ''bakın avrupa'da şöyle biz de böyle'' diyenlerin her daim örnek gösterdikleri avrupayı bu gibi milli söylemlerde de kullanarak ''bakın avrupa'da da böyle'' diyebilmesini isterdim, ha bu da yanlış olurdu, zira avrupa'nın tutumundan, davranışlarından bize ne ama bunu söyleyenin en azından bir şeyleri bilen biri olduğunu ve her daim sözlerinin arkasında olduğunu anlardım, peki niye söyleyemiyor, çünkü o her daim yalandığı avrupa bu konuda bizim belki de milyon kat üstümüzde, adamlar zencilere maymun diyorken yani adamlarda ırkçılık bu derece hayvaniyken, kalkıp benim ''ne mutlu türk'üm diyene'' sözünde öküz altı buzağı misali, ırkçılık belirtileri arayıp, haybeden de bularak, çıkıp ''ne gerek var türk'üm mutluyum demeye benim karnım aç türk'üm ama açım'' diyerek bu sözü eleştirmesi oldukça ve oldukça basit ve kelimenin tam manasıyla zalimce, zira kimse kimseye ülkede ne kadar aç, fakir, işsiz olursa olsun türklükten dolayı mutlu olunması gerektiğini söylemiyor, belki genel itibariyle açız ama boş laflara karnımız toktur, kimse ''nereden fırsatımı bulursam oradan fitneyi sokarım edebiyatına'' girişmesin, ayıptır, kimse çocuk değildir, allah'tan gözümüz var okuyoruz anlama kabiliyetimiz de var anlıyoruz, ''ne mutlu türk'üm diyene'' lafından ülkedeki iktisadi ve siyasi sistemi eleştirmek son derece yanlıştır, bu tip laflar bu vatana malolmuş laflardır, çamur atmaya da kimsenin hakkı yoktur, eğer ille de sistemi eleştirmekse niyet sistem veya ekonomi veya siyaset başlığı altında yazılabilir, yeri burası değildir, ama niyete bağlı tabi, niyet, öküz altından buzağı çıkarıp bir de onu maymun diye sirke satmaksa, o kişi o sirkte maymun olmaya mahkumdur biline!
hakkındaki tartışmaların esas olarak bir tarafın "bu sözde ne mutlu türk olana, türk doğana değil; ne mutlu türk'üm diyene denmesinden dolayı faşist bir yan yoktur, yani kendini türk hisseden, kendine türk'üm diyen herkes türk'tür" şeklindeki görüşü ve bir başka tarafın "türk olan veya türk doğan ifadesi olmasa da ben başka bir milletten olduğuma inanırken bana türk'üm deyince türk olabilme hakkı verilmesi tam olarak bir hak verilme sınıfına girmiyor" görüşü üzerinden devam ettiği ve edeceği de tahmin edilesi vecize.