Laiklik din düşmanlığı falan değildir. Eğer öyle olsaydı laiklik ilkesini anayasaya koyan insanlar diyanet işleri başkanlığı gibi bir kurumu kurmazlardı.
Ha ciğeri 5 para etmez ruhban takımının işine gelmediği için bunu insanlara o şekilde yutturmak istemeleri de normal bu yüzden.
Bu tip çapsız yorumları görünce aklıma david ronald ın güzel bir sözü geliyor; Öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz.Bu sadece başkaları için zordur.Aynı şey salak olduğunuzda da geçerli
Ha ayrıca el skini yemeyen kendininkini direk zannedermiş öyle sokarlar falan diye atıp tutarken unutmamak lazım bunu da.
Laiklik diyanet işleri gibi bir kurumu neden bünyesinde barındırır? Laiklik diğer dinlerin kurumlarını da içinde barındırır. Tüm dinlere karşı aynı mesafe içerisindedir. Der ki, “siz devlet meselelerine, sosyal hukuka hiçbir şeye karışmayın, şöyle beride takılın.” islam için konuşursak eğer, böyle bir şey kesinlikle yoktur. islam kollektif bir dindir. Hayatın her alanında uygulanma zorunluluğu vardır. Kuran da bir çok ayette sosyal yaşam, miras hukuku gibi toplumsal bir çok meseleye değinilmiştir. Bunlar okunsun diye değil uygulansın diye indirilmiştir. Yine bir çok sayfada geçen, “hüküm allahındır, kanun koyucu yalnızca Allah’tır.” Gibi ibareler geçmesine rağmen diyanet kurumumuz bunların üzerinde çok durmaz, çarpık bir Müslümanlık, din anlayışıyla kula kulluk etmemizi ister.
mesele laikliğin ne olduğu değil. türkiyedeki laiklik anlayışı ile gerçek laiklik apayrı şeyler.
türkiyedeki laiklik yanlızca islama küfretme özgürlüğüdür. adam müslüman olmak istemiyor (çünkü dilediği gibi alkol kullanamayacak, kızlı erkekli ortamlarda edep çizgisini aşamayacak) ama toplum tarafından dışlanacağı için ateist yada başka bir dine de uyamıyor. tek çare laikliğe sığınıp alkol kullanıp zina yapmak. basit hayatların ağır bedellerini ödüyoruz millet olarak.