özgürüm hem de hic olmadigim kadar. meslegim benim secimim degil, calistigim yer ben secimim degil, giydikleri benim secimim degil, tatil yeri zamani. özgürmüsüm gibi cek kanki
Özgürlük seçim yapma hakkıdır. Nedir bu ? Bir kavşağa geldiğinizde hangi tarafa gideceğinize iradeniz sakatlanmadan karar verebiliyorsanız özgürsünüzdür. Zaten bu seçimi yaptığınız anda özgürlüğünüz biter. Ta ki yeni bir seçim yapmak durumunda kalana kadar. Örneğin evlenip evlenmeme kararını özgürce alabilirsiniz ama evlenme kararı aldığınız anda özgürlüğüz kısıtlanmıştır. Girdiğiniz bu yolun inisine yokuşuna uymak zorundasınız. Ha benim işime gelmedi bu derseniz boşanma kararı alna özgürlüğünüzde var.
tek gün ömrü olduğu halde kavanoza hapsedilen kelebek kadar. yanlış anlaşılmasın burda kendimi kelebeğe benzetmiyorum. romantik bir benzetme değil. orda ele alınması gereken tek gün yaşayacak bir böcek. hamamböceği de olabilir belki kanser olmuştur, tespih böceği de olabilir belki çok sigaradan kangren olmuştur.
sigara demişken sözlük sanırım bu yüzden insanlar sigaraya başlıyorlar. o kadar tutsak hissediyorsun ki yaktığın o şeyin özgürleşerek göğe yükselmesi seni rahatlatıyor belki de. elinden hiçbir şey gelmiyorken yakılan bir sigara nerde sonlanacağını sadece allah'ın bildiği bir bağımlılığa dönüşüyor. işte gerçekten sigara içen insanlar bunlar. hiç fark etmediniz mi sigara içenler ikiye ayrılıyor. ağzıyla içenler ve ruhuyla içenler. nikotin ve tutsaklık.
ne kadar özgürsünüz? sıradan ve ortalama bir vatandaşım. ben ne kadar özgürsem bunun cevabı genellenmeli, herkes en fazla benim kadar özgür. ne kadar özgürsünüz diye sormadan önce sor bir kardeş bakalım özgür müsün diye. hayır mzn yim akjdfkjqn. al en azından burda orta bir esprisi yapacak kadar özgürüm de diyebilirim o zaman. başkası? fazlası? yok. köküne kadar tutsak hissediyorum.
belki doğuştan sorumsuz ve tembel ruhlu olduğumdan mıdır bilinmez. istemiyorum kardeşim. güzel bir evim, güzel bir arabam, güzel bir çevrem olsun istemiyorum. güzel kıyafetlerle gecelerde insanlara sırıtmak istemiyorum.
ben kabuğumdan sıyrılıp kendimi insanığa adayarak en bulunmadık problemleri çözmek, en faydalı icatları yapmak ve çeşitli buluşlara imza atmak istiyorum. he amk he. (yazar burda küfredecek kadar özgürlüğe hasret, hayal ettiğimiz kadar özgürüz, neyle diye soranlar için) hiçbirini yapmak istemiyorum. faydalı olmak istemiyorum, bir ideal uğruna yaşlanmak yada kavga uğruna ölmek istemiyorum. unutulmamak, tarihe altın harflerle yazılmak istemiyorum. bakın dikkat istemiyorum
faydalı olmayayım kardeşim ben de. lülelerini sallaya sallaya sahilde koşan mutlu insan olmayayım. kimse beni hatırlamasın. sivrisinek kadar faydalı olmayayım. uğruna yaşadığım uğruna öleceğim aforizmalarla geceleri gözlerimi kapamayayım. hiçbir şeyim olmasın, mutlaka bir şeyler olmamı bekleyen ailem de olmasın, mütemadiyen çalışan ve gelecekten bahseden arkadaşlarım da olmasın. ben de olmayayım lan, kaybolayım bir ormanda bir dağda bir denizaltıyla yerin dibinde yada uzay aracıyla farklı yörüngelerde.
her insan faydalı olmak zorunda mı? bir baltaya sap olmak yada topluma yararlı olmak zorunda mı? kurallara uymak ve düzeni desteklemek zorunda mı? faydasız, boş beleş, hiçbir halta yaramayan, bir yeteneği ve öne çıkan özelliği olmayan, ortalama, sıradan bir insan olma hakkıma neden el koyuyorsunuz?
güzel bir evim, mutlu bir ailem, ideal bir kocam, son model arabam, süslenmemin hakkını veren sosyal hayatım, dolgun maaşım afilli kariyerim olmasın. istemiyorum. on tane diplomam yetmiş sertifikam on yedi sayfa cvm ve ses getiren projelerim de olmasın. bunlar için çalışmak da istemiyorum. hayat kurmaya çalışmak istemiyorum.
bol tecrübeli feleğin çemberinden geçmiş bilinçli ebeveyn ve meraklı akrabalar ile dedikoducu komşular. ben yolsuzum oldu mu? bir yolum yok. magandayım. hedefi olmayan gemiye rüzgar yardım etmesin, ben bir gemi değilim ve varmak istediğim bir liman yok. liman fobim var benim oldu mu sular sığlaşınca fenalık geliyor bana hedef görünce kıyıya yaklaşınca varislerim azıyor. (varis ne lan? yazar burda -özgürce- serbest çağrışım yaptı)
deniz kenarında sessiz sakin evim olsun. arabayi salla beni rüzgarla seviştirecek motorum olsun. onyıllardır okunan hikaye içinde hikaye barındıran saman kokulu kitaplarım olsun. radyoyu da geç kasetçalarım olsun, hadi plak lüksümü de feda ediyorum lan. iskelemde lezzetli balıklar olsun mesela. motorlu olmasına gerek yok teknem olsun. sessizlik olsun mesela şu an olduğu gibi demir sesleri gelmesin. sessizlik ya çok şey mi? hesap vermem gerekmesin, kendi hayatımdan sorumlu olayım mesela sadece birilerinin şusu busu olarak değişik kimliklerim olmasın. limonlu soda seven biri olarak öleyim.
zorla sahibi yapıldığım her şeyi kaybedeyim. sabah bir böcek olarak bile uyanabilirim. gerçekten kafkada mutluluğun anahtarını bulan tek kişi olmadığıma eminim. gregor samsada idealliği gören, aslında odadan çıkabilseydi dünyanın en şanslı ruhu olabilecek olan, küçük prensi kıskanan evet bütün insani kötü hislerle hasetle kıskanan ve hızı, yolları, denizi, dalgaları, seni gökyüzüne yaklaştıran her şeyi ve lunaparkları, limonlu soda ve soğuk ananas suyuyla bu kadar isteyen, özleyen son insan olmayacağım.
of sözlük of. olimposa kilim açıp tanrılardan özgürlük mü dilesem. onlar da idealist lan. kalk özgürlüğün için savaş filan derler. kim laf anlatacak onlara. en iyisi basıp gitmek. eee biletler benden desem, kimler gelir kübaya?