ne biliyim bir almanyalı thomas, abdli georghe kadar alsam yeter. onlardan bir eksiğim yok çünkü. onlarda çalışan bende. hatta ben daha fazla çalışıyorum. günümün değerli saatlerini mesaiye harcıyorum. onlar 7-8 saat çalışıyor. arta kalan zamanlarında hobileriyle meşguller. almanyalı thomas çocuğunu alıp haftasonları bayern münih maçına götürüyor. abdli georghe amcamız çocuklarını, eşini alıp golf gibi vb. hobiler yapıyor. ben ise günümün 12 saatini, haftanın 6 gününü iş denen modern kölelikte geçireceğim. üstüne üstlük trafikte cabası. eve geleceğim yorgun argın, max 1-2 saat boş vaktim olacak. birde onlardan az maaş alacağım. e biz nasıl mutlu olalım? tamam mutluluğun formülü bu değil ama en büyük engellerden de bir tanesi.
Almanyada üniversite mezunu, yoğun bakım hemşiresinin aldığı maaşın tl kuruna denk gelen karşılığını alsam yeter. Sikik sokuk zamlara gerek yok. Alman hemşirenin aldığı euroya eşitlensin fazlasında gözüm yok.
maaş ile mutlu olunmaz, maaş demek para demektir.
paranın da hep bir fazlası vardır. hep bir fazlası olan bir sistemde mutluluk ile kandırılırsınız.
maaş cebinizdeki yada hayatınızdaki fiziksel eksikleri kapatır.
mutluluk ruhunuzdaki eksiklikleri kapatarak erişilebilecek bir şeydir.
maaş peşinde koşarken kötü yola düşersiniz, mutsuz olur, savrulur ve paranın askeri olursunuz, aynı kumar batağı gibi bir gün sizi bir yerde batırır...
mutluluğu elle tutulur şeylerde aramayın.
Suan ki calisma tempomu dusunerek en az 8bin tl. O zaman en azindan maasim iyi ya diyerek bir dayanna gucu hissederdim. Simdi sadece bosuna okudum hissi veren bir firmada, en azindan para kazaniyorum diye avunarak, haftada 6-7 gun calisiyorum... Ve yine ayin sonunu zor goruyorum.