fırtınalı bir lise hayatının ardından hafta sonu ve haftanın muhtelif zamanlarında etüt salonlarını ev edinerek üniversite öğrenimine başlamış dişinin, "üniversite sınavını kazanmak" hedefini gerçekleştirdikten sonra kendine yüksek lisans ıvır zıvır, artı 2,3 dil öğrenme hedefleri koyan ama içine girdiği hayatın rüzgarına kapılıp bambaşka bir hayatın içinde kendini bulan kızdır. zaten genelde ortalamadan üstünde kalan başarılı hatunların ilk yıllardaki hedefi bu oluyor nedense, her ne kadar sonraki yıllarda dağıtacaklarını akıllarına getirseler de.
hazırlığa başlayıp hazırlanamamakla başlar her şey ve kaybedilen bir yılın akabinde dengesiz sevgili durumları izler. ne kimseyle tam bir ilişki yaşamaya yakın durur ne de hayatında birisi olmamasına. hele ki büyük şehirlerden birindeyse okuduğu üniversite, sıçtığının resmidir. şehri tanıyan yada bunun merakıyla ortalarda dolanan bir iki kafadarla gezmenin, eğlenmenin dibine vuru ki evde tüm bu olanlardan bihaber aile bireyleri, her şeyin yolunda olduğu düşüncesiyle hesabına her ay paraları basmaya devam eder.
daha sonra şöyle bir silkinir; "ben ne yapıyorum yaa" diyerekten. dağıttığını toplamaya başlar ufaktan. pişmanlıkları hırsa, hırsı başarıya dönüştüğü en yükselişli bir zamanda birden hayatına bir erkek girer. kendini ona kaptırır. kısa süreli düzeliş yerini sevgilisiyle beraber olmaya ve gününü gün etmeye bırakır. bir de ayrılıp ayrılık acısı çekti mi tam olur. tekrar bir silkinti yaşar ve en başta istediklerini hatırlar ama bir de bakmıştır ki 4. sene bitti bitecek.
geride iyi-kötü, acı-tatlı yaşanmışlıklar ve anılarla beraber gerçekleştirilemeyen hedefler ve kpss yi bekleyen bir işsiz kalır. evlenmesi yönünde baskı yapılan ve iş bulamadığı için aile bireylerinin her gün iğneleyici laflarına maruz kalan bir kız...
birden en başa döner. tekar dershaneye gelmiştir. başladığı yere.
düşünür...acaba yaşanmamış, yaşayamamışlıklarını ardında bıraktığı hayatta yaşadığı için pişmanlık mı duymalıydı, yoksa kendini sisteme uydurması gerektiği için kendine perhizler koyup kafasını kitaplara daldırıp dört sene boyunca gözünü kapatıp mı yaşamalıydı?
tekar düşünür; acaba ne istediğini kendisi mi bilmiyordur yada içinde bulunduğu sistemin ne istediğini tam olarak anlayamamıştır?
...
