Hepimizin söyleyebileceğimiz bazı beylik sözler vardır hayatımızda. Kimimiz kariyeri için yaşar, kimimiz aradığımız aşkı bulmaya adamışızdır kendimizi. Çoğumuz günü kurtarıp eve bir parça ekmek daha götürebilmek için yaşar. Bazılarımız namusu, şerefi için yaşar. Kendilerini kanıtlamaya çalışanlar vardır aramızda... Her şeyden vazgeçmiş olanlar... Kabullenenler ve reddedenler...
Bir annenin ölümü, bize uğrunda canımızı verebileceğimiz bir yolu sorgulatmaya başlar. Tecavüz edilen bir kardeş suratımıza sert bir tokat atar bazen. Bir babanın ağlaması, anlam verdiğimiz bütün değerleri bir araba sileceği edasıyla savurur diğer tarafa ve bir boşluğun içine atar tüm benliğimizi. Çırılçıplak hissederiz bir anda kendimizi.
Kendimizi aldatmayalım efendim... Yaşımız kaç olursa olsun, ne için yaşadığımızı halen bilmiyoruz. Halen hayatın sırrını çözmüş değiliz ve bu canımızı fazlaca sıkıyor. Açık olduğum için özür dilerim ama sana söylüyorum bulutların üzerinde bale yapan çocuk! Bir nefesinle dünyadaki bütün kötülükleri ateşe veremediğin sürece benim için kayda değer bir adım atmış olmayacaksın!
roma döneminde yaşamak istememin temel nedenlerinden biri bahsi geçen insanlardan biri olmam. savaşa git, savaş, seks yap, dön, seks yap. zaten dünyadan bihabersin.
Su hayatta tek bildigim sey,ne icin yasadigimdir. Kesinlikle annem icin yasiyorum. Onun o guzeller guzeli yuzu icin yasiyorum. Onun bir gulumsemesi icin ayakta duruyorum.
ne için yaşamadığını da bilmeyen insandır. ne için yaşamadığını bilse eğer ve yeterince aklı varsa ne için yaşadığının da farkında olması an meselesi olacakken onu bile beceremeyendir... acınasıdır...