cengiz özkan'ın sesiyle bütünleşmiş, canlanmış, gelip insanın içine çöreklenmiş türkü. kabullenişin ve anlamanın bilgeliği sizi sarıp sarmalıyor sanki huzursuzlukta huzur bulmak gibi.
...
Ne Feryad Edersin Divane Bülbül
Senin Bu Feryadın Anam Gülşene Kalsın
...
e be bülbülüm düşülürmü bir ozanın diline. aşıkların birbirini çekiştirmesini görür gibiyim. bülbül güle aşıkken ozan emrah kime aşık? kimesinden bizene de aşık işte...
bu giriş bitiriyor bizi; aşkından deli divane olmuş bülbülün sırrını ifşa edercesine feryadu figane düşüşü emrahın nazarında bir uyarmaya tabi tutuluyor. al feryadını figanını, seranatını, methiyeni, git gül bahçesinde güle dökül diye... bilmesin kimse; sen yanmmışsın, ölüp ölüp dirilmişsin, yaşamana sebep bir maşuğun kalmış, bilmesin kimse... kalsın sende, içinde. bilinecekse de gönlünü akıttığın bilsin, diyor gibi...
ben bilmem yine de...
öyle güzel yorumlamıştır ki cengiz özkan, yanık sesiyle vuslatı başka bahara bırakmış bülbülün hissettiklerini hissettirir. erkan oğur üstad ise tuzu öyle bir serpmiş ki bu türküye sanki bağrımızdaki yaraya serpmiş kadar etkilidir.
çok duygulu bir elazığ türküsü. bir insanın böyle birşey besteleyebilmesi için nasıl bir duygu yoğunluğunda olması gerekir anlayamadığım eser. cengiz özkan bu türküyü erkan oğur un da yardımı ile mükemmel yorumlamıştır.
Ne Feryad Edersin Divane Bülbül
Senin Bu Feryadın Anam Gülşene Kalsın
Bu Dünyada Eremezsen Murada
Huzuru Mahşere Anam Divana Kalsın
Nesin Methedeyim Bir Kaşı Kare
Şu Sineme Açtı Anam Onulmaz Yare
Dünya Tabip Gelse Derdime Çare
Derdimin Dermanı Anam Lokmana Kalsın
Bir Can için Geçti Canım Serinden
Vücudum Kül Oldu Anam Aşkın Narından
Emrah Bir Buse ister Nazlı Yarinden
Bu Bayram Olmazsa Anam Kurbana Kalsın