gör diye, ne diye bunca zahmet, göstermek daha mı önemli,her gördüğünü gösterebiliyor musun, söylesene, her gördüğünü gösterebiliyor musun,rüyalarının fotoğrafını çekebiliyor musun, ışığın yetiyor mu, netliğini ayarlayabiliyor musun, görmeyi, sadece görmeyi biliyor musun? hem ne göstereceksin, haberleşmek için mi, kimlerle? kendinden habersiz kaldın mı hiç?
sorduk mu hiç bunları kendimize? sahi gerçekten hiç biz "soru sorduk mu?" ve biz hiç kendimizi aynanın karşısına alıp öldüresiye saldırdık mı o'na? ve zaman geçip giderken neyin ne olduğunu, insanın ne olduğunu, hayatın ne olduğunu sorguladık mı?
hep mi yavan kaldık hep mi arkadan geldik hep mi korkarak yaşadık hep mi birilerinin gelip bize yol göstermesini bekledik? hiç seçmedik mi? hiç istemedik mi? hiç bu böyledir diyemedik mi?
hem ne için yorulacağız ki? cevaplar neyi değiştirecek? görmek neyi değiştirecek? çelişkilerdne çelişkiler çıkacak ve biz yine tıpkı buradaki gibi koca bir umutsuzlukla başbaşa kalacağız.
ama yetmez!!! umutsuzluk yetmez. kan akmalı beyninden insanın, duvarları tırmalamı, içini boşaltmalı onlara sonunda umutsuzluk varsa kime ne? ve elbette çelişmeli insan hem kendisiyle hem her şeyle çünkü çelişmek, değişmektir, değişmek gelişmektir. değişmeyen aptaldır. ve insan aptal olmamalıdır. madem yaşıyorsun madem ben de varım diyorsun o zaman sor o zaman merak et o zaman sorgula o zaman uyuma, o zaman kalk ve kafanı kaldır!
