sabahtan akşama kadar bağırmak tan artık kendilerinden bezmiş nasıl bir ses çıkardıklarını da kendileri anlamayan ekmek davası peşinde koşan kişilerdir.
o sesin aporlör den çıkan ince sese dönüşmesi insanın kulağını gıdıklıyor bazen ''sussana lan adam pazar pazar'' diyede karşılık verilebiliyor.
"bardayyyykkçıııııı, barrrrdayyyykkçııı , bardaykkkçııı geelldiii hanııımmmm" şeklinde örneklendirilebilecek, bardak, tabak , porselen vs satan arabalı işportacının megafonundan çıkan söz öbeği... çocukluk anılarının depreşmesi...
patates soğana
padades suvaaaaaaaaan
diyen insanlardır. bunların yüzünden küçük kardeşim soğan yerine suvan demeyi öğrenmiştir.kendisi 10 yaşında olmasına rağmen hala suvan der.
zerzevatçı değil bahsedeceğim kişi.
mısırcı..
mersin sokaklarında yankılanan sesini duyduğumuzda saatin 5 buçuk olduğunu anlardık. hiç şaşmazdı. mısır sattığını ise bağırmasından değil; etrafına toplananların ellerine bakınca anlardık..
ne derdi mısırcı:(ciguli'nin sesini kalınlaştırdığını varsayalım)
-ganamışş süüdddaaruuuuvvvv!!!
(kaynamış süt darı!)
amaçlarının anlaşılmayan sesler çıkartıp sattıkları şeyle alakası olsun olmasın meraktan herkesi cama toplayıp daha geniş kitlelere hitap fırsatı yakalamak olduğunu düşündüğüm meslek erbabı. güzel politikadır aslında. belki demirciyi görünce çamaşır asacağı birden fazla gelir gözünüze ya da canınız patates kızartması çekebilir... sonuç: hedefe ulaşmış satıcı, başarılı pazarlama tekniği...