Aslında bir soru cümlesi olmasına rağmen bir emir cümlesi olan bu söz öbeğinin ikamelerini şöyle sıralayabiliriz:
- Futbol 22 kişinin bir topun peşinde koştuğu anlamsız bir spor.
- Futbol çok vahşi.
- Futbolcular çok kaba saba oysa basketçiler çok entellektüel.
Bu ve bunun gibi daha sıralayabileceğimiz cümlecikleri, bizim en ergen olduğumuz, cinsel organımızı fark ettiğimiz ve bu farkındalıkla beraber sivilce denilen asosyal insan tasarımcısı ile de tanıştığımız zamanlarda duymaya başladık genç kızlarımızdan.
Bizler 4 yaşından beri futbolcu isimleri ezberleyeduralım, sakızlı futbolcu kartları biriktireduralım, top peşinde beyaz atletin koltukaltlarını karartalım, biyolojik olarak pol pozisyonunu kapmış olan kızlar çoktan trendy'leri salsaları, blue jean dergilerini ciltletmişlerdir.
Sizler tozun toprağın içinde "iso! Pas atsana oğlum, hep kendin oynuyon" diye ses tellerinizi yıpratadurun o güzeller içeride cinsel hayallere dalmışlardı. Senin en büyük hayalin neydi, golden sonra tribüne gidip taraftarına "Nasıl geçirdim ama" anlamına gelen gol hareketini yapmak. Arada çok fark var.
Bu kızlar sen cinselliğini keşfettiğinde fark edilir. Ama sende kocaman bir sivilce var, sesin gerek Orhan yüzünden, gerekse biyolojik pit stoptan dolayı Mezopotamya gibi... bir de üstüne kızların itinayla uzak durduğu futbolun aşığısın. işte tam bu sancıların üzerine kız gelip sana bu söz öbeğini kuruyor.
"Ne anlıyorsunuz şu futboldan"
Bu soru kamuflajında kullanılan cümleye verilecek iki tarz cevap vardır:
1-"Kızım benim hayatım sensin ömrüm Cimbom"
2-"Bence de ya!"
"Bence de ya" diyenler bugün güzel kızların hepsini kaptılar. Biz ise hala yayıncı kuruluşa bir ton para bayılıyoruz, o şirketten bizi arayıp "porno kanalları da aktif edelim mi?" sorularına sivilceleri kaşıyarak cevap veriyoruz.
Aslında doğru önermedir. Yıllar yılı gözümü kırpmadan izlediğim futboldan şu ana kadar sadece 1 ders çıkardım : Futbol basit bir oyundur. 22 kişi 90 dakika bir topu kovalar ve sonunda hep Almanlar kazanır.
kendiyle çelişen kadın söylemidir. şöyledir ki basketbolu sevdiğini söylemiş iyide orada da iki rakip ve bir topun peşinde ayak yerine ellerini kullanarak benzer bir durumu yapıyorlar yoksa orada topmu adamın peşinden koşuyor entel lermiş ya basketçiler.
edit; ayrıca bende basketi severim hatta efespilsen taraftarıyım, aynı zamanda da galatasarayı seven bir erkek nesliyim.
neyse ki 22 kişi bir topun peşinde koşmuyor, hani gerçekten koşsalar hayatta izlemezdim. her oyunda olduğu gibi futbol da bir teknik-taktik savaşıdır. bilinçli izlendiği takdirde büyük keyif verir.
bunu diyen genelde her gün feriha'yı kim düdükledi, fatmagül kerim'e verdi mi, soner'le aylin düzüşecek mi? gibi milli(!) meseleler üzerinde kafa yoran güzide yurdum kızıdır.
- Bazı insanlar futbolun ölüm kalım meselesi olduğuna inanırlar. sizi temin ederim ki ondan çok çok daha önemlidir. *
(Shankly, eski futbolcu ve dünya sıralamasında gelmiş geçmiş en iyi 5. teknik direktör)