2011-2012 normal sezonu, dün gece oynanan karşılaşmalar ile sona ermiştir. böylece chicago bulls ve san antonio spurs (50-16) en çok galibiyet alan takımlar oldu. ancak kendi aralarında oynadıkları maçlarda ortaya çıkan chicago bulls üstünlüğü ile chicago bulls, playoff'lar boyunca saha avantajını ele geçirdi. charlotte bobcats ise sezonu 7 galibiyet, 59 mağlubiyetle noktaladı. 1972-1973 sezonunu philadelphia 76ers 9 galibiyet, 73 mağlubiyetle bitirmişti ve o sezonki galibiyet yüzdeleri %11'di. bu galibiyet yüzdesi ile nba tarihinin en kötüsü konumundaydılar. ancak charlotte bobcats, 7 galibiyet ve 59 mağlubiyetle %10.6'lık bir galibiyet yüzdesi yakaladı. böylece de nba tarihinin en kötüsü oldu. aynı zamanda sezonu da 23 maçlık bir mağlubiyet serisi ile bitirdiler.
Konferans finallerine yaklaşılan NBA'de, normal sezonun en iyi savunma beşi belli oldu. Normal sezonun MVP'si seçilen Miami Heat'in süper yıldızı LeBron James, 24 birincilik oyu ve 53 puanla en fazla oy alan oyuncu olarak ilk beşte kendisine yer buldu.
Oklahoma City Thunder forveti Serge Ibaka, Orlando Magic pivotu Dwight Howard, Los Angeles Clippers point guardı Chris Paul ve Memphis Grizzlies şutör guardı Tony Allen, ilk beşin diğer isimleri oldu.
Allen ve Ibaka, ilk kez bu beşe girme başarısını gösterdi.
En iyi ikinci savunma beşinde ise Boston Celtics'ten Rajon Rondo ve Kevin Garnett, Los Angeles Lakers'tan Kobe Bryant, Chicago Bulls'tan Luol Deng ve Normal sezonun "en iyi savunma oyuncusu" ödülüne layık görülen New York Knicks'ten Tyson Chandler yer aldı.
--spoiler--
nba amerikan basketbol ligine ait isimdir. aynı zamanda 2 yaka vardır. bunlar batı ve doğu olmak üzere ikiye ayrılır. dünyanın en iyi ligidir. ve en muhteşem basketbolcular bu ligde yer alır. bu ligde dünyanın en iyi basketbolcuları boy gösterir. nba' de boy gösteren oyuncuların bazıları avrupadan draft edilmiştir. ve sıralamaya göre nba takımlarının kıskacı altına girerler. bu sıralamada nakışı tutturup oyuncuların kendini geliştirmesi esas olandır. ilk yıl oyuncular için çaylak yılıdır. bu yılda oyuncular kendisini geliştirir. ve devamında da allstar olmaya çalışırlar. bir basketbolcu için nba kariyerinin en büyük hedef noktasıdır.
bir dönemler seyir zevki had safhada olan fakat son birkaç yıldır ciddi bir düşüşe geçmiş dünyanın en popüler basketbol ligi. güç dengeleri ile mücadelenin heyecanını, seyircilerde merak duygusunu kamçılamayı sağlayan mali yapısı ve yazısız kuralları ile(bir süperstar gerçekten süperstarsa, birkaç rol arkadaşı ve şahsi tabancasıyla savaşa girer, süperstarlar topluluğuyla değil) ciddi manada çok güzel sezonlar izlememizi sağlayan bu organizasyon, bu yapısını yok ederek yeni bir çağa adım atmaya hazırlanıyor. fakat bana kalırsa bu yeni yapı, nba in geleceği açısından pek hoş getirileri olabilecek bir yapı değil.
sorun şu ki, evet eskiden de pasta her takıma eşit bölünmezdi belki fakat takım başına düşen star sayısı hiç bu yılki kadar bariz farklar barındıran bir yapıda değildi bu ligde. düşüşe geçmiş takımlar için yardıma ''draft'' koşardı, ne bileyim mali açıdan kulüpler arasında dağlar kadar farklar yoktu, en önemlisi her gm ve taraftar ''eğer bir gün bir genç süperstar patlatır ve takımı da onun etrafında kurabilirsek bu ligde tepeye oynayabiliriz'' in umudunu taşıyordu. fakat şimdi öyle mi allahasen? son yıllardaki yetenek fakiri nesillerin draft'e olan kötü etkisi sonucu artık ilk sırada seçilen oyuncular bırakın takımı sırtlamayı, role player rütbesinin üzerine gelecek yıllar da dahil olmak üzere çok da fazla çıkabilecek potansiyelde olmayan tipler. yani biri tutup da kim bu sarı çocuk (bkz: dirk nowitzki) dediği birinden sonraları milyonlar kazanabileceğine inanmıyor artık.
kapitalist bir iştahla piyasadaki tüm iyi adamları toplayıp en büyük olma hırsına vize veren yapısıyla, nba in altın çağlarını yaşamış nesiller için ''hey gidi'' çektirebilecek anları yaşatabilir durumdadır. ah stern, vah stern...
insanüstü smaçlarla, atılan çoğu atışın girmesiyle insanı hayretler içerisinde bırakan, normal şartlarda 30 takımın bulunduğu ve playoff sistemiyle galibin belirlendiği lig.
dün akşam güç dengelerinin alt üst olduğu ve zayıf denilen takımların güçlü takımları çatır çatır yendiği maçlara sahne olmuş, dünyanın en büyük basketbol ligidir. birkaç maç sonucu vereyim:
hornets 95 - spurs 88
knicks 96 - celtics 102
wizards 101 - thunder 99
bahisçiler fena yattı dün ama ben birkaç gündür oynamıyorum allahtan...
play off ilk turuyla ilgili tahminlerimi yapmaya geldiğim ligdir:
miami - milwaukee 4 - 0
new york boston 4 - 1
indiana - atlanta 4 - 1
brooklyn - chgicago 2 - 4
okc - houston 4 - 1
san antonio - lakers 4 - 2
denver - golden state 4 - 0
la clippers - memphis 4 - 3
2012-2013 normal sezonu, önceki gece oynanan maçlarla sona ermiştir. böylece miami heat sezonu 66 galibiyet, 16 mağlubiyetle lig lideri olarak tamamladı. ligin sonlarına doğru yakalamış oldukları 27 maçlık galibiyet serisi sezonun en dikkat çeken olaylarından biri oldu. böylece nba tarihinin en uzun ikinci galibiyet serisine imza attılar. yine sezon içinde los angeles clippers 17 maçlık bir galibiyet serisi yakaladı. denver nuggets 15, new york knicks de 13 maçlık galibiyet serisi yakaladı. ayrıca denver nuggets, pepsi center'de oynadığı son 23 maçtan galibiyetle ayrıldı. playoff'larda bu galibiyet serisini uzatma şansları olacak. ligin en kötü performansı ise sezonu 20 galibiyet, 62 mağlubiyetle tamamlayan orlando magic'e ait oldu.