nba'de bir kişinin takımı kurtarabileceği bir durum vardır ancak avrupa'da bir pozisyonunuzdaki kişi zayıf halka ise diğer oyuncular ne kadar iyi olursa olsun o maç gider.
nba basketboldur. euroleague de basketboldur. olmadı lan. niye olmadı çok da iddialı girmiştim cümleye halbuki. ama nba'in tadı bir başka ben bunu bilir bunu söylerim.
saatlerce anlatılabilecek olan farklardır ama sizin için ikinci bir defa özetlemeye çalışalım.
nba ile avrupanın arasındaki ilk fark oyunculardır. nba oyuncuları insan sınırlarını zorlayacak şekilde atletler, aynı zamanda fizik olarak çok daha güçlüler ve teknikleri muazzam. avrupa sadece oyun bilgisi konusunda yarışabilir nba ile. genel olarak kıyaslamak avrupaya haksızlık olur. bunun tek sebebi ise altyapı ve idman. şimdilerde yok olan, bir zamanlar süperyıldız seviyesinde ki arenas günde 1000 adet şut çalışıyordu, takım arkadaşlarından birini yanına alarak kendisi şut atarken ona foul yapmasını istiyordu basket foul sokmaya alışsın, sakatlıktan döndüğünde eski hızına ulaşmak için arkasına paraşüt takıp öyle koşuyordu. bu kadar çalışan hangi avrupalı oyuncu var? hangi avrupalı oyuncunun fiziği nba oyuncusununkiler ile boy ölçüşebilir? avrupa basketbolü nba ile değil anca ncaa ile çekişebilir.
farmar, vujacic ve semih nba'den şutlanıp efes'e geldiler ve final four için savaşıyor efes.
edit: organizasyondan ise hiç bahsetmiyorum. malum adamlar rakipleri kendi evlerinde şampiyon olduklarında alkışlıyorlar bizim ampute maçımızda kavga çıkıyor.
bir defa nba de 3 lük atmak daha zor çünkü pota uzaklığı daha fazla buna rağmen üçlük ortalaması daha iyi avrupaya göre fark burda kendini belli ediyo bence...
james naismith basketbolu bulmuş, amerikalılar oynamaya başlamıştır fakat abdlilerin her işinde olduğu gibi bu ligde de pazarlama, reklam, gösteri, gelirler, sansasyonlar ligde oynanan basketbolun önüne geçmiştir maçlarda setler genelde takımın yıldız oyuncusuna topu vermek içindir yani top paylaşımı değil top teslim etme anlayışı vardır ve sistemli basketbol oynayan san antonio spurs gibi takımlar her sene belli bir başarıyı yakalarlar. avrupa da ise tam tersidir, her takım deli gibi set oyunu oynar, set oynayamayan bu seneki fenerbahçe gibi takımlar ne kadar para harcarlarsa harcasinlar başarılı olamazlar ama olympiakos gibi sistem takımları az parayla avrupa şampiyonu bile olabilirler. basketbol amerikada bulunmuş olmasına rağmen avrupalilar bu. oyunu amerikalilardan çok daha iyi bir şekilde gelistirmislerdir ve bundan 15 sene önceki nba ile şimdiki nba arasında dağlar kadar fark vardır nba gün geçtikçe avrupalasmaya gitmektedir
nba'in birkaç üst düzey takımı dışında avrupada oynanan oyunla pek farkı yoktur. fakat o salonlar oyunu bir başka hale getirir. nba'in en büyük artısı görselliğidir.
nba da salonlar ihtişamlı ve güzel dizayn edilmişken avrupada maçın en çok oynandığı alanlar olan pota bölgeleri hizasında devasa seyirci çıkışları bulunmakta olup okul spor salonu görüntüsü vardır.
nba de takım oyunu yoktur bireysel yıkdızların yeteneğine göre oyun gelişir avrupa basketbolunda takım oyunu vardır takım toplu savunma toplu hucum yaparlar avrupa basketbolu gerçek basketboldur diyebiliriz.
eğer bunlardan birisi satrançsa bu kesinlkle avrupa basketboludur. Avrupa basketbolunda piyonunda vezirinde kullanılacağı ve iş göreceği yer vardır. tamamen strateji, doğru şut bulma, süreyi iyi kullanma ve her şeyden önemlisi iyi savunmaya dayalıdır. NBA'de ise piyonlara pek yer yoktur. Tabi dünya'daki bütün vezirler neredeyse nba'dedir orası ayrı konu. seyir zevki oyuncu kalitesi ve tabi ki para nba'dedir.
