smaç yarışmasına 4. olarak eric gordonnun mu demar derozan n mı katılacağını belirleyen yarışmada eric gordon çok daha güzel smaçlar basmasına rağmen kazanan demar derozan olmuştur.her sene olduğu gibi yine beklenenin aksi olmuştur.
herkesin kafayı zach randolph'un al horford'un chris kaman'ın oyununa taktığını görmemi sağlamış organizasyon.
kaman konusunu ayrı tutuyorum, sonuçta kendisi bir son saniye all-starı.
ancak bu sene gerçekten beklentilerin çok çok üstünde basketbol oynayan(marc stein'ın deyimiyle cinderella rankings 1.si) memphis grizzlies takımında kariyerinde ilk defa bu derece olgun bir oyun çıkaran zach randolph'un all-star olmasına itiraz etmek abesle iştigaldir. zaten bu maçta uzun oyunculardan öyle çok şov falan beklenmez hiç bir zaman, shaq'miş dwight howard'mış böyle adamlar kendi jenerasyonlarında bir kere çıkarlar. başka da şu an nba'de öyle "aaabi bu uzun olaydı bak ne canlandırırdı all-star'ı" diyebileceğimiz bir uzun yok.
o zaman hangi kategoriye göre alacağız bu adamları? oynadıkları oyunun kalitesine, takımlarının başarısına ve istatistiksel başarılarına.
bu kriterleri göz önüne koyduğumuzda zach randolph hem bu sene top dominantlığını aşağı indirmesi(eskiden iki pas vermezdi bu adam), hem memphis takımının başarısındaki katkısı, hem de istatistiksel başarısı(20.5 sayı, 11.6 ribaund) ile all-star olmayı sonuna kadar haketmiştir. tabii memphis'in oyun yapısının da bunda büyük bir etkisi var şüphesiz. ligin en başarılı hücum eden takımlarından biriler, ama bunu pas vermeden yapıyorlar(asist sıralamasında 29.lar). çok pasa dayalı bir takımda oynarsa randolph'tan başarılı olması pek beklenemez. ama spacing denilen oyunu geniş alana yayarak bireysel oynamaya geldiği zaman konu, ligde randolph kadar başarılı uzun bulmak da zordur.
dediğim gibi burada bir haksızlık yapıldığını söylemek mümkün değil, ama yine de z-bo yatsın kalksın lionel hollins(memphis grizzlies koçu)'e dua etsin. all-star olmasında çok büyük emeği var onun.
al horford konusuna gelince. bu konuda ben de biraz şikayetçiyim, ama bu sene koç seçimi yapılırken koçlar galibiyet/mağlubiyet oranına biraz fazla dikkat etmişler. eskiden ligin en kötü takımında 25+ sayı atarken all-star olabilmek mümkünken şimdi bu tarz adamlar all-starın dışında kalıyorlar(bunun en net örneklerinden biri bu sezon için monta ellis'tir). bu bir politikadır, eleştirilebilir. ama en azından koçlar bu konuda gerçekten tutarlı davrandılar bu sezon, mesela monta ellis'i sokup da al horford'un yerine david lee alınmamış olsaydı(ki kendisi şansının da yardımıyla bir şekilde all-star oldu zaten) o zaman ben de itiraz ederdim, ancak şu haldeyken edemiyorum pek. al horford doğunun bana göre şu ana kadarki en iyi ikinci takımının en iyi oyuncularından. pozisyon itibariyle pivot kategorisinde gösterilmesi sebebiyle burada kendisi(aşağıda ayrı bir paragraf açacağım josh smith pivot olsaydı böyle bir ihtimal düşünülemezdi bile). istatistikleri de double-double şeklinde, çok aşırı göze batmıyorlar all-star için. kaldı ki bu all-star bir jamaal magloire bile görmüştü zamanında, bu hiçbir şey değil.
benim bu oylamadan dolayı tek büyük üzüntüm(basketbol otoriteleriyle bu konuda ortak bir görüşe sahibiz) josh smith'in all-starda olmaması. kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor kendisi, o anlamsız üçlükleri neredeyse tamamen kesti, hem savunmada hem hücumda mükemmel işler çıkarıyor ama all-starda olmayacak. artı bu adam olayın şov yönüne de büyük katkı yapardı. seçilmemiş olması gerçekten koçların büyük ayıbıdır bana göre.
neden shaq yok? bunu zaten türk basketbol yorumcularımız da bağıra çağıra söylüyor ama bizim millet anlamamakta direniyor sanırım. ben de herkes gibi shaq'i all-starda görmek isterim, ama bu adam bile 11.7 sayı 6.8 ribaund gibi bir istatistikle all-star olamaz. cleveland'ın kendisini tek alma sebebi howard'ı teke tek alabilmesi, normal sezonda adamı doğrudüzgün oynatmıyorlar bile. şımarıkça ve bencilce bir tavırla shaq'in all-star olmasını istemek kolay yol, ancak all-star'ın bir oyuncuya verilen bir "ödül" olduğunu ve bu ödülün şovla değil, "performansla" verilen bir ödül olduğunu unutmamak gerek.
hep 90'ların kafasıyla kalırsak, sürekli "iverson-mcgrady-pierce-garnett-carter-shaq" all-star olsun dersek, yeni jenerasyona büyük haksızlık etmiş oluruz.
son birkaç cümle daha: fan voting iyi tamam da, iverson(neyse ki oynamayacağını açıkladı) ve garnett'in ilk beş başlayacak olmaları bence skandal. kevin garnett'in en büyük fanlarından biriyim, ama bir adam 50 maçın sadece 39'unda oynamışsa ve bu maçlarda yine sadece 14 sayı ve 7 ribaund gibi bir istatistik tutturabilmişse(sakatlığından dolayı inanılmaz derecede kötüleşen savunmasına girmek bile istemiyorum), ben o adam jordan bile olsa all-star olmasına karşı olurum arkadaş.
uzun lafın kısası, her sene olduğu gibi yine izleyeceğim maçtır. nedeni içinde şovlar falan barındıracak olması değil, nba'in gerçekten şu anki "en iyi top oynayan" oyuncularını(josh smith'i saygıyla anarak söylüyorum) birarada izleyecek olmamdır. siz de böyle bakarsanız daha rahat izlersiniz, inanın bana.
lebron james in artık insan gibi oynayacağını düşündüğüm eğlence maçı.gerçi herkes sakatlandı yine mvp olayım diye çıldırıp maçın tadını kaçırabilir.batıda nash-kidd ikilisi maça takılırsa iyi maç olur diye düşünüyorum.billups ıda unutmamak lazım.yoksa doğu işi hemen bitirecek gibi.
1- "Evans+Blair+Beasley=Çaylakları galip" formulüyle açıklanabilecek bir çaylaklar maçıyla başlayan bu yılın all star organizasyonu.
2- Kaman, Zach, Horford gibi bu sezon mükemmel oynayan uzunlara kazma denildiğini görüp "Çıkın siz takımlarınızı play-off potasında tutun" şeklinde bir düşünce geçirdiğim başlık.
biz zavallıların sabahın ilk saatlerine kadar uykusuz kalmasını sağlayan event. merak edilmesin müftüye sordum nba izlemenin dine bir sıkıntısı yokmuş. don-kulot oturulup izlenebilir.
'bugün allah için ne yaptın?' ile bağdaştırılmaması gereken organizasyon. yoksa ben de derim ki önündeki klavye ile yaptığın ego masturbasyonuna ayırdığın vakit kadar tesbih çekip sünnete vakit ayırıyor musun ey elkordobeslerin beşincisi?
e şimdi oldu mu? olmadı tabi. 'yok aga ben ne izlicem gider ibadetimi yaparım' diyen de varsa vince carter, tracy mcgrady ve steve francis'in 2000 yılındaki aşmış smaç yarışmasından sonra doğru düzgün bir kapışma izleyememiş kitle için eğlenceli bir vakit dilesin bizlere; ne şiş yansın ne kebap.
ilk defa all star maçı için sabahlanmadığından izlenmesi sorun olmayacak maç. gerçi o kadar sakatlıktan sonra tadı tuzu kalmadı. belki de yarısında maçı bırakıp ibadete başlanır.
sadece smaç yarışmayı izlemeye niyetlenip marie ferdinand harris isimli kıza aşık olmama sebep olmuş organizasyon. wnba liginde 3 kez mvp seçilmiş olması sebebiyle aramızdaki statü farkı aşkımıza ne derece mani olur bilemem ama smaç yarışması biter bitmez çikolata-çiçek şeklinde ayaklanıyorum aga; neticede ben de 3 saniye civarında iyiyim.
smaç yarışmasını bir kere daha am biti nate robinson'un kazanacağını düşündüğüm organizasyon. ilgi her geçen sene azalıyor maalesef ama bıkti millet artık. hatun yapmış olsaydık ben bile izlemezdim. bu gudik organizasyon bile saplığımı yüzüme vuruyor.
billie jean'in seslendirilmesiyle popun kralının unutulmadığı yarışma olmaktadır an itibariyle. Bu arada çok çekişmeli ve harika bir üç sayı yarışmasının finali de an itibariyle devam etmektedir.