nazım hikmet şiirlerinin en vurucu sözleri

entry86 galeri0
    35.
  1. "bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine"
    2 ...
  2. 34.
  3. ayağını basdın odama
    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi.
    2 ...
  4. 33.
  5. Biz artık seninle düşman bile değiliz.
    3 ...
  6. 32.
  7. ''yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi mesela...''
    4 ...
  8. 31.
  9. saplandı göğsüme on beş kara saplı bıçak, kalbim yine çarpıyor, kalbim yine çarpacak.
    1 ...
  10. 30.
  11. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    yorulmuşsundur;
    nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
    ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
    susamışsındır;
    buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
    acıkmışsındır;
    beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
    memleket gibi yoksuldur odam.

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    ayağını basdın odama
    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
    güldün,
    güller açıldı penceremin demirlerinde
    ağladın,
    avuçlarıma döküldü inciler
    gönlüm gibi zengin
    hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

    Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin.
    3 ...
  12. 29.
  13. (bkz: Memleketimden insan Manzaraları)

    (bkz: galip usta)

    tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur :
    “Kâat helvası yesem her gün” diye düşündü
    5 yaşında.
    “Mektebe gitsem” diye düşündü
    10 yaşında.
    “Babamın bıçakçı dükkânından
    Akşam ezanından önce çıksam” diye düşündü
    11 yaşında.
    “Sarı iskarpinlerim olsa
    kızlar bana baksalar” diye düşündü
    15 yaşında.
    “Babam neden kapattı dükkânını?
    Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına”
    diye düşündü
    16 yaşında.
    “Gündeliğim artar mı?” diye düşündü.
    20 yaşında.
    “Babam ellisinde öldü,
    ben de böyle tez mi öleceğim?”
    diye düşündü
    21 yaşındayken.
    “işsiz kalırsam” diye düşündü
    22 yaşında.
    “işsiz kalırsam” diye düşündü
    23 yaşında.
    “işsiz kalırsam” diye düşündü
    24 yaşında.
    Ve zaman zaman işsiz kalarak
    “işsiz kalırsam” diye düşündü
    50 yaşına kadar.
    51 yaşında “ihtiyarladım” dedi,
    “babamdan bir yıl fazla yaşadım.”
    Şimdi 52 yaşındadır.
    işsizdir.
    Şimdi merdivenlerde durup
    kaptırmış kafasını
    düşüncelerin en tuhafına :
    “Kaç yaşında öleceğim?
    Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?”
    diye düşünüyor.
    Burnu sivri ve uzun.
    Yanaklarının üstü çopur.
    Denizde balık kokusuyla
    döşemelerde tahtakurularıyla gelir
    Haydarpaşa garında bahar.
    Sepetler ve heybeler
    merdivenlerden inip
    merdivenleri çıkıp
    merdivenlerde duruyorlar.
    4 ...
  14. 28.
  15. ''ne ben sezar'ım ne de sen brütüs'sün...
    ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün..
    artık seninle biz, düşman bile değiliz."
    3 ...
  16. 27.
  17. "sen elmayı seviyorsun diye,
    elmanında seni sevmesi şart mı?"
    4 ...
  18. 26.
  19. Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum,
    ama nasıl?
    kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
    yüzde hudutsuz kere yüz...
    Kadın erkeğe dedi ki:
    - Baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    Şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
    6 ...
  20. 25.
  21. "Trrrum, Trrrum, Trrrum! Trak! Tiki Tak!
    Makinalaşmak istiyorum."

    değildir elbette.
    0 ...
  22. 24.
  23. Varılacak yere kan içinde varılacaktır.
    Ve zafer artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
    tırnakla sökülüp koparılacaktır...
    5 ...
  24. 23.
  25. nazım sığ bir şairdir. Söyledikleri de sıradandır. Onun için vurucu sözleri de mevcut değildir. Asikar.

    edit: ya bu kadar da eksilenme olmaz ki!
    0 ...
  26. 22.
  27. seviyorum seni, yaşıyoruz çok şükür der gibi.
    5 ...
  28. 21.
  29. "Bizi esir ettiler, bizi hapse attılar: beni duvarların içinde, seni duvarların dışında.
    Ufak iş bizimkisi. Asıl en kötüsü: bilerek, bilmeyerek hapishaneyi insanın kendi içinde taşıması..." Nazım Hikmet
    4 ...
  30. 20.
  31. sana kalbimle kafamı yazdım.
    2 ...
  32. 19.
  33. Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin.
    3 ...
  34. 19.
  35. Şimdi dışarda olmak,
    dörtnala sürmek dağlara doğru atı.
    Ata binmesini de bilmezsin, diyeceksin ama
    şakayı bırak ve kıskanma,
    yeni bir huy edindim hapiste
    seni sevdiğim kadar değilse de
    hemen hemen ona yakın seviyorum tabiatı...
    Ve ikiniz de uzaktasınız...
    5 ...
  36. 18.
  37. ne ben sezarım ne de sen brütüssün,
    ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.
    artık seninle biz, düşman bile değiliz.

    neden bilmiyorum ama son mısra özellikle olmak kaydıyla en vurucu bu dizeler gelir bana.
    6 ...
  38. 17.
  39. "inek gibi karı.
    Belimden kalın bacakları...
    Fakat zevk meselesi bu..."
    4 ...
  40. 16.
  41. "sen şimdi yalnız saçımın ak'ında,
    enfarktında yüreğimin,
    alnımın çizgilerindesin
    memleketim,memleketim,memleketim"......
    5 ...
  42. 15.
  43. Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, fakat asla ümitsizliği değil...
    7 ...
  44. 14.
  45. delikanlım
    iyi bak yıldızlara!
    belki onları bir daha göremezsin...

    belki bir daha
    yıldızların ışığında
    kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin…

    delikanlım!
    senin kafanın içi
    yıldızlı karanlıklar kadar
    güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
    yıldızlar ve senin kafan
    kâinatın en mükemmel şeyidir.

    delikanlım!
    sen ki, ya bir köşebaşında
    kan sızarak başından gebereceksin.

    ya da bir darağacında can vereceksin.
    iyi bak yıldızlara
    onları göremezsin belki bir daha...*
    12 ...
  46. 13.
  47. ''ne ben Sezarım; Ne de sen Brütüssün. Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip de bana küssün. Artık seninle biz; düşman bile değiliz.''
    11 ...
  48. 12.
  49. "Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın.Çınarlı, kubbeli mavi bir liman.Beni o limana çıkaramazsın.."
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük