basit yaşayacaksın. mesela susayınca su içecek kadar basit. dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında. tek düğmesi olacak elindeki cihazın; tek bir düğme, tek bir cümle gibi; sevince lafı dolandırmadan söylediğin seni seviyorum gibi. basit bir öpücük yetecek sana; basit sıcak bir öpücük ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin. o öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını, o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını. kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu. saatin, sadece saati gösterecek; telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın. küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan. basit yaşayacaksın, basit. sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit..
nazım hikmet şiirleridir. nazım hikmet ise aforizma yaratmaya meraklı gençliğimizin yeni malzemesedir. insanın ne o cemal süreya külliyatını ne ara bitirdiniz diye sorası gelir.
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
"oturmuşsun denizin kıyısına,
bakıyorsun amerikan zırhlısına.
hastasın, açsın, öfkelisin,
o da bakıyor sana,
hem de nasıl? efendinmiş, sahibinmiş gibi
it oğlu it.
Dün canım olan yarın düşmanım olmaz benim
Yaşananların hatırı saklı kalır.
Hatıraları hep sorulur selamları hep alınır.
Sildiklerim vardır bide…
Onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır.
Adları anılmaz hatıraları sorulmaz.
Sadece beddualarımdır.
Vicdanla beraber şeref ararım ben sevdiklerimde
Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim.
Zaman gelir şerefsizleri de severim…
Yapraklara dallara, yeşillere, allara, Nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara. Yaprak dala, al yeşile yaraşır, Gayrı bundan böyle vermem seni ellere.
Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim.
"Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil."
... Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani, o derecede, öylesine ki,
mesel!, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut, kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel, en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde. ...