nazım hikmet sözleri

entry48 galeri0
    1.
  1. Üstad'ın söylediği sözlerdir , her biri ayrı bir başyapıttır.
    25 ...
  2. 2.
  3. ''içimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti..''

    ''Gebedir her sükut bir yükselişe.'' (...)

    (bkz: nazım hikmet farkı) işte budur.
    12 ...
  4. 3.
  5. "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
    Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
    Bu memleket bizim!"
    18 ...
  6. 4.
  7. ...kalbimde kalbine yok bile kinim
    bence artık sen de herkes gibisin.
    7 ...
  8. 5.
  9. yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,
    ve bir orman gibi kardeşçesine...
    1 ...
  10. 6.
  11. "en güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
    en güzel çocuk: henüz büyümedi.
    en güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
    ve sana söylemek istediğim en güzel söz
    henüz söylememiş olduğum sözdür".
    6 ...
  12. 7.
  13. "Yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi meselâ,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.
    4 ...
  14. 8.
  15. Bahardı sevgilim bahardı
    ve bahtiyar olmak için
    toprakta, havada, suda her şey vardı sevgilim,
    her şey hazırdı, her şey vardı.

    Kimbilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
    Uzaktan seyretmeseydik ruhunu birbirimizin
    Kimbilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
    Belki bu kadar yakın olamazdık birbirimize.
    1 ...
  16. 9.
  17. O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.

    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruli
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruli
    hanımeli
    açan ev...
    4 ...
  18. 10.
  19. "Eli kolu zincirlere vurulmuş, vatan çırılçıplak yere serilmiş. Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş. Beyler bu vatana nasıl kıydınız?".
    7 ...
  20. 11.
  21. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    yorulmuşsundur;
    nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
    ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
    susamışsındır;
    buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
    acıkmışsındır;
    beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
    memleket gibi yoksuldur odam.

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    ayağını basdın odama
    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
    güldün,
    güller açıldı penceremin demirlerinde
    ağladın,
    avuçlarıma döküldü inciler
    gönlüm gibi zengin
    hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
    4 ...
  22. 12.
  23. --spoiler--
    Paşalar onun arkasındaydılar.
    O, saati sordu
    Paşalar: 'Üç', dediler.
    Sarışın bir kurda benziyordu *
    Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
    Yürüdü uçurumun başına kadar,
    eğildi, durdu.
    Bıraksalar
    ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
    ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak
    Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
    --spoiler--
    5 ...
  24. 13.
  25. "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
    hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    4 ...
  26. 14.
  27. ...sende ben; imkansızlığı seviyorum
    fakat; asla ümitsizliği değil...

    gibi, nazım hikmet'in muhteşem sözleridir.
    4 ...
  28. 15.
  29. " en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı."
    karıma mektup şiirinden

    "içimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti..."
    saat 21-22 şiirleri

    "dörtnala gelip uzak asya'dan
    akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket bizim!"
    davet şiirinden

    "en güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
    en güzel çocuk: henüz büyümedi.
    en güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
    ve sana söylemek istediğim en güzel söz
    henüz söylememiş olduğum sözdür."
    2 ...
  30. 16.
  31. Yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi meselâ,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.

    Yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani, o derecede, öylesine ki,
    meselâ, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut, kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel, en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.

    Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak, yani ağır bastığından.

    1947
    1 ...
  32. 17.
  33. Bu dünya soğuyacak,
    yıldızların arasında bir yıldız,
    hem de en ufacıklarından,
    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
    yani, bu koskocaman dünyamız.

    Bu dünya soğuyacak günün birinde,
    hattâ bir buz yığını
    yahut ölü bir bulut gibi de değil,
    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

    Şimdiden çekilecek acısı bunun,
    duyulacak mahzunluğu şimdiden.
    Böylesine sevilecek bu dünya
    "Yaşadım" diyebilmen için...

    Şubat 1948
    3 ...
  34. 18.
  35. onlar

    onlar ki toprakta karınca,
    suda balık,
    havada kuş kadar
    çokturlar;
    korkak,
    cesur,
    câhil,
    hakîm
    ve çocukturlar
    ve kahreden
    yaratan ki onlardır,
    destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.

    onlar ki uyup hainin iğvâsına
    sancaklarını elden yere düşürürler
    ve düşmanı meydanda koyup
    kaçarlar evlerine
    ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
    ve yeşil bir ağaç gibi gülen
    ve merasimsiz ağlayan
    ve ana avrat küfreden ki onlardır,
    destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.

    (bkz: kuvayi milliye destanı)
    2 ...
  36. 19.
  37. ŞEHiTLER

    Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir! Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri, Sakarya'da, inönü'nde, Afyon'dakiler Dumlupınar'dakiler de elbet ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler, Siz toprak altında ulu köklerimizsiniz, yatarsınız al kanlar içinde. Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri, siz toprak altında derin uykudayken düşmanı çağırdılar, satıldık, uyanın! Biz toprak üstünde derin uykulardayız, kalkıp uyandırın bizi! Uyandırın bizi! Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri, mezardan çıkmanın vaktidir!


    Nazım Hikmet Ran
    ( 1956 )

    herhalde bu şiiri bugün yazsaydı,ulusalcı- faşist derlerdi arkasından..ne garip...
    3 ...
  38. 20.
  39. 21.
  40. ''türkiye işçi sınıfına selam,selam yaratana...''
    2 ...
  41. 22.
  42. ' sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevecek değil ya. '
    ' insan olmak zor zanaat. '
    2 ...
  43. 23.
  44. sözün ötesine geçebilmiş kelimelerdir. son sözünü vera ya öyle güzel söylemiştir ki:

    gelsene dedi bana
    kalsana dedi bana
    gülsene dedi bana
    ölsene dedi bana

    geldim
    kaldım
    güldüm
    öldüm
    1 ...
  45. 24.
  46. Bir çok şeye yaşamadan anlaşılmaz falan deriz ya. işte Nazım HiKMET'i okuduğumuzda yaşamaya gerek kalmaz. O en ince ayrıntısına kadar yaşatır bizi olayların içerisinde. Nefes almaksızın, durmaksızın okuruz. Şiir biter, çevremize bakarız nerdeyiz diye.O kadar şiirin içine sokmuştur bizi.
    1 ...
  47. 25.
  48. Sen mutluluğun resmini yapabilir misin? Abidin.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük