arkasında bir dolu efsane şiir bırakan nadide şairlerimizden. ayrıca siyasi görüşü ve mustafa kemal hakkında yazdığı iddia edilen şiir nedeniyle aynı döneme denk geldiği pek çok şairin ve lise tarih öğretmenimin hedef tahtasına oturmuştur.
erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
- seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
kadın erkeğe dedi ki:
- baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
ve artık
biliyorum:
toprağın
yüzü güneşli bir ana gibi
en son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...
fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...
t: edebiyatı haricinde daha çok ideolojik görüşüyle öne çıkmış şair.
seni düşünmek adlı şiirinden;
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
En çok üzüldüğüm şairlerden biridir. Düşünsene şairsin şiirlerin Facebook’ta falan paylaşılıyor. insanoğlunun yeryüzünde son dönem macerası bir kaç like alabilmek. insanların sefilliğine yakışan bir son.
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
t.k.p'm benim,
seni düşünüyorum.
sen dünümüz, bugünümüz, yarınımızsın,
en büyük ustalığımız,
en ince hünerimizsin.
sen aklımız, yüreğimiz ve yumruğumuzsun.
dünyada bir anılır şanlı soyun var:
sen küçük kardeşisin v.k.p.(b)'nin.
sen bana bugün
mübarek alnındaki yara yerinle
ve işçi bileklerinde zincir izleriyle göründün.
yürüyorsun dimdik, pırıl pırıl.
ömrümde yalnız seninle
ve senin safında olmakla övündüm.
bacımınkiler gibi gök gözlü şehrim,
istanbul'um
seni düşünüyorum.
oturmuşum deniz kıyısına,
bakıyorsun limana giren amerikan zırhlısına.
hastasın, açsın, öfkelisin.
o da bakıyor sana,
hem de nasıl,
efendinmiş,
patronunmuş,
sahibinmiş gibi itoğlu it.
bozkırdaki tarlalar sizi düşünüyorum.
belki karasapanla sürülürdünüz,
kavruk olurdu ekininiz,
kavruktu mavruktu, buğday idi ya,
amerikan şimdi beton dökmüş oraya,
ölüme uçak alanı yapmış sizi.
uzun uzun şoseler sizi düşünüyorum.
üstünüzden kervan geçmez, kuş uçmaz,
ölmeğe, öldürmeğe gidilir yalnız.
seni düşünüyorum tornacı rahmi.
belki bu sabah basıldı evin,
belki şimdi birinci şubedesin,
kolların kelepçeli arkadan,
kan içinde yüzün gözün.
biliyorum söyletemezler:
“barış yolu” dergisini kimden alıp dağıttığını.
seni düşünüyorum hasan oğlu hüseyin.
mangalardan birinin bilmem kaçıncı eri. selam vermedin diye,
çipil teğmen, basıyor tokadı sana. sen sımsıkı duruyorsun,
yüzünde beş parmağın yeri. biliyorum hasan oğlu hüseyin
kaçacaksın, katletmiye gitmeyeceksin kore'de kardeşlerini
seni düşünüyorum hatçe kadın.
insandan çok arık toprağa benziyorsun,
hayır topraksızlığa.
beş çocuk doğurdun, üçü öldü.
fakir köy halkını peşine taktın.
gidiyorsun zaptetmeğe
süngülerin ardındaki bey toprağını.
üniversiteli kız seni düşünüyorum.
içerdesin bir yıldır,
en az üç yıl verecekler.
bana bir şiirimi okumuştun,
sesin kulağımda hala.
seni düşünüyorum sayacı ismail usta,
marşal emretti, açıldı gümrük kapıları,
sen dükkanın kapısını kapattın,
zarf, kaat sattın
galatasaray'da, postanenin orda.
dilendin sonra,
sonra öldün veremden
ev halkıyla beraber.
seni düşünüyorum anne.
büsbütün perde indi mi gözlerine?
karanlıkta mısın?
karıcığım, seni düşünüyorum.
sütün kesildi mi büsbütün,
emziremiyor musun artık tosunumu
memed'imi?
ev kirasını bu ay verebildin mi?
ben aklında mıyım?
mavi bulutlar geçiyor altın kubbelerin üzerinden,
kırmızı bacaların,
beyaz kulelerin üzerinden mavi bulutlar geçiyor.
bakıyorum moskova'nın pencerelerinden birinden
seni düşünüyorum memleketim
memleketim, türkiye’m seni düşünüyorum
zaten bir dakka çıktığın yok aklımdan,
hasretin dayanılır gibi değil
moskova’da yaşamanın saadeti olmasa,
burda herkes sormasa seni benden,
sovyet insanlarından her gün mektup gelmese,
sevmese seni onlar
benim onları sevdiğim kadar.