ihaneti hikmetli ve nazım eserli olan şair. Böyle müstesna ihanetin ders olarak okutulması gerekir. Nitekim şair çiçekçi değildir, aşk ve meme düşkünü, ipeksi döşek ruhaniyetli olmamalı. Toplumcu, kavgacı, anarşist ve düzen adamı olmamalı şair. Yeri gelince kadın teninde vatan sevgisini aramalı, vatan bağrında açan kiraz ağacı ona aşkını hatırlatmalı.
isyan et ey şair,
Muazzam ve muazzez isyanlara ihtiyacımız var.
'karlı kayın ormanında' şiirini ne zaman okusam, yüreğimin bir tarafını bırakırım dizelerinde.
'memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?', 'yedi tepeli şehrimde, bıraktım gonca gülümü'
dizeleri harika olduğu gibi, tüm bunları bir yana bırakalım ve şu dörtlüğe bakalım;
--spoiler--
Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.
--spoiler--
Ayrıca, 2017 yılında, aralık ayının güzel bir akşamüstü, antalya'nın ışıklar caddesinde, güzel bir kafede çektiğim şöyle de bir fotoğraf var, yeri ayrıdır.
Başım köpük köpük bulut,
içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril.
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil
Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var,
Yüz bin elle dokunurum sana, Istanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir.Şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, Istanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk: Henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür.
Yani öyle ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yumulu göz kapaklarımın içindesin sevgilim.
yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar.
şimdi orada hiçbir şey yok senden öncesine ait
ve sana ait olmayan.
Ben.
senden önce ölmek isterim..
Gidenin arkasından gelen.
gideni bulacak mı zannediyorsun?.
Ben zannetmiyorum bunu..
Iyisi mi,beni yaktırırsın,.
odanda ocağın üstüne korsun.
içinde bir kavanozun..
Kavanoz camdan olsun,.
şeffaf, beyaz camdan olsun.
ki içinde beni gorebilesin.
Fedakarliğimi anlıyorsun.
vazgeçtim toprak olmaktan,.
vazgeçtim çiçek olmaktan.
senin yanında kalabilmek için..
En sevdiğim şairdir kendisi. Ben anlıyorum seni Nazım, ben de ayran gönüllüyüm. Bir de Nazım'ı herkes anlatır, Nazım'a nasıl gelinir, Sunay Akın' dan dinleyin isterim. https://youtu.be/hMzQwgayErM
bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemen kokusu
bu mehtaplı gece
parıldamakta devam edecek ben basıp gidincede
çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonrada
bana bağlı olmadan vardı
ve bende bu aslın sureti çıktı sadece . . .
ayrılık yaklaşıyor her g ü n biraz daha
güzelim dünya elveda,
ve merhaba
kainat.
“Ben kendimin yurtsever ve halkını sever olduğunu bildikten sonra,
birkaç müfteri yalan kusmuş umurumda değil.
Bu millet varoldukça,
yeryüzünde Türkçem konuşuldukça
ben bu dilin ve bu halkın
en namuslu şiirlerini yazmış insan olarak hep yaşayacağım”
Şiirden çok, şiir benzeri bir dinleti formatındadır sanatsal değere sahip eserleri.
Kendisi gençliğinde ortamın buhranlı atmosferinin etkisiyle milli mücadele karşıtı idi fakat sonradan milli mücadele şairi olmuştur. Allah ondan razı olsun.
Ruhuma dokunan şairdir.
idolümdür. Evet bu hayatta kendinize rol model belirlersiniz ve bu belirlediğiniz kişi geçmişinize, geleceğinize, bugününüze yön verir ya, NHR de benim için böyledir.
Uğradığı haksızlıklar o kadar fazladır ki, belki bu haksızlıklar olmasaydı Nazım şu saygınlığında olmazdı. Nazım gibi yaşamak var ya, bu deyim bu kadar ağzımıza yapışmazdı.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani...