nazım hikmet ran

    8.
  1. vatananına olan hasretini:

    çok yorgunum beni bekleme kaptan
    seyir defterini başkası yazsın
    çınarlı kubbeli mavi bir liman
    beni o limana çıkaramazsın..

    sözleriyle dile getirmiş büyük yazar.
    48 ...
  2. 2757.
  3. bugün ölüm yıl dönümü olan büyük ozandır.

    Yaşamaya dair

    Yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi mesela,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
    Yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.
    Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak yanı ağır bastığından.

    1947

    2

    Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
    yani, beyaz masadan,
    bir daha kalkmamak ihtimali de var.
    Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
    biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
    hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
    yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
    en son ajans haberlerini.
    Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
    diyelim ki, cephedeyiz.
    Daha orda ilk hücumda, daha o gün
    yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
    Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
    fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
    belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
    Diyelim ki hapisteyiz,
    yaşımız da elliye yakın,
    daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
    Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
    insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
    Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
    hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

    1948

    3

    Bu dünya soğuyacak,
    yıldızların arasında bir yıldız,
    hem de en ufacıklarından,
    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
    yani bu koskocaman dünyamız.
    Bu dünya soğuyacak günün birinde,
    hatta bir buz yığını
    yahut ölü bir bulut gibi de değil,
    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
    Şimdiden çekilecek acısı bunun,
    duyulacak mahzunluğu şimdiden.
    Böylesine sevilecek bu dünya
    "Yaşadım" diyebilmen için...

    Nazım HiKMET
    41 ...
  4. 566.
  5. bazı faşist, insanlıktan nasibini alamamış mahlukların saldıracak başka yer bulamadıklarından ötürü, eteklerindeki çamurları üzerine sıçratmaya çalıştıkları; yaşarken kendisine yapılan adiliklerin yanında, bugün hakkında yazılanları görse eminim kıçıyla gülecek olan; bu coğrafyanın yetiştirdiği en kıymetli ve saygıdeğer şahıslardan biri.

    bugün pazar.
    bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
    ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
    bu kadar benden uzak
    bu kadar mavi
    bu kadar geniş olduğuna şaşarak
    kımıldamadan durdum.
    sonra saygıyla toprağa oturdum,
    dayadım sırtımı duvara.
    bu anda ne düşmek dalgalara,
    bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
    toprak, güneş ve ben...
    bahtiyarım...

    seni unutturmayacağız nazım...
    52 ...
  6. 645.
  7. her şey aynı üstad, değişen zaman
    aynı yerde duruyor memleketim dediğin
    hani akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
    hani var ya, hain ilan edildiğin

    arkandan hala itler ürüyor
    saygısız ve umarsız bir iştahla
    toprağını hep diken bürüyor
    mezarda da uzaksın inşirahla

    derdin ki, ölmesin bir tek insan
    bir başka insan istedi diye
    uğruna ölünecek tek şey vatan
    o da şimdi namerde hediye

    sen varken vardı yalnayak açlık ordusu
    yine var işte sen yokken
    memedler giderdi ölüme trenler dolusu
    durmadı trenler sen uyurken

    işte böyle üstad,
    yok bir değişen,
    yeşeren düşler aynı
    aynı kargalar, başına üşüşen...

    düşler saipsiz.

    ( üstad nazım'a, saygıyla )
    40 ...
  8. 1924.
  9. nazım uğruna bir öğretmeni harcamıştım! herkes yerini bilecek boyundan büyük laflar etmeyecek ederse alırlar boyunun ölçüsünü!
    37 ...
  10. 2722.
  11. 763.
  12. müthiş şiirlerinden birinin sadece son kısmını yazıyorum.
    merak edebilecekler için: şiirin adı 'sen'...

    ...
    Ne ben Sezarım,
    Ne de sen Brütüssün...
    Ne ben sana kızarım
    ne de zatın zahmet edip bana küssün...
    Artık seninle biz,
    düşman bile değiliz...
    36 ...
  13. 3.
  14. (bkz: herkes gibisin) gibi bir efsaneyi 14 yaşında yazdığı söylenen şair..iyi şair..
    38 ...
  15. 19.
  16. kendi ağzından kendi için söylediklerinde der ki;

    "Ben bir insan,
    ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
    ben tepeden tırnağa insan
    tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret..."
    33 ...
  17. 1.
  18. Çok guzel siirler yazip bu siirleri kendisine yakismiyan bicimde kotu okumayi beceren,vatanini cok sevdiği icin vatanindan kaçmak zorunda kalan sairimiz.Sahsen en çok bilinen siiri Zulfu Livanelinin sarkiya cevirmesi ile herkesin kulaginda bir asinalik birakan Karli Kayin Ormanidir.
    49 ...
© 2025 uludağ sözlük