yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
hasan beyin vurdurduğu
ırgat osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit ayşe öbür yanımda.
traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.
biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.
benim sessiz komşulara gelince,
şehit ayşe'yle ırgat osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani...
demin gene bir şiirini okuyup duygulandığım büyük üstadın ruhunu yangın yerine çeviren vaziyettir. sen entryi en çok hakaeden şahıslardan birisin mavi gözlü devisin bu memleketin.
Hakaret ettiği vatan şairi Namık Kemal'in "vatan"ına özlem değildir. işte bu ayrımdır ki bir yanda Namık Kemal sorgusuz sualsiz Türk tarihinin en önemli simalarından biri olurken, Nazım hikmet ise hakaret ettiği o kişinin binde biri bile olamamış tam tersi bugün özentiler harici kimsenin umurunda olmayan biri olarak kalmıştır. Ha bir de tabi tayyip çok sever Nazım'ı o da nazım'ı sevenlerin zekalarının kapasitesini bildiği için çıkar amaçlı yaklaşır olaya. Ne de olsa bugün AKP'ye oy veren veya dolaylı yoldan destek veren birçok 80 öncesinin koyu solcusu şimdinin Kürtçü komunistleri vardır.
işte bu yüzdendir ki biz memleket gibi basit bir sözcükle değil Vatan gibi kutsal bir sözcükle Ülkemizi, Türk ülkesini tanımlarız.
anadolunun bir çorak tepesindeki yanlız bir ağaçtı o. koparıp attılar onu o tepeden vatanından. çünkü nazım o yanık tepenin savunucusuydu o tepeyi mahvetmek ele geçirmek isteyen çakallara dallarıya yapraklarıyla kökleriyle karşı durdu. ve çakallar söktüler onu bir göle atıverdiler ve o gölde eridi bitti ve öldü derdinden. ve hasret gitti o tepeye. hasret gitti memleketine vatanına hasret gitti hasret götürdüler onu.