çok basit şiirlerin adamıdır nazım hikmet. şöyle bir örnek vereyim üstattan;
merhaba,
bugün nasılsın?
ben yine moskovadayım.
komünistler...
hepsi çok iyiler.
keşke diyorum pirayeye,
keşke, türkiye'ye de gelse,
komünizm.
bu kış gelecek diyor.
gelecek bu kış.
yarak gelecek.
kandırıyorlar bizi,
salak yerine koyuyorlar,
biz de kanıyoruz.
yaşasın proleterya,
yaşasın.
o yaşasın da,
yaşasın demekle karın doymuyor,
piraye de farkında bunun,
bir kilo et kaç ruble,
onu bile bilmiyor gerçi,
çünkü karşılıyor parti,
tüm ihtiyaçlarımızı.
ne güzel,
maaş da veriyorlar bir de.
ben de napayım,
yazıyorum durmadan.
komünizm çok güzel,
siz de deneyin hemen.
hemen, hiç vakit kaybetmeden.
bu kış,
gelsin artık komünizm.
nazım hikmet isterse shakespeare olsun, isterse goethe, bir hain olduğu için şiirlerinin benim nazarımda sıfır değeri vardır. Elimde olsa, şiirlerinden bir mısra bile barındıran bir kağıt parçası kalmayana dek "eserlerini" yok ederdim. Mezarını yok eder, cesedinden arda kalan toprağı denize atar, hainlere yaraşır bir şekilde hak ettiğini bulmasını sağlardım.
trrrrrum
trrrrrrum
trrrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak
istiyorum
mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün.
bu nedir amk? kartpostal demişim başlıkta ayıp etmişim.. adam resmen sakızlardan çıkan manilerden daha kötü yazıyor. tipik solcu abartması ve kutsallaştırması yoksa bir şey degil.