nazım dan galina ya aşk mektupları

    1.
  1. nazım usta dan
    nazım dan galina ya aşk mektupları
    vera dan önce yaşadığı ve şiir yazmadığı galina yazdığı mektupların bildirimidir:

    Galina!

    Çop'tan yazıyorum. Sabahın 7'si. 6 saat sonra Viyana'ya hareket edeceğim.
    Sağ salimim. Biraz önce berbere gittim. Daha şimdiden evi çok özledim. Yakında görüşürüz.
    Mara'ya, Marat'a, annene, ivan'a, Anna Vasilyevna'ya, Karabaş'a, Keştan'a, balıklara ve kuşlara selam söyle. Seni öpüyorum.

    Nâzım Hikmet
    30 Mart 1954

    Galina!

    iki gündür Viyana'daydım. Şu anda Prag'dayım. Sağ ve salimim. Ne iyi, ne kötü, her zamanki gibiyim. Burada yazarlar kongresine katılacağım. Daha sonra Budapeşte'ye geçeceğim. Yetişebilirsem 18 Nisan'da Moskova'da olacağım. Seni çok özledim.

    Marat'a(Marat: TKP Genel Sekreteri (Laz) ismail Bilen'in kod adı. Gerçek adı: Murat Üstüngel), Mara'ya, annene, Anna Vasilyevna'ya, ivan'a, Keştan'a, Karabaş'a, kuşlara ve balıklara selam söyle. Çok çok öperim.

    Nâzım
    30 Nisan 1954

    Galina!

    Mektubunu bugün aldım. Yarın Moskova'dan telefon etmeni bekleyeceğim. Yazın berbat, kusura bakma. Bu kadar yorulman beni çok üzüyor. Canım benim! Bahçenin canı cehenneme, bana en önce senin canın lazım. Güzel sıkı bir kahvaltı etmen, öğle ve akşam yemeği yemen gerekir. Sana yalvarıyorum, söz dinle. Canın ne istiyorsa ye. Döndüğümde izin alırsın, tatile gideriz. Seni çok özledim. Ama sağlığıma bir yararı olacaksa sonuna kadarda da yanmalıyım. Şimdilik hiçbir önemli değişiklik yok. Ama henüz erken olduğunu söylüyorlar. Dinleniyorum, okuyorum, şiir ve oyun yazıyorum. Sınavı vermen beni çok sevindirdi. Ehliyetini alacağından da eminim.
    Marat'a selam söyle, çok çok öperim. Anna Vasilyevna'ya selamlar.

    Rusça yazamamak beni çok kızdırıyor. Seni öpüyorum, neşe kaynağım benim! Sana uzun bir mektup yazmayı ne kadar çok istiyorum. Ama görüyorsun, işte, sinirleniyor ve yazamıyorum, çört vazmi. Çok çok öperim.

    Nâzım
    28 Haziran 1954

    Galina'cığım!

    Mektubumu herhalde almışındır. Nasılsın? Moskova'yı, seni çok özlüyorum ve ağustos sonunda evde olacağımı sanıyorum. Tedavim devam ediyor. Çok yavaş ama emin adımlarla, iyileşme var. Herhalde arabaya alışmış, Moskova'ya gidip geliyorsundur artık. Yalvarırım dikkatli ol, sakın 40 kilometreyi geçme. Sana bir paket gönderdim. Sık sık rüyamda görüyorum seni. Çört vazmi, Bir türlü Rusça yazmayı beceremiyorum. Sana şöyle uzun uzun, güzel güzel mektuplar yazmak isterim.
    Öperim sevgilim!

    Nâzım 1 Temmuz 1954

    Galiçkam benim!

    Mektubunu bugün aldım. Bu gece telefonla konuşacağız seninle. Yok otomobil bozuldu, yok vazo kırıldı gibi incir çekirdeğini doldurmayacak şeylere canını sıkman beni çok üzüyor. Canı cehenneme, paramız olursa yeni bir vazo, yeni bir otomobil alırız, paramız olmazsa vazo alamayız, bu arabayı kullanmaya devam ederiz. Bak ama balıklarla papağanın ölümü beni çok üzerdi. Bir kazada beş kişinin ölümü daha da çok üzerdi. Görüyorsun ya en önemlisi insanların can sağlığıdır.

    Dün çok tanınmış bir Çek nöropatoloji profesörü beni muayene etti. Elektrokardiyograma göre iyileşme var. Kalbimde çok hafif, çok seyrek ağrı oluyor. Sol omzumdaki ağrıları ve spazmları da geçirebilirce çok iyi olacak.

    Burada çok sıkılıyorum. Şimdilik çok az okuyorum, yazıyorum. Bir an önce Moskova'ya, eve dönmek istiyorum. Şu anda Moskova'da olmak, mutlaka oturup seninle çay içmek için neler vermezdim.
    Seni çok özledim.

    Sana çok şeyler yazmak istiyorum, ama yazamıyorum, bu da beni çok sinirlendiriyor.
    Senin için bir şeyler aldım. Sana çok yakışacağını sanıyorum. Seni, anneni sımsıkı sarılıp öpüyorum. Seni bir kere daha öpüyorum, hayatımın neşesi!

    Senin Nâzım'ın
    17 Temmuz 1954, Prag

    20 Mayıs I958de Dr. Galina, Nâzıma Prag'dan çok uzun bir mektup yazar:

    Sevgilim!

    Ne yaşlı, ne de pis, sadece birazcık hasta ama çok, çok yakışıklı Türk, merhaba!
    Sen 17'sinde mektup yazmışsın, bugün ayın 20'si ve mektubun çoktan elime geçti. Vay Paris vay! Demek, sevgililerin mektuplarının ne kadar değerli olduğunu ve bu mektupları nasıl beklediklerini biliyormuş. Havanın kötü olmasına üzüldüm. Burada, Prag'da ise ısmarlama bir hava var. Bugün tenis oynadık. Vanda o kadar yandı ki, gözleri bile kızardı. Seni sabırsızlıkla bekliyorum, çabuk gel...

    Nâzım,

    Senden bir ricam var:

    Bana kuru ciltler için iyi bir krem al. Denize düşen yılana sardırmış ya, lanet olsun yıllar (zaten hiçbir zaman olmayan) güzelliğimi feci şekilde alıp götürüyor. Oysa ben senin hoşuna gitmeyi hâlâ çok istemekteyim. Benim sevgili çıtkırıldımım, eğer kalbinde ritim bozukluğu artarsa Pronestil'i günde 4 defa almak gerekir, unutma lütfen. Ne kadar süreyle alacağını profesöre danış. Profesör Arkenaz uzun süre alınmasını tavsiye etmişti.
    Gelişini sabırsızlıkla bekliyorum

    Öperim Senin Galina'n

    Nâzım'ın 22 Mayıs 1958de Galinaya Paris'ten yazdığı bir başka aşk mektubunun ardından; 26 Mayıs 1958de Galina, Nâzım'a Prag'dan Paris'e uzun bir mektup daha yazdı:

    Bonjour, azizim, güneşim, sevgilim, biriciğim, şekerim, canım, Nâzımcığım, Hikmetoviç'im, dünyadaki en yakışıklı erkeğim, vs. vs...
    Eeee, bunlar hoşuna gidiyor mu bakalım? Görüyorsun ya nasıl seviliyorsun!

    Sesini duyduktan sonra ruhumda öyle tatlı şeyler oldu ki; sanki yıllar süren bir ayrılıktan sonra ilk kez buluşacakmışız gibi... En çok da telefonu kapatmama bir türlü izin vermemen hoşuma gitti.

    Münevver'e para gönderememene çok üzülüyorum. Bunun hemen hemen en önemli nedeni senin Paris'e gitmiş olman. Onlardan mektup alamaman da beni üzüyor. Nedeni nedir, bilmiyorum.

    Nâzım,

    Sevgilim, çabuk gel. Viyana'da başka bir yerde oyalanma. Senaryonla ilgili sorunları belki burada kendi başına çözümleyebilirsin. Senaryonu prensip olarak kabul ediyorlar. Dönüşünü sabırsızlıkla bekliyorum. Çok çok çok öper, sevgiyle kucaklarım.

    Senin Galina'n

    28 Ağustos 1959'da Prag'dan gönderdiği bir mektubunda şöyle yazıyor:

    Güllü Hanım, a benim canım, sultanım, güzelim, şekerim...

    Sesini duyunca ne kadar sevindim, ne kadar iyi oldum. Mektuplarımı neden almadın? Belki de aptal gibi zarfların üstüne adımı yazmadığım için annen zarfları açmamıştır.

    Ağustos'un sonunda dönüyorum. Sanırım, tam Ağustos'un 30'unda buradan hareket edeceğim ve üç gün Varşova'da kaldıktan sonra Eylül'ün 7'si ya da 5'i gibi evde olacağım. Evde, evde olacağım! Evden başka hiçbir yerde mutluluk yok.
    işte böyle canım. Umarım bu mektubu alırsın. Herkese selam.
    Tartüf ü yazmaya hâlâ başlamadım. Sen olmadan zor. Fakat yine de önce yazacağım.
    Şefkatle öpüyorum.

    Nâzım

    Nâzım, bu mektuba 18 Temmuz 1958'de cevap yazarken şöyle başlıyor ve şöyle bitiriyor:

    iyi günler sevgilim! Seni ve Prag'ı öpüyorum...
    işte bu, hepsi sevgili Yoldaşım, bacım, Galya'm, Kanaryacık, Güllü hanım, Nâzım'ın karısı, Adil Giray'ım, Canım Galya, Galyuş-kam, hazin hazin öten kanaryam... (Nâzım gönderdiği kartpostalın arkasına üç küçük kalp çizmiş.

    Bunlar:

    Kendisi, Abidin ve Abidin'in karısı. Kalpler, Eyfel Kulesinin tepesinde duruyor.)
    işte bu Eyfel Kulesi. Onun tepesinden sana aşkımı gönderiyorum...

    Nâzım Hikmet

    Nâzım, 29 Eylül 1959'da Prag'dan Galina'ya bir mektup daha yazar:

    Merhaba Galyuşka, vallahi sensiz sıkılıyorum. Prag güzel ama yine de eksik olan bir şey var, herhalde o sensin. Öpüyorum.
    Kitabım bugün Prag'da elime geçti, çok sevindim. Kartın üstünde irji Taufer'in "en içten selamlarımla! Nâzım, yeni çıkmış Prag şiirleri kitabına bakıyor ve sizi düşünüyor. Bir defaki sefere mutlaka birlikte geliniz" notu vardı.
    Beni unutma hasretle öperim.
    Nâzım

    Mart 1960'da Moskova'da, Nâzım son sevgilisi Vera Tulyakova'yla birlikte olduğu dönemde Galina'ya yazdığı son mektuplarında, sevgi ve aşk sözcükleri yoktu:

    Galya Merhaba!
    Bugün gidiyorum. Sağlığım fena sayılmaz. Tek sorunum iyi uyuyamamak. Çalışıyorum. Şiir yazdım. Münevver'e para gönderdiğin için teşekkür ederim. Ben, senin sadık bir dostunum. Sen de benim kızımsın. Öpüyorum. Annene ve Anka'ya selam söyle.
    Güzel süveter için teşekkür ederim.

    Nâzım Hikmet

    Nâzım, 26 Nisan 1957'de Bükreş'te kendi elyazısı ile günlüğüne şu notu düşer.

    Galina,
    Beni en aşağı dört kere ölümden kurtardın. iyi mi ettin, fena mı?
    Galiba, her şeye rağmen, yaşadığıma memnunum. Bu dünyada bunun üstüne de memnunluk yok galiba. Sağ ol kızım...

    Nâzım Hikmet-Bükreş

    Nâzım Hikmet, son sevgilisi Vera Tulyakova'ya Mart 1960'ta gitmeden önce, kendini dört kez ölümden ve KGB baskılarından kurtaran doktoru ve sevgilisi Dr. Galina Kolesnikova'ya yazdığı aşk mektupları, artık veda ve baba-kız söylemine dönüşür.

    Örneğin Nâzım, Prag'dan gönderdiği 28 Ağustos 1959 tarihli bir kartpostalın arkasına şu notu yazmış:

    "Güllü! Prag'dan merhaba! Güllü hanım, a benim canım, sultanım, güzelim, şekerim... Her şey sen olmadan çok zor... Tar-tüfü hâlâ yazmaya başlamadım... Beni unutma... Hasretle öpüyorum... Seni çok özlüyorum aşkım... "

    Bu gün, her şeye karşın 90 yaşında güzel, dinç ve sağlıklı Dr. Galina, Nâzım'a aşık ve hâlâ onu deliler gibi seviyor... Ve mavi boncuk gözlerinden şavkıyan sevgi ve şevkat ışığı ile evinin başköşesinde duran Nâzım büstüne sarılarak özlem gideren Dr. Galina, Nâzım'ın bırakıp gittiği tüm özel eşyalarını, fotoğraflarını ve kendisi için yazdığı özel mektupları özlemle ve biraz da buruk bir sesle okuyor...

    işte onlardan ilginç biri:

    "Galya merhaba, Galyuşkam, Güllü kızım, Güllü hanım, a benim canım, sultanım, güzelim, şekerim...

    "Bugün gidiyorum. Sağlığım fena sayılmaz. Tek sorunum iyi uyuyamamak. Çalışıyorum. Şiir yazdım. Münevver'e para gönderdiğin için çok teşekkür ederim. Ben senin sadık dostunum. Sen de benim kızımsın. Öpüyorum canım. Özlemle, şefkatle öpüyorum...
    "Canım, kızım, anam, yoldaşım, sevgilim, aşkım, bacım, Me-medim, Münevverim, Galyam!...

    "Canım Adil Girayım... Biliyorum, Vera'ya kaçmakla seni çok üzdüm... Ama bir kere daha tekrarlıyorum, yapabileceğim başka bir şey yoktu. Beni en çok üzen şey, senin yalnızlığın. Ancak ölseydim yine yalnız kalacaktın, yalnızlığın daha da korkunç olacaktı. Senden rica ediyorum, dost kalalım. Sen benim Memedim, oğlum, sevgilim, Adil Girayım olmaya devam et.

    "Burada hava yağışsız, güneşli. Dinleniyorum. Kendimi yormuyorum. Benim gücümle ne kadar olursa sağlığıma o kadar dikkat ediyorum. Münevver'e de mektup yolladım. Ona da parasal konulardan söz eden bir mektup yazdım. Ekber Babayev'den rica ettim. iki ay kadar buralarda kalacağım. Sonra Moskova'ya döneceğim. istesen de istemesen de senin babanım, sen de benim anam, ablam, yoldaşımsın...
    "Hoşça kal. Seni çok özledim aşkım...

    "Çok zor da olsa beni bağışlamaya çalış. Belki de beni affedersin.
    Mübarek ellerinden öperim... Annene, Anka'ya selam söyle...

    Not: Şeytan'ın (Nâzım'ın köpeği) tüyünden ördüğün çorap ve güzel süveter için teşekkür ederim... "
    Nâzım Hikmet, 21 Mart 1960, Peredelkino (Rusçadan çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu)

    Kaynakça
    Kitap: GALiNA'NIN NÂZIMI, Bilinmeyen Yönleriyle
    Yazar: Dursun Özden
    http://www.turktoresi.com...opic.php?f=141&t=7313
    3 ...
  2. 2.
  3. bunu burada paylaştığımı unutmuşum. kim artı oyladı ve hatırlamama sebep olduysa teşekkür ederim.

    nazım in ona hizmet eden hemşire aşkına mektuplarıdir. şiir yazılmamış tek kadın ...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük