ekşi sözlükte iki kişi tarafından kullanılan hesap. zaten dandik entrylerle, sıkı olanları ayırmak pek zor sayılmaz. gerçek hayatta "yılmaz özdil" adıyla sabahta yazıyor, atv ana haber'i hazırlıyor.
ölümleri akla gelmeyen insanlardan biri. bazı insanlar hiç ölmeyecekmiş gibigelir ya insana. görmesek de tanımasak da hep bizler nefes aldıkça onlar dao nefesebi ryerlerden ortak olacak sanırıziçten içe. öyleymiş nazmiye demirel de bende, şimdi fark ettim. allah taksiratını affetsin, kalanlara sabır versin.
6 yıldır ekşi sözlükte yazmıyor olmasına rağmen eski entrilerini okumak da zevkli olan eski ekşi sözlük yazarı. geri dönebilir gerçi kendini uçurmuş yahut uçmuş değil lakin o birikimi nerede paylaşıyorsa bilmek isterim.
bazen düşünüyorum kendi kendime, bir kişiye sadece yazdığı entryler kriter alınarak nasıl bu kadar sempati duyulur? valla duyuluyor işte. sözlük dünyasına adımımızı atar atmaz malum ekşi turlarına başladık, daha sonra uludağla bir tanışıklığımız oldu. yazdık elimizden geldikçe. dikkati çeken, ekşinin ilk dönemlerinde seviyenin yüksekliğiyle günceli yakalayabilmesiydi.şu özgün fikirler, yaratıcı altyapıyla kotarılıyor derinden derine sözlük ünvanı büyüyor. medya da bu sanal oluşum ilgi çekmeye başlıyordu. tabi bu dönemin malum yazarlarından birisi de nazmiye demirel'di. gündelik hayat teorileri, sağduyulu argümanları, ölçülü yazılarıyla bir sözlük öncülü oluvermişti. taraf'ın arkasında malum 20 soru cevap bölümü olur ya ordaki kahramanınız kim sorusuna nazmiye demirel diyecek kadar bir popülarite dipten ve derinden resimlendi. nazmiye demirel'de muhteşem gözlem yetisi yaşam kokan tespitlerle günden güne bu sanal oluşumu vitrine taşıdı. bir nevi kişisel gönül mutabakatıyla bir çok entry ve başlık filizlendi. hayat dipnot soslu teoriler ilgi çekti, durdu.
kahramanlık vs gibi demin kişilerin nezdinde oluştuğunu gözlemlediğim mevzu bana yakın durmaz. fakat bana yakın geliveren bir şey var: şu nazmiye demirel'le özdeşleşen samimi gündelik hayat teorilerinden herkesin gençlerin hayatlarından bir iz buluvermeleri. nevi şahsına münhasır bir örnekle açımlayalım durumu. cenk taner vardır müzisyen. sevilir, sevilmez. yaptığı müzik desteklenir, desteklenmez. fakat cenk'te bir şey vardır. bir anda ayın sonunu, ödenecek son taksidi düşünüverirsiniz. tek kişi olduğunuz anların keyfini yalnızlık tandanslı samimiyetinde bulursunuz. sözler samimiyet timsali gibidir. nazmiye demirel'in tanışmasam da entrylerinin başlıklarının da böyle olduğunu düşünüyorum. birikime binaen değer bindirilmiş, yalnızlık soslu, gözlem yetili ve her şeyden mühimi samimiyet rüzgarı edasında...
samimiyetten şüphe duydurtmayan bir yazardı nazmiye demirel. çok kişi okudu yararlandı entrylerinden. alttan alta çığ gibi büyüdü sözlük o ve onun gibi yazarlar sayesinde.
hani, artık yazmıyor. yazdıklarımızı da okuduğunu sanmıyorum. fakat kafamda kurduğum dünya da yeri büyüktür nazmiye demirel'in. tanımadan tanımış gibi olmak vardır ya öyle işte. doğallığa sığınarak. otursam 3-5 gün kesintisiz sohbet ederim insanı. görmeden, tanımadan.entry deyip geçmeyelim, yıllar evvelden asgari müşterekler oluşturmuşuz. o zamandan nüktelemeler yapılmış, zihin açıcı tepitler vurgulanmış. saygı duyuyorum kendimce.
edit:kişiselliği su götürmez oldu, ama bu seferlik öyle.