deniz seki cezaevindeyken mutluluktan kına yaktığını düşündüğüm kadın. bir ara kendisi hakkında "denize nispet estetik yaptıracak" başlıklı haber çıkmıştı. hüsnü, deniz sekiyi terkettiğinden beri ortalıkta görünmüyor bu abla. sözlükte "deniz seki" başlığını görünce aklıma geldi birden.
ilahi adalet in tecellisini gözü ile görmüş kadın. az abeci değildir belki kendisi ,kültürsüz ve cahil de olabilir.
ama ben o açıdan bakmıyorum.
bir insanın çektiği acıya, sistemin duyarsız kalmayışını görmesi beni ilgilendiren.
halen kocası olan hüsnü'nün deniz seki'nin kafasını yarmasıyla ilgili görüşleri sorulduğunda ''allah'ın sopası yok ama *üsnü'nün var'' diye cevap veren kadın. bu cevaplarıyla soyadıyla gayet uyum içersinde ilerliyor okuyup şenleniyoruz.
Deniz Seki olayından sonra kameralara sürekli gülücük dağıtan, evliliğine sahip çıktığını söyleyerek Deniz Seki'ye karşı yenilmediğini kanıtlamaya çalışan insan. Şu var: Bu kadar zorlamaya gerek yok. Şöhret budur.
sözünü söylerken ki şivesiyle aylardır makara konumuz olmuş kişilik. ayrıca o bir anne... ayrıca o bir lohosa avcısı kurbanı. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözünü getiriyor aklıma. bir de onun ağzından bişe yazayım;
yılbaşına çoluğu çocuğuyla birlikte girmiş, absürd olduğu kadar acınılası kadın. o gece, yılbaşı gecesi yani, petek dinçöz'ü izlemiş, tuttuğu taksiye binmek için seğirtirken -kucağında bebek-, ne olursa olsun insanın içi burkuluyor. daha akıllanmadığını da hareketlerinden anlıyoruz. tombul parmağındaki yüzüğü nisbet yaparcasına kameralara uzatıp, "üznü benim kocamdır, para kazanması lazım, çalışıyor" diyerek açıklamaya girişmesinden yokluğunu.. "her şey yolunda, bir problem yok" yapıyor. hüsnü bey aynı gece deniz seki'yle sahne almıyormuş gibi. biz de bilmemezlikten geliyoruz, KOCASının başka kadına aşık olup evi terkettiğini filan.. kocasının başka kadına aşık olduğunu ve nazire hanımın "deniz'i metres yapıcam" çığırtkanlıklarını hiç duymadık, görmedik varsayıyoruz. zira o gece, kucağında bir yaşında bile olmayan bebeği ve neredeyse delikanlı olmuş çocuğuyla, ne olursa olsun bir anne.
"allah belayınızı versin" derken sözlüklere de konu olabileceğini düşünmüş müdür acaba bu kadıncağız. aldatılmıştır bu kadın, televole ayarında programlara konu olmuştur, deniz seki'nin evini basmıştır, hüsnü şenlendirici'nin motosikletini parçalamıştır.
etine butuna dolgun bir hanfendidir kendisi. hüsnü şenlendirici'yi deniz seki'ye yar etmiş, üstüne bir büyük bardak su içmiştir. aslında görüntüsü ne olursa olsun, kaç yıllık evliliğin böyle adice bitme noktasına gelmesinde üsnü kadar suçlu değildir. zira kocasını evine döndürmek için epey çaba sarfetmiştir. mamafih çaba(!) yetmemektedir.
hüsnü şenlediriciyle 15 yaşındayken evlenen, bundan sonraki hayatında (şu an 28 yaşında) kendini sadece çocuklarına adayarak yaşayacağını söyleyen ** ve böyle devam ederse sonunun fizik olarak da benzediği kumkapı mağduru gülten kızılkaya gibi olacağını düşündüğüm kadın. yakında televizyon kanallarında boy gösterirse şaşırmam.
-üsnümle abeyimle gavga ettiler ayle arası olur bööle şeyler.
-üsnüden ayrılmayacağım deniz'i kuma yapacağım.
-üsnü benim çocuğumun babaası ayrılık olmaz.
gibi sözlerin sahibi olan hanımefendi.
Terkedildiğini bir türlü kabullenemeyip boşanmayı reddeden, muhtemelen para düşkünü kadın.. Tamam, kocası olacak herif bunu aldatmıştır, hayvanlık etmiştir, bilmemnedir, şöyledir böyledir. Hüsnü'nün ayıbını zaten kabulleniyoruz.
Ancak hüsnü şenlendirici, artık kendisini istememektedir. Anlamadım ben nerede kaldı kadınlık gururu?
bu topraklar allah belanızı versin versin lafını kendisinden daha güzel söyleyen bir bünye yetiştirmemiştir. hakikaten de nazire hanım, sadece bu özelliğiyle bile deniz seki'den üstündür, kafadır, eğlencelidir.