çgh. *
ideolojisi sakıncalı bulunduğu için vatandaşlıktan çıkarılan, bu toprakların en önemli şairlerinden birine iade-iitibarda bulunulması, geç de olsa güzel harekettir. yalnız bakıyorum da, gözlüklerini takmayı yine unutmamış bazı arkadaşlarımız döktürmüş yine: "akp'nin bazılarına yaranma çabası, oy kaygısı...vs"
kabul ediyorum, siyasetçi kısmının yaptığı her eylemin arkasında oy alma, iktidarını sürdürebilme dürtüsü yatar. bu işin doğası budur. yalnız bir tek bunu söyleyip de bir kenara çekilmeyi anlamıyorum. doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi, hakkaniyetimizi ne olursa olsun, kim yaparsa yapsın koruyamamayı anlamıyorum. "nazım hikmet'e bu hak tanınmamalıydı" dersin, anlarım. ama "nazım hikmete bu hak tanınmalıydı ama akp tarafından değil" demek neyin nesi?
bir de bu meşhur "oy kaygısı" hastalığına neden %25'i geçememiş birçok iktidar düşmedi de, %47 almış bu herifler düştü? türk insanının oyunu kapmak birkaç "popülist" manevraya bakıyordu madem, neden daha önce kimse akıl edemedi? biri de bunu bana açıklarsa cidden çok sevinirim.
zaten yapılması gereken, geç kalınmış hareket. ancak eskiden nazım hikmet ve onun düşüncesindekilere karşı neler düşündüğünü çok iyi bildiğimiz bir güruhun bu kararı hem de seçimler öncesinde vermesi benim midemi bulandırmıştır.
Nazım Hikmet bir dünya vatandaşı olduğu için önemsizdir. Kendisini papua yeni gine vatandaşı dahi yapsalar onu belli bir milletin hizmetine artık sokamazlar. Kendisi milleti olmayan bir komünisttir.
Son bir kaç ayda akp hükümetinin yaptığı trt6, alevi açılımı,metrobüs vb. konular gibi iyi oldu güzel oldu ama bunlar hep seçim hamlesi diye yaftalanmış hareket. Ben kendi adıma çok memnun oldum, türkiye yetiştirdiği büyük evlatlarından birini böylesine sahiplenmesine acil olarak ihtiyaç vardı. Seçim hamlesi meselesine gelirsek, bu saydıklarımın ülke adına güzel olduğuna katılıyorsan ve seçim hamlesi olarak değerlendiriyorsan seçimde oy vermezsin akp'ye biter. Şayet seçim hamlesi bile olsa nice sol diye geçinen partilerin seçim hamlesi bile yapmaktan korktuğu, adını ağızlara almaktan çekindiği nazım hikmet'in türk vatandaşlığına tekrar kabulünü gerçekleştirdikleri için şahsen akp'yi tebrik ediyorum.
onu gerçekten seven ve tanıyanlar hiç bir şey değiştirmeyecek olandır. nazım hikmet zaten türktü, türk olan bir adamı türklüğe kabul ettikleri için teşekkür edemeyeceğim, ha içleri sızlayarak yaptılarsa bunu eyvallah ama ardında art niyet varsa diyecek sözüm yoktur.
ne zaman yunan, rus ya da ingiliz vatandaşı oldu ki ! dedirten durumdur. nazım' ı vatandaşlıktan atanların bugün esamesi okunmazken dünya o'nu hep büyük türk şairi nazim hikmet olarak bildi.
Nazım'la birlikte 1921 yılında Rusya'ya kaçan Vâlâ Nurettin "Bu dünyadan Nazım geçti" adlı eserinin 32. sayfasında Celile Hanım'ın, büyükbabası olan Mustafa Celaleddin Paşa'nın, BORJENSKi soyadlı Polonya'lı bir Yahudi olduğunu yazar. Yine aynı eserin 33. sayfasında ise Nazım'ın anneannesinin büyük dedesi olan Müşir Mehmet Ali Paşa'nın da Fransız asıllı bir protestan olduğu kaydedilmektedir. 8 Şubat 1977 tarihli Y.MiLLi MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:
"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKi olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg'lu Karl de Trois soyuna mensup.." Bu gerçek Nazım Hikmet tarafından bir şiirinde şöyle teyid edilmiştir:
"Lehistan'dan gelmiş dedelerimden biri...
Göğsümüzü kabartmıyor değil
Dedelerimden birinin lehli oluşu..."
....
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
Amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
....
görülen o ki onu tekrar vatandaşlığa alsalar da hala vatan hainliğine severek devam edecek, etmeli de .
1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ'dan Havana'ya
Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de
961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak *
kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.
az daha olmasaydı zaten, yunan halkının dönerimizi, baklavamızı aldığı gibi alacaklardı.
sen yanmazsam
ben yanmazsam
biz yanmazsak
bu karanlıklar nasıl aydınlanır.
ingilizcesini öldürülen 16 yaşında ki gencin internet sitesinin anasayfasına koydular.
Sevgili nazım hikmet ;
Görüyorsun ya nasıl da rant sağlıyorlar üstünden.
Sen gittin gideli şiirlerin hatırlansa da siyaset senin peşinden koşturuyor. Komunistin faşistin ağzından düşmüyorsun nazım hikmet.
Oysa sen şöyle diyordun ;
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.
hükümet sözcüsü cemil çiçek in az önce yaptığı açıklamadır. nazım hikmet in vatan haini olduğunu düşündükleri halde oy toplamak amacıyla yaptıkları bir harekettir. vatan haini ilan edilmesi bir yana, bugüne kadar bu yanlışlığın düzeltilmemesi ve şuan bunun bir menfaat uğruna kullanılıyor olması çok daha acı vericidir.
bu saatten sonra neye yarar durumudur, zira bütün dünyanın kabul edip ödüllere boğan şairimiz yaşarken kendi ülkesinden uzakta yaşamak zorunda kalmıştır. yazıktır.
1951 yılında vatandaşlıktan çıkarılan nazım hikmet bakanlar kurulunun aldığı kararla tekrar türk vatandaşı olmuştur. hayırlı olsundur tüm nazımlara. **