nazi almanyası'ndaki baskı rejiminde çeşitli nedenlerle * yaşadıkları baskılar ve sıkıntılar nedeniyle almanya'dan ayrılarak/kaçarak türkiye'ye gelen ve akademik kariyerlerini bir süre türkiye'de devam ettiren biliminsanlarıdır. çoğunun türkiye'de akademik hayata çok önemli katkıları olmuştur.
OSE Dünya Birliğinin şeref başkanı olarak, Almanyadan 40 profesörle doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiyede devam etmelerine müsaade vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından rica ediyorum. Sözü edilen kişiler , Almanyada halen yürürlükte olan yasalar nedeni ile mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş tecrübe , bilgi ve ilmi liyakat sahibi bulunan bu kişiler , yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler.
Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi , birliğimize yapılan çok sayıda müracaat arasından seçilmişlerdir. Bu ilim adamları , hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl boyunca hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler.
Bu başvuruya destek vermek maksadıyla , hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi ifade etmek cüretini buluyorum.
OSE Cemiyeti Başkanı 4. Rue Roussel, 4 Paris ( XVIIe)
Sayın Profesör,
17 Eylül 1933 tarihli, Almanyada bilimsel ve tıbbi çalışmalarını, bu ülkede yürürlüğe giren son kanunlar nedeni ile sürdüremeyen kırk profesör ve doktorun Türkiyeye kabulünü talep eden mektubunuzu aldım.
Aynı şekilde bu Beyefendilerin hükümetimiz emrindeki kurumlarda bir yıl boyunca maddi bir karşılık beklemeksizin çalışmayı kabul ettiklerini de dikkate almış bulunuyorum.
Teklifinizin gayet ilgi çekici olduğunu kabul etmekle birlikte, bu teklifi memleketimizin kural ve kanunları dahilinde kabul etmemin mümkün olmadığını size iletmek durumundayım.
Sayın Profesör bildiğiniz üzere kırktan fazla aynı nitelik ve özelliklere sahip ve birçoğu mektubunuz konusunu teşkil eden politik şartlarda bulunan profesör ve doktoru sözleşme ile istihdam ettik. Bu profesör ve doktorlar memleketimizde çalışmayı bugün yürürlükte olan kanun ve yönetmeliklere uymak kaydı ile kabul etmişlerdir.
Şu sıralar, dilleri, kültürleri, tabiiyetleri açısından çok farklı üyeleri bünyesinde barındıran bir oluşumu meydana getiren hassas yapıyı sağlamak ile meşgul olduğumuzu belirtmek isterim. Bu sebepten ve içinde bulunduğumuz şartları da dikkate alarak bu Beyefendilerin bir çoğunu istihdam edemeyeceğimizi üzülerek belirtmek isterim.
Talebinizi yerine getirememenin üzüntüsü ile, Sayın Profesör en içten dileklerimi kabul etmenizi rica ederim.
türkiye'ye gelen bilim adamlarının ülkemizde tıp ve bilim dünyasına yaptığı katkıları araştırarak bulabilirsiniz.
gelemeyen 40 bilim adamı amerikaya gitmiş, daha önce gelenler de daha sonra onlara katılmıştır.
2ci dünya savaşı sırası ve sonrası amerikadaki bilim alanındaki gelişmeleri söylemeye gerek yok sanırım.
edit: cevap mektubu atatürk tarafından değil ismet inönü tarafından yazılmıştır. atatürkün daha sonra haberi olmuş einstein'a bir davet mektubu yazmıştır. ancak o dönemin şartlarında einstein'ın gelmesi mümkün olmamıştır.
sırf yahudi lafı geçtiği için eksileyecekler için eksi butonu bu tarafta ---------------------->
atatürk ile inönü arasındaki farkın en bariz yansıdığı durumlardan birisidir.
bu değerli bilim adamları istanbul ve ankara üniversitelerinin kurulup adam edilmelerinde büyük rol oynamış kişilerdir. atatürk rahmetli öngörülü bir kişi olduğu için davet edebildiklerini etmiştir, çok da iyi etmiştir.
ancak atatürk, 1938lere gelinip rahatsızlığı had safhaya çıktığı zamanlarda bu bilimadamları üzerindeki sıkıntılar artmaya başlamış ve yavaştan geri dönüşler başlamıştır.
yeri gelmişken atatürk'ün müthiş öngörüsüne örnek olan bir olayı aktarayım: aynı dönemlerde ankara'da subsonic rüzgar tüneli için girişimleri atatürk başlatmış ve şimdi ankara dişçilik fakültesinin orada ankara rüzgar tüneli kurulmuştur. kurulmuş ama ne için kullanılmış sayın CHP tarafından? depo! evet, doğru kullanıldığında seni uçak teknolojisi üreten bi ülke yapacak bu tünel, depo olarak kullanılmış.
evet atatürk'ün muhteşem vizyonu maalesef bazı şeylere yetmemiş. kraldan çok kralcı (ya da kemalden çok kemalist diyelim) yancı yiyicilerin bu memleketi getirdiği noktayı görmek için bu iki örnek yeterli sanırsam.
Birçok alman bilim adamı gelmiştir. Lakin onları burada tutamadık. keşke kalsalardı. birçok türkten daha türki işler yaparlardı. toprakları bol olsun. memlekete için çaba gösteren kim olursa olsun ne sebele olursa olsun başımızın üstünde yeri vardır. Saygıyla anıyoruz o bilim adamlarını...