gönül ve deniz sözcüklerindeki ilgi hali eki olan -in ekindeki n'dir. trankripte n'nin üzerine özel bir işaret konularak gösterilir. Eğer alfabe 32 harfe çıkacaksa konulması gereken harflerden biridir. (bkz: q'larla uğraşmayalım)
bir sözcük içinde yanyana gelmiş gn veya ng harflerinin okunuşu sırasında g harfinin tam olarak okunmayıp, n harfinin de burundan okunmasına denir; orta asya türkçe'sinden kalmadır; türkmenistan, özbekistan türkçe'lerinde hala kullanılır. ülkemizde de denizli başta olmak üzere kimi illerimizde, eski göçer türk'lerin hançeresinden bir kalıntı olarak varlığını sürdürür. nazal n'yi anlamak için tipik denizlililerin "denizli" demesini anımsamak yeterlidir.
genizden çıkarttığımız "n" sesinin yabancı alfabelere "ng" olarak geçmiş hâli de denebilir. buna göre "tengri" ya da "tunga" denilmez ya da yazılmaz. "tanrı" ya da "tuna" denilir, yazılır.
tam adı velar nasal /n/, türkçesiyle, geñizcil buruncul /n/ sesi. burundan gelen /n/ sesi ile birlikte geñizden gelen g sesiniñ birlikte çıkmasıyla seslendirilen sesbirim. birtakım sözcüklerde buruncul bir sesiñ (n, m) geñizcil bir ses ile (g, ğ, k) yan yana gelmesi ile iki ünlü arasında oluşan ses (sen > sen+ge* > sanğa*).
türkiye türkçesinde gösterimi bulunmaz. osmanlı yazı dilinde kef-i nun veya sağır kef ile gösterilirdi. 1928 harf yeniliği ile yazıdan kaldırılmasına karar vérilmiştir. türkmencede n üzerinde bir ters şapka konularak gösterilir. özbekçede n üzerinde bir tilda konularak gösterilir. türkiye türkçesinde 30. harf olarak kullanılması istenen, gerekçe olarak da "ağızların büyük bölümünde geçerli bir ses olduğu ve yazı dilinin istanbul ağzına değil, çeşitli ağızların bir karışımı olduğu" söylenen bir sestir. türkiye türkçesinde önerilen gösterimi n üzerine tildadır.
genizsi n yada genizcil n olarakta adlandırılır. Türkmen alfabesinde "ň" harfi ile gösterilir. Kazak Türkçesi ve tatarca gibi birçok Türk dillerinde de gösterimi olan sesin Türkiye Türkçesinde kullanılmasına rağmen harf olarak gösterimi yoktur.
doöuz derken aslında donguz demeye çalışılarak aradaki nüansın öğretildiği sanılan türkçemizde her ne kadar şekilsel olarak olmasa da söyleminde kalan eski türkçe devirlerinde kalmış ses.
bir diğeri de e meselesidir. a harfi bile aslında sizin bildiğiniz bir tek a 'dan ibaret değildir.elma derken ki a ile alma derken ki a ve dağ derken ki a hala derkenki a lar arasında farklar vardır.
ama şekilsel olarak sadece alfabede 1 adet a görülür. bu nazal n dedikleri o kadar gereksizdir ki esasen götten uydurulmuş bir gramer konusudur diyebiliriz. he bi de bunun zamir n'si olanı da vardır evlerden ırak .
neymiş aslında ben diye bir zamir yokmuş oradaki n sesi onu zamir yapıyormuş aslı be imiş de imiş yani.neyse gece gece bu kadar türk dili grameri dersi yeter.
Esasında uluslararası fonetik alfabede yer alan bir sestir, ancak söz konusu Türkçe'nin derin anlamlı bir öğretimi olunca bu konudaki cahilliğim beni utandırıyor.
nazal n genellikle yörüklerde ve kastamonu bölgesinde günümüzde çıkartılan merak edenler için ise grip olduğumuzda istemsizce çıkan o sestir. eski türkçe ng harfi ile de gösterilir. alfabemizde ayrı bir gösterimi yok kullanımı vardır. üstteki girdiye ithafen zamir n'si ise türkiye türkçesi ve birkaç diğer türk dillerinde görülmekle beraber orta asya özellikle de çağatay türkçesinde görülmeyen bir sestir. bu ses çocuklara ilk okuldan itibaren öğretilen yşsn yardımcı seslerinden olan sestirki zamir n si aitlik bildiren iyelik eklerinden sonra ortaya çıkan bir ektir. örnek: ev+i+n+de çağatay türkçesinde ise iv+i+de şeklindedir. görüldüğü üzere bu oluşum türkiye türkçesinde ve birkaç türk dilinde de görülür. yardımcı ses bu yeaaa diye itiraz edecek olanlara ise şöyle bir açıklama yapılabilir: yardımcı ses iki ünlü arasına gelir bu örnekte ise görüldüğü üzere iyelik eki olan ''i'' ile ''de'' bulunma hal eki üzerine gelmiştir. konu kapanmıştır iyi geceler. daha fazla bilgi edinmek isteyenler tarihi osmanlı mecmuasının 3. cüzünün 1412inci sayfasına bakabilirler. şaka lan şaka.