"Bir de uzun süre Troçkist djye anılmasına neden olan bir olay yaşamıştı genç şair.
Lenin'in ölümü üzerine iyice su yüzüne çıkan Troçki ile. Stalin çekişmesinde. önceleri, iki arkadaş. Nâzım ile Vâlâ. Kızılordu askerlerini yüreklendirici dillere destan davranışları. insanlarla konuşurken ki inanılmaz etkileyiciliğiyle, çarpıcı bir kişilik olan Troçki'yi tutuyorlardı. Kabaca özetlenirse, Stalin komşularla iyi geçinip ortaklamacılığı Sovyetler Birliği sınırları içinde kurmaktan yanaydı; Troçki ise dünyayı sarsmak, devrimin kıvılcımını bütün ülkelere taşımak gerektiği görüşündeydi. Zamanla Stalin'in daha gerçekçi görülen siyasası üste çıkıp KUTV'un yöneticilerini. öğrencilerini baskı altına alınca, Nazım da, onlarla birlikte, gönlünden bir özlem olarak hiç silinmeyecek olan dünya devrimi düşüncesinden uzaklaşmıştı. Troçki'nin KUTV'da konuşma yapmaya geldiği bir gün, öğrenciler aralarında anlaşarak bu büyük devrimciye sessiz bir protestoda bulunmayı kararlaştırdılar. Konuşma başladıktan bir süre sonra salondaki dinleyiciler birer ikişer dışarı çıkarak onu içerde tek başına bırakacaklardı.
Troçki kürsüde yerini alır almaz, geniş hareketleriyle her zamanki coşkulu, etkileyici havasına hemen girdi, ama biraz sonra öğrencilerin sağdan soldan sanki sıkılmış gibi ayağa kalkıp salondan dışarı çıkmaya başladıkları görüldü. Bu davranışın örgütlü bir protesto olarak yapıldığı açıktı. Troçki hiç aldırmadan, havasını bozmadan konuşmasına devam etti. Sonunda salon büsbütün boşaldı. Yalnızca bir tek öğrenci kalmıştı içerde: Rusçayı pek de iyi anlayamayan Nazım Hikmet...
Troçki konuşmasını önceden tasarladığı gibi sürdürüp sona erdirince, kendisini hayranlıkla izleyen bu tek öğrenciyi selamlayıp kağıtlarını toparlayarak gitti.
Arkadaşları öfkeyle Nazım'ın çevresini sardılar :
"Niye salondan çıkmadın?"
"Sen Troçkist misin?"
Nazım'ın yanıtı onların öfkesine aldırmaz coşkulu bir içtenlikle doluydu :
"Hayır, Troçkist filan değilim... Söylediklerini doğru bulduğum için kalmadım içerde... Adam çok güzel konuşuyordu... Onu hayranlıkla dinledim... Böyle bir güzelliği bırakıp çıkamazdım... " demiştir.
