Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
idealindeki ideolojinin yanı başında bir ülkede hayata geçmiş olması ve bu ülkenin devlet başkanını öven bir mektup yazması kadar doğal ne olabilir. mevcut ideolojinin bu topraklarda da güç kazanmasını istedi, fakat şartlar olgunlaşmamıştı. Olmadı. Türkiye şairine ihanet etti. hapislerle, hücre cezalarıyla, sürgünlerle ülkesine küstürüldü büyük şair. terk etmek zorunda kaldı.
şiirlerinin daha iyi ya da kötü olduğunu göstermeyen aktivitedir. vatan haini olduğunu da göstermez, zira türkiye'ye herhangi bir zararı dokunmamıştır, veya türkiye'den bir şey taleb* etmiyordur. sistemini/yönetimini sevdiği bir ülkeye gitmek istiyordur. orada o sisteme muhalif olmayacağını belirtiyordur.(ha tabii sscb yönetimi ne kadar muhalefete izin verir orası da ayrı, ama konu o değil). lakin, hakkında hala "vatan şairi" yakıştırmaları yapmanın gereksizliğini gösterir. zira bunu yazan vatan haini olmadığı gibi, kesinlikle bir vatansever de değildir. kaldı ki, "türkiye'de özgürlük/iş/xyz yok o yüzden ben amerika'ya/iskandinavya'ya/kanada'ya gidecem" diyenlerden de hiç bir ama hiç bir farkı yoktur. o yüzden nazım hikmet ran'ı her platform'da koruyan kişilerin de o çok nefret ettikleri amerika'da, norveç'te, isveç'te, kanada'da daha iyi bir sistem olduğunu düşünenlere laf etme hakkını da elinden almıştır bu mektup. olayın özü budur. akıllı adam zaten objektif düşünecektir. omurilik sağcıları ve omurilik solcuları da bu yazdıklarıma laf edecektir.
nazım hikmetin 7 aralık 1961'de rus devlet başkanı kruşçeve yazdığı mektuptur.mektupta da gördüğümüz gibi türkiyeyi canından çok sevmektedir(!). hadi bakalım hayırlı olsun vatanseveriniz.
19 yaşından beri, yalnızca kalbim ve kafamla değil, geçmişimle de sovyetler birliğine bağlıyım.
bolşevik partisine, ilk olarak 1923 yılında üye oldum. ardından, 1924 yılında, yine moskova'da i925 yılı başında türkiye komünist partisi (tkp) üyesi oldum. doğu emekçileri komünist üniversitesini bitirdim ve parti işleri için türkiye'ye gittim. 1925 yılı sonunda, ankara'da yeraltı çalışmaları gösterdiğim için gıyaben 15 yıl hapis cezasına çarptırıldım.
sonra, yine moskova'ya döndüm. 1928 yılında türkiye'de parti işleriyle uğraştım. o zamandan 1950 yılına kadar toplam 56 yıl hapis cezasına çarptırılmama karşın, toplam 17 yıl cezaevinde kaldım. başta sovyet halkı olmak üzere, ilerici insanların mücadelesi sonucu cezaevinden çıkarıldım.
ben, sayılı komünist şairlerdenim. çok mutluyum, çünkü büyük ekim devrimi'nin beşinci yıldönümünü moskova'da kutladım. bu nedenle de şiir yazdım. sbkp'nin 22'nci kongresini kutladım. bu nedenle de şiir yazdım.
artık 10 yıldır moskovada yaşıyorum. ailem de yanımda. bütün sovyet halkı gibi, buradaki yaşama alıştım.
saygıdeğer nikita sergeyeviç, yardım edin, ben sovyet vatandaşı olmak istiyorum.
zamanında rıdvan budak ile küba'ya giden mhp milletvekili için dönek diyen, castro hayranıyım diyen abdüllatif şener'e yandan yemiş cemaatçi diyen takımın takıldığı noktadır.
evet nazım yalaka değil hayrandır, diğerleri de tu'dur kaka'dır. aha sana oturaklı siyaset.
kendi ülkesi tarafından satılmış bir adamın son cırpınışlarını dile getiren bir mektuptur. yersiz yurtsuz kalmış bir adamın haykırışları vatan hainliği olarak lanse edilemez.
senelerdir uludağ sözlükte komünizme ve komünistlere laf atan,ülkü ocaklarında mastürbasyon yapan tipleri kabak gibi ortaya dökmüş başlıktır.kendi eli kanlı abilerini yeşilaycı zanneden,''ötüken yolu yokuştur kafaları tokuştur'' gibi şarkı sözleri söyleyen,ülkü ocaklarında çay höpürdetip 31 çekmekten başka sosyal faaliyeti bulunmayan bu tipler bit kadar beyinleriyle nazım hikmet'e çamur atıyorlarsa boşunadır bu çabaları.yarın öbürgün bu tipleri hiç kimse hatırlamayacaktır.fakat nazım hikmet unutulmayacaktır.o yüzden ağzından salyaları akıta akıta küfürler etmeleri,iftira atmaları,kendilerine layık tüm aşağılık sıfatları nazım hikmet'e kusmaları da faydasızdır,nafiledir.