nato ülkemize hiç bir faydası bulunmamaktadır.aksine zararı olan müslaman olan ilişkimizi bozmaktadır.ama kaynaklarda nato'nun diğer kuruluşda farkı olarak askerlerin sayısı fazla olması, ülkelerin üyesinin fazla olmasıdır.
üç beş çapulcuyu dize getiremiyor diye nitelendirilmemesi gereken ordunun dramıdır. şayet bu tamamen siyasi meseledir çözüm ordunun gücü değil siyasi güçtür.
birileri türkiye'de kan akmaya devam etmesini istediği için var olan yapay dramdır. sadece ordu dramımı? açlık yoksulluk eğitim sağlık her yerde bir dram var. birileri bu ülkenin bi bok olmasını istemiyor. bundan dolayı sorunu kökten halletmedikçe bu ülkede dram bitmez.
türk ordusunun halidir ne yazık ki osmanlının son dönemindeki gibi terör, isyan ve asayiş gibi iç meselelerde kullanıldığından yıpranan ve savaş (gerçeğinden bahsedyorum) yeteneklerini kaybetmeye başlayan ordudur. ordu devletler ile savaşır ve tüm gücünü kullanır. lakin bizde 3 5 çapulcu peşine sivilden gönüllü(!) olarak alınarak ve 3 ay ısparta gibi illerde eğitim(!) (eğitim dediysek, kurşun pahalı lan 3 el atış yap neyine yetmiyo) görerek gönderilen askerlerin koşturulması türkiyenin en büyük saçmalıklarından biridir.
her konuda, herzaman överiz kendimizi..zekiyiz,çalışkanız,güçlüyüz....bir kişinin yaptığını onbinlere mal ederiz, onbinlerin yaptığını görmezden geliriz..acı ama gerçek..
her şehit haberi aldığımızda yapılan açıklamalar tekrarlandı.ta ki bir sonraki üzücü habere kadar..sonlandırmak hükümetin elinde muhakkak ki ancak..ancaktan sonra söylenecek o kadar çok ihtimal var ki..
asıl dram sadece silvan larda yaşanmıyor.
32 paşası kodese atılmış bir ordudan sözediyorsunuz.
devir 1930 lu yıllar, ülke sscb, lider stalin değil, hatırlatırım.
bu kadar paşası ve iki üç misli muvazzaf ve emekli subay ve astsubayı ya hapsedilmiş ya da medya önünde linç edilmiş ve edilmekte olan bir orduda moral motivasyon ummak ancak andavalların işidir.
her gün tutuklanma korkusu ile görev yapan, her verdiği emirden çekinen komutan, ne askerine sahip çıkabilir, ne vatanına ne de kendi ruh sağlığına.
varın gerisini siz hesap edin.
birileri başınızda ergenekon, açılım, insan hakları, halkların kardeşliği bozası bişirirken varın siz vatan mudafaa edin.
bu kadar acımasız eleştirileri ve önyargıları, kaynağı malum aklı selim olmayan yargıları, şerefli türk ordusunun şerefli subayları hiçbir zaman haketmedi, haketmeyecek.
türk milletinin mudafası ve bekaası için gece gündüz bilmeden, canını dişine takarak çalışan, kelle koltukta yaşayan asil türk ordusunun şerefli askerlerine dil uzatmaktan, üyesi olduğunuz millet adına, borçlu olduğunuz ceddiniz adına herbirinizi men ederim.
halkı dağınık olan bir milletin ordusu derli toplu olamaz. Gazi bile, önce halkı toparladı, sonra orduyu. hepimiz günümüzde sadece kendi götümüzü düşünüyoruz. Sonra da şehitlerin arkasından 2-3 gün gözyaşı döküyoruz. millet olarak tek ses olamadıktan sonra, birilerinin tabiriyle o dağdaki çapulcular canımıza ot tıkamaya devam eder.
asılsız, ama gerçek olan bir şey var. türkiye natonun üvey evladı. heryere koşturur ama kendisi birçey isteyince kırk dereden su getirilir. uzun hikaye...
Zaten biz de bu iş sadece askeriye ile çözülür demiyoruz.Mantıklı olanın köklü çözüm için bunun çok açıdan çözüme kavuşturulması.Ama görüyorum ki artık öyle bir kıvama gelmişiz her şey öyle bir kabullenmişiz ki ,çok rahat 'ŞEHiT KARŞILAŞTIRMASI' yapabiliyoruz...BiZE ŞEHiT ÖLÜMLERiNi KANIKSATMIŞLAR...
Eğer a senesinde 100 şehit vermişiz b senesinde 80 tane vermişiz diyerek olayı 'a senesine göre şehitlerde azalma var, bu başarıdır'a getirmeye çalışıyorsak.Gerçekten çok yazık!
Üniversiteler içine bu kadar rahat sızanlara(şahidim), olaylar çıkaranlara,beyin yıkayanlara müdahale edemezsen, o bugünün küçükleri yarının büyüklerine iyi eğitemezsen daha sonra çıkar karşına bir sürü Ahmet Türkler,
Osman Baydemirler,
Sabahat Tunceller,
Aysel Tuğluklar .
Biz o kadar boş işlerle uğraşıyoruz ki, bütün yazıdaki ana fikirleri yardımcı düşünceleri tartışmayı bırakıp 'de eki dahi anlamındadır da şu da bu da ' bunlara odaklanıyoruz.
Tutturulmuş gidiyor bir gayri nizami harp havasi tutabilene aşk olsun...
Tamam olsun da kardeşim 20 senedir neredeydin sen o kadar insanın ölmesi mi gerekliydi?'Şerefsizler' çok rahat demokratik Özerklik ilan ediyorlar...Sen hala bana uzun süreli çözüm arayışlarından bahsediyorsun.Eğer bir gayri nizami harp olacaksa , artık bu harpteki temel nokta silahla olmalıdır.
Ziya Paşa'nın ünlü bir sözüyle bitirmek isterim efendim:'Nush ile uslanmayanı etmelidir tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.'
"andavallara" bilimsel yaklaşarak hata yapan insanların olmadığını bildiği, ancak o andavalların hayalinde kurduğu dramdır.
şehit çocuğu ya da akrabası değilim. ama emniyet mensubu bir ailenin ferdi olarak etrafım bu eli öpülesi insanlarla dolu. ateşin düştüğü yer kadar yanmasa da yanıyor yüreğimiz, merak etmeyin.
ciğeri yanmış insanlarımıza saygımız ve sevgimiz sonuna kadar. ve evet, insanlarımızın ciğerinin yanmasına sebep olan hatalar ve bu hataları işleyen kişiler varsa bunlar da gerekli süreçlerden geçmeliler.
ancak...
insanlarımızın canının yanıyor olması, gerçekleri değiştirmez. hele de asker, polis türk güvenlik güçlerinin kahramanca mücadelesini hiç değiştirmez.
önce soralım:
1. terör örgütünün mali açıdan belini kırma yeteneği ve yetkisi kimin elindedir? siyasi iradenin.
2. terör örgütünün yabancı topraklarda barınamamasını sağlayacak diplomatik hamleleri yapmak kimin elindedir? siyasi iradenin.
3. terör örgütünün yurtdışındaki isimlerini ortadan kaldırma yeteneği ve yetkisi kimin elindedir? siyasi irade ve kontrolündeki mit'in.
4. terör örgütünün kaybettiği militanların yerine tedarik edeceği yeni militanların dağa çıkmasını engelleyecek sosyal,kültürel,ekonomik önlemleri almak kimin elindedir? siyasi iradenin.
pkk'nın sadece askeri güçle yenileceğine inananlar terörün bitmemesinden tsk'yı sorumlu tutmaya devam etmelidirler.
ancak terörist örgütler yalnızca ne silah gücüyle, yalnızca ne ekonomik hamlelerle , ne siyasal hamlelerle çökertilebilir.
bunlara rağmen pkk terör örgütünün gücü asgari seviyeye çekilmiştir. akp iktidara gelmeden önceki şehit ve eylem sayıları ile sonraki sayıları kıyaslarsak bunu gayet rahat görürürz.
annelerimizin, babalarımızın acılarının olması gerçekleri değiştirmiyor.
gerek terör örgütü ile ilgili rakamlar, gerek düşünce kuruluşlarının raporları pkk terör örgütünün eylemlerinin; siyasi, kültürel, diplomatik adam akıllı hamlelerin atılmadığı türkiye'de asgari seviyeye çekildiğini ortaya koyuyor.
istediğiniz kadar "bana gayri nizami harpi anlatma ya" deyin gerçekleri değiştiremezsiniz.
dram mı? ne dramı? akp yalakası medyadan öğrenenlere göre dramdır. evet 13 şehit verdik acısı kor gibi yüreklerde ama şunu unutmamak gerek dünya da terörle mücadelede belki de en başarılı ülke türkiye'dir. ve lieratürde bir teröristin 17 askeri egale edebildiği söylenir. biz de bu oran çok daha düşüktür.
Sen burada pkk'yı 20 yıldır biterememişsin!Gelip de bana hangi gayri nizami harpten bahsediyorsun? Eğer birilerinin akrabağları şehit düşseydi,haince pusuya düşürülüp kurşunlanarak feci şekilde katledilseydi,bakalım 'anadavallı!' arkadaşımız bu kadar entel dantel girebilir miydi konuya?Bir kere yansaydı ciğeri hala saçma artistokrat söylemlerde bulunabilir miydi?Bize dilbilgisi(sözde) dersi vermeyen çalışanlar,azıcık açıp kitap okuyup gündemi takip etsinler, şehit aileleriyle bir konuşsunlar, o anaların feryatlarını dinlesinler de öyle çıksınlar karşımıza.Öyle ezberlediği 2 isimle uzaktan uzağa konuşulan boş laflara itibarimız yoktur bizim.
kendi siyasi geleceklerini, "müstevlilerin" siyasi emelleriyle tevhit eden iktidar sahipleri başımızda olduğu ve sürekli darbe yediği müddetçe, ordunun manevi anlamda belini doğrultması son derece güçtür. kamuoyunda rezil edilmeye çalışılan, hükümetin düşman gözüyle gördüğü, moral bozukluğu içindeki bir ordu, sayı ve silah yönünden dünyanın bir numaralı ordusu olsa dahi, gerçek hareket yeteneğini gösteremez.