büyük göçler adlı belgeseli seslendirenin tarkan olduğunu öğrenince bugün özellikle izledim o bölümü. nasıl anlatacak diye epey merak ediyordum ama bildiğin dümdüz anlattı geçti. ne biliyim ben tarkan'dan daha farklı şeyler beklerdim. mesela: "işte antiloplar kuzu kuzu geldi. bu hayvanların dudu dudu dilleri var. timsahlar avlarına 'gel hiç acımayacak' der gibi bakıyor." gibi bekletiler içindeydim fakat masal havasında normal bir şekilde anlattı tarkan abimiz.
hayvanlar izleyici olabilseydi eğer, onların fatmagül'ün suçu nesi, ne bileyim aşk ı memnusu falan olurdu heralde bu kanalın yayınladığı belgeseller.
hani çok konuşuluyor ya bu diziler toplumda, yok ''topluma kötü örnek oluyor'', yok ''senaristler ruh hastası'' falan. eğer görebilselerdi, aynı durumdan hayvanlar muzdarip olmazsa topum.
7/24 et mi yenir ulan bi kanalda! durmadan bir vahşet, kan gövdeyi götürüyor, kim kimin gırtlağında belli değil... nikita adında bir sırtlan var, aslanlardan dayağı yiyor yiyor bıkmıyor, topluyor sürüyü yine aslanların ekmeğine, ne bileyim bizonuna geyiğine falan göz dikiyor. şaplağı yiyor götüne, ertesi akşam bi daha. yetmiyor çektiği çile, 2 sırtlan güpegündüz buna tecavüz ediyor sopa gibi yarraklarıyla. oklava gibi lan, görsen şaşarsın.
oğlum hele bir aslan var, adını unuttum şimdi, sabah uyanıyor; daha bismillah hemen bizon peşine... eyvallahı yok kimseye. aga şöyle bir gerin ilk önce, açıl, iki kelam et sürüye günaydın de; yok. gözünün çapağıyla dalıyor baba bizon sürüsüne.
velhasıl izleyebilselerdi eğer, kedigiller camiası şikayetçi olurdu durumdan şüphe yok. sürünün gençlerine kötü örnek oluyor muhabbetine.
izleyiniz. çok keyifli. hayvanatlara her gün kurban şerefsizim.
öğrenci evimde 7/24 televizyonda açık olan kanaldır. yalnız bi yerden sonra ezberliyorsunuz bazı belgeselleri ama yeniler çok gecikmeden geliyor. izlerken arkadaşımla aramızda sık sık "yav adamların uğraştıkları şeylere bak, 100 yıl da geçse türkiye'den böyle belgeseller çıkmaz" vb. diyaloglar geçmekte.
ne zaman açsam hayvanların çiftleşme görüntüleriyle karşılaştığım kanal.
misafirler oluyor ortamda. gorilin biri geçmiş "uhu uhu uhu" yapıyor. mecburen kanalı değiştiriyorum sırıtarak. işin aksi kanal değişirken görüntü 1-2 sn. donuyor. görüntü kötü yerlerde kalıyor. olmuyor net cio vayld.
akla hayale gelmez programlara sahip tv kanalı. jackass in hayvan versiyonu programlarla dolu seyrine doyulmayan kanal. zaman zaman national geographic iyice didaktik takılmaya başladığında hemen wild a geçin. hayvanların yarattığı vahşi dünyayı, bu zincirin devamı için hayvanlar aleminin birbirlerini nasıl katlettiğini başarılı seslendirme ve metinlerle sinematografik bir tatta sunuyorlar bünyelere. tv.yi sadece avrupa yakası, futbol maçları ve haberler için açan şahsıma bir nevi bağımlılık yapmaya başladı. ya da ne biliyim bir timsah nehirden geçmeye çalışan koca geyiği parçaladığında ya da devasa bir yılan koca bir gergedanı yuttuğunda içimdeki şiddet güdüsü bir nevi doyuma ulaşıyor, bilemiyorum.
Bir bölümü elli kere yayınlıyor olsalar da ısrarla izlediğim bir kanal.
Geçtiğimiz hafta Karpat dağları belgeselini izlerken üç tane elemanın kurtları çekebilmek adına 6 ay beklediklerini duymuştum. Ulan dedim bizim köye gelin aynı akşam istemediğiniz kadar kurt görün diye söylenmiştim ki beni duymuş adamlar. Bu ay sonuna wild turkey belgeseli geliyor. Bizim ülkede hayvandan bol ne var lan.
Yalnızca bir kanal değil vahşi yaşamı destekleyen bir nat geo oluşumu ayrıca. Başta büyük kediler olmak üzere soyları ve sayıları insan tahribatı yüzünden zarar alan hayvanlar için fonlar sağlayan, sosyal bilinçlenme üzerine programlar yapan ve gelirlerinden pay aktaran desteklediğim bir örgüt. Ayrıca vahşi yaşam için gönüllü bireyler ararlar. Bir süreliğine yahut ömür boyu o belirli bölgelerde yaban hayatını korumak ve devamlılığını sağlamak adına gönüllü olunabilir. Ben de ömür boyu için başvuruda bulundum.