geçen feysbukta* görüp nostalji yaparken dur bakayım sözlük ahalasi ne demiş diye düşündüğüm hatun kişisi, bizim neslin orta okul lise aşkı. az kabarmadık sana natalia!***
bak ilkokuldaydım bunun pembe dizilerinin olduğu dönemde. ve üzerimde o kadar büyük etkileri, o kadar çok getirileri ve oluşturduğu hastalıklar vardır ki.. yok açıklayamayacağım. hayır hayır, vahşi güzel ile birlikte facundo arana manyağı olduğumu, natali ve fakundo'nun ayrı ayrı veya birlikte onlarca kartpostallarını stickerlarını vs vs nicelerini manyamışcasına toplamış biriktirmiş, dergilerden kesmiş, ve gazeteci olma aşkımı pekiştirmişcesine kendi çapımda kurduğum kalın dosyadan oluşma adını da gündoğdu verdiğim gazetemi, odamın köşelerini, gardrobumun içlerini süslemiş abla olduğunu açıklamayacağım. hayatımda bir hiçbir kadın sanatçıya bu kadar değer verip manyağı olduğumu açıklamayacağım.
yıl olmuş 2011.
üzerinden geçmiş 10 küsür yıl. bak boru değil abi. 10 küsür yıl. gündoğdu'mu aydınlatan cevherin baş tacı. diğerleri 5.7.10. sayfa haberleri.
akıla geldikçe nasıl şeker şeker sırıttıyor. ama tabi ben bunu anlatmadığım için sizler de bunu bilmediğiniz için nereden bileceksiniz.
benimsemekten daha ileri derecesine bağlanmış bir özümsemekle seviyorum bu kadını.
şarkılarını duyularak ezberlemenin yanı sıra kıçımdan uydurmasyon ezberlemekteydim. bugün yeniden dinliyorum. sözlerine bakarak söyleyeyim diyorum, sıçıyorum. en güzeli benim kafa abi. bundan 10 sene öncesindeki kafa. nasıl ezberlemişsem çok şirin. tıpkısının aynısına da benziyor hem. ülkelerine gitsem, yabancılık çekersem ben de aha.
şu boktan hayatımda gördüğüm en güzel kadınlardan biri. belki de gördüğüm en güzel kadın.
geçenlerde adı cleopatra olan 2003 yapımı bir filmini izledim. filmden capsler de aldım. filmde aynanın karşısına geçip saçlarını kestiği bi sahne vardı. o sahnede yüreğim dağlandı yemin ediyorum. kadın saçı benim en saplantılı ve en zayıf noktalarımdan biridir, daha önce de söylemiştim. evlat acısı gibi içime oturdu o sahne. sadece onun için demiyorum, karşımda kim öyle yapsa üzülürüm.
filmde bu kadın kadraja girdiği zaman alt yazıyı okumayı unutup sadece yüzüne yoğunlaşıyorum. ispanyolcayı zaten çok çok severim. bi de bu kadının ağzından dökülünce zaman donuyor resmen. dünyaya bir daha gelsem ve "karşılıklı olmak üzere kime aşık olmak istersin" diye sorsalardı bu kadının adını verirdim. bir zamanlar kanal d'de yayınlanmış olan vahşi güzel adlı dizide gördüğümden beri takip ediyorum bu kadını. başka filmleri de var fakat onların türkçe altyazısı mevcut değil.
galerideki tüm fotoğrafları ben yükledim. şimdi filmden bir iki caps daha ekleyelim de tam olsun.
Vahşi Güzel dizisinin ortaokul yıllarına denk gelmiş her beş erkekten dördünün aşık olduğu ve bu erkeklerin kanal d haber öncesi pembe dizi ile haşır neşir olduğu ve dizinin başlangıcında Cambio dolor adlı parçasının klibinin de 3.39'ıncu dakikasında hep birlikte bu erkeklerin yüreklerini hoplatan, internetsizliğin olduğu yıllarda bulunmaz hint kumaşı.
dışardan bakılınca kadın kelimesindeki harflerin hakkını veren kadın. "bu kadın benim olsun 1 milyon borcum olsun" cümlesindeki kadın. kadın işte yahu.
ilk okul yıllarında okuldan eve geldiğimde tv de her gün gördüğüm hatun. çok güzeldir ama pembe dizileri sevmeyen bir çocuk için, zap yapmaktan başka çözüm yoktur. üzgünüm natalia.
insana hayat aşılar. subjektifim ol natalia. bana yüklemi öznesine yaklaşan cümleler getir. erken devrimler değil peşin yenilgiler getir bana. ulan var yaa. lan neyse bi şey demiyorum ben.
hakkında her gün entry girdirebilecek nadide kadınlardan. çocukluk aşkı. kendisine yazdığım bir şiiri armağan ediyorum.
eteğini koştururdun televizyonda
izleyici sus pus olur sana bakardı
bilmezdin gizliden izlediğimi
gözlerim gözlerinden korkardı
hatırlıyorum adın natalyaydı.