duraksayan bireyin anlık yaşamdan düşmesi hattın iptal edilme alanına girmesi. servis görüntülenemiyor durumuna geçmesi.
bireyin bir bütün içerisinde neyi temsil ettiğini sorgulaması. bütünün tırnak içinde çokta faydalı olmadığını farketmesi. her koyun kendi bacağından asılır derken emr i bil maruf'uda söylemin içine enjekte etmesi.
sürekli düşündüğüm şey. özellikle bu aralar.
karşıdan karşıya geçerken, yolun tam ortasında durduğumda kamyon çarparsa?
ya tabelanın altından geçerken kafama düşerse?
ya içtiğim suyun içinde kezzap karıştırdılarsa?
ya otobüsteyken, başka bi araç tam da benim oturduğum yerden çarparsa otobüse?
ya okulun orda kavga çıkarda biri silah çekerse ya bana isabet ederse?
ya bigün sevgilim beni bırakırsa ve ben onsuz yaşamamam hayır diye çıldırıp bileklerimi kesersem? evde kimse yokken yaparsam bunu?
gibi gibi.. ama üstesinden gelebiliyorum neyse ki.
ölümü bir diyardan başka bir diyara göçmek olarak gören birey için pek de düşünülesi olmayan hadise zira a noktasından b noktasına ha bisikletle gitmişsin ha uçakla, önemli olan nereye gittiğin...
anlamsızdır. düşünülen şekilde değil başa gelen şekilde ölünür ama şahsen ben yüz yirmi yedi, kedimse yüz yaşında beraber televizyon izlerken tık diye sessiz ve acısız ölmemizi isterim. amin.