ilk kural olarak Yetimhane çıkışlı olmak gerekiyor; Sonra, ver elini istanbul (taksim/tarlabaşı) . Önce, bally, Tiner ve bonzai; sonra hırsızlık, gasp ve cinayet. Hapisten çıkınca ilk iş; masum ve onlara bulaşmaktan adamakıllı korkan insanlardan sinyalcilik (Tatlısu gaspı/aba altından/iskeleden) adı altında para toplama (çoğu korkudan veriyor parayı. Şayet Vermezse; ürpertici derecede mat, bitik, donuk ve zombi bakışlı [şoklanmış balık bakışı] o sokak çocuğunun jiletten keskin bıçağının yüzü epey ölümcül). Darbeyi kendi ana babasından yeyip faturayı tüm topluma paylaştırma küstahlık ve bencilliği ise hepsinin ortak paydası. Kendi ana babasından görmediği şefkat ve merhameti önünden, yanından yöresinden geçen herkesten bekleme cüretkarlığı ise hepsinde hissedilir derecede âşikar. Alayında Toplum ve servet düşmanlığı bilinçaltına enikonu perçinlenerek kodlanmış iflah olmaz (gemi azıya almış) bir bünye. işte; Böyle standart bir döngü.
Sokak çocuğu olarak doğulmaz; olunur. Bir seçim. Hem de Ballar gibi seçim. Kendisi isteyerek bunu Seçiyor yani. Yetimhane çıkışlı öğretmenler var, polisler var. Hepsi kendini Taksim'e; tinere vurmuyor sizin anlayacağınız. Biri seçimini yapıyor, polis oluyor; öteki seçimini yapıyor, hırsız ve gaspçı oluyor.