nasıl olsa affedilmem artık

entry2 galeri0
    1.
  1. Şeytan ın insanı kandırma yollarından birinin Allah'ın rahmeti ile aldatma olduğu ifade edilmiştir. Ancak bunun tam aksi ile de kandırmaya çalışır şeytan insanı. insanların bir kısmı işledikleri günahları sebebiyle çok kötü bir insan olduklarına ve artık geçmişte yaşamış oldukları hayattan pişmanlık duysalar da affedilmelerinin mümkün olmadığına inanırlar.
    Bu yanılgıları ise hayatlarına aynı hatalarıyla devam etmelerine sebep olur. Sebep olur çünkü;
    "Zaten ahiretimizi kaybettik bari bu dünyamızı yaşamaya devam edelim"
    yanılgısına düşer insan. Yani bir manada Allah'ın rahmetinden ümit kestirir şeytan insana. Oysa Kur'an ayetleri bu konuda da uyarılarda bulunur:

    De ki: "Ey benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden
    affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir." (zumer/53)

    "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; çünkü Allah'ın rahmetinden inkara sapanlar topluluğundan başkası ümit kesmez." (yusuf/87)

    Bazı insanların aslında hatalarından dönmek istediklerini ve Allah'a yaklaşmak için vesileler aradıklarını görürsünüz ama bu aşamada şeytanın insanı tuzağa düşürmeye çalıştığı bir başka gerekçe girer hemen devreye.
    "Allah'a karşı hatam çok olduğundan dua ve ibadet etmeye yüzüm yok,"
    "irademe yenildiğim için hatalarımdan vazgeçemiyorum"
    şeklinde söylemler ile farkında olmadan kişi kendini daha da uzaklaştırır Rabbinden. Bu da çok büyük bir yanılgıdır. Hata yapıyor olmak kulluk vazifelerini yerine getirmeye engel olmamalıdır. Kişi ne yapıp edip hatalarını tekrar etse de üzerine vazife olan kulluk görevlerini yerine getirebildiği oranda gerçekleştirmeye azmetmeli ve bu sayede Allah ile olan bağını sıkı tutmalıdır. Aksi halde kişi Allah'tan uzaklaştıkça daha da fazla gömülecektir hatalara.
    Şeytanın bir diğer tuzağına düşerek çevresindekiler tarafından;
    "Sen de mi namaza niyaza başladın"
    "Aklın yeni mi başına geldi"
    "Senin geçmişini de biliyoruz biz"
    şeklinde sözlere muhatap olacağı kaygısıyla bazen dine yönelmekten dahi çekinir kimi insanlar. Çünkü geçmişteki hatalarını kabullenmek herkesin harcı değildir. Bazen insanın en fazla zoruna giden şey ardında bıraktığı yıllarını boş yere yaşadığı gerçeği ile yüzleşmesidir. Oysa hesap günü geri dönüşü mümkün olmayan yüzleşme ve pişmanlıktansa, hemen şimdi pişman olup gerçeklerle yüzleşmek ve şeytanın bu tuzağına düşmeden temiz bir kalp ile Allah'a yönelmek gerekir.

    Ayetlerden de görüldüğü gibi her ne hataya düşmüşse düşsün insan, şayet gerçekten pişman olmuş bir kalp ile yönelmişse Rabbine, affedilmek için ümitli olması gerekir. insanın bu ikisi arasındaki dengeyi kurması, Allah'ın hiçbir emrine uymadan Allah nasıl olsa affeder hatasına da, artık nasıl olsa affedilmem yanılgısına da düşmemesi gerekir. Ama muhtemelen
    bunun farkında olmayan pek çok insan "Bir kere girdik günahlara. Ha bir eksik, ha bir fazla" gibi son derece yanlış bir mantıkla hareket etmekte ve farkında olmadan günahlara girdikçe duyması muhtemel vicdan azabı da git gide hafifleyerek
    zamanla tamamen ortadan kalkmakta ve kişi, günahlar içinde boğulmaktadır. Bazen de Allah'tan uzaklaşmasının ve dünya hayatına böylesine dalmasının ortaya çıkardığı tatminsizlik, çok ciddi ruhsal sorunlara sebep olabilmektedir. Yeter ki kişi kendini kandırmadan hatalarından vazgeçerek temiz bir kalp ile Rabbine yönelmek istesin. insan için af ve tövbe kapısı sonuna kadar açıktır.

    "Rabbiniz içlerinizdekini daha iyi bilir. Eğer siz iyi kişiler olursanız şüphesiz O, tövbe edenleri bağışlayandır" (isra/25)

    Bununla birlikte kişi önce kendine samimi olmalıdır. "Nasıl olsa affedilmem artık" diyen pek çok insan hata yaptığı ve affedilmeyi umduğu kişi bir sevdiği olsa örneğin onun gönlünü kazanmak ve kendini affettirmek için elinden gelen her şeyi yapar. Şayet bu kişi vazgeçemeyeceği biri ise yapacağı şeylerin sonu gelmez ve affedilmek uğruna her yolu dener. Günlerce kendini ifade etmeye, aslında kötü bir niyeti olmadığına ikna etmeye çalışır karşısındakini. Oysa Allah, merhamet edenlerin en merhametlisi olmasına rağmen iş kendini Allah'a affettirmek olunca kolayına kaçıverir kişi. Hayatta en fazla sevmesi gereken ve sahip olduğu her şeyi ona ikram eden Rabbinin rızasını kazanmak için yormaz bile kendini. içten içe "Affediversin işte ne olacak canım" dercesine hani "Affetse de olur affetmese de" şeklinde bir tavır takınır kendine. Oysa bilmelidir kişi; hiçbir kıymeti yoktur insan için tüm dünya kendisinden razı olsa da, Allah kulundan razı olmadıkça. Kişi, Rabbinin rahmetinden ümit kesmemeli ve gönülden şunu bilip tekrar etmelidir:
    "Ey Rabbimiz! Günahlarımız boyumuzu aşsa da aşamayacağı tek şey senin rahmetindir. Sen bizi merhametinle kuşat, rahmetinle sevindir.

    "Rabbinizden af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir" (nuh/10)
    1 ...
  2. 2.
  3. insanı çıkmaza sokan, kederlendiren inanışlardan biridir. bu insanlar "çok fazla günahım var, allah beni affetmez" diyerek kendi kendilerine hüküm veriyorlar. ve daha da batıyorlar. oysa bunu kalplerine fısıldayan şeytanın ta kendisi. şeytan yoldan saptırıyor, sonra sanıyor musunuz ki rahat bırakıyor. giderek daha da batsın diye uğraşıyor. ve asla bağışlanmayacağını düşünen insan da hareketlerini düzeltmk yerine hataya devam ediyor.

    halbuki şöyle deniyor:
    --spoiler--
    sapıklar dışında rabbinin rahmetinden kim umut keser?(hicr, 56)
    --spoiler--

    geçenelerde aklıma hz hamza yı şehit eden hz vahşi geldiği için yazmak istedim bu konuda. en güzel örnek o çünkü.
    hz vahşi hz hamza yı şehit ettikten sonra mekke ye döndü, mekke fethedilince taif e kaçtı. en son onlar da islam a girmeyi seçince kaçacak yeri kalmadı. peygamberimiz vahşi ye islam a girmesi için davet gönderdi.
    vahşi şöyle dedi: ,
    "ya muhammed, beni nasıl islam a çağırırsın? allah a şirk koşanlar, bir canı haksız yere alanlar, zina edenler günahlarının cezasını çekerler. halbuki ben bunların hepsini yaptım. daha benim bir kurtuluşum olur mu?"

    bunun üzerine şu ayet indi:

    --spoiler--
    ancak şu var ki dönüş yapıp iman edenler, güzel ve makbul işler işleyen bunhlardan müstesnadır. allah onların kötülüklerini iyiliklere, günahlarını sevaplara çevirir.
    --spoiler--

    bunun üzerine hz vahşi "ya muhammed dönüş yapıp güzel işler işleme çok çetin bir şarttır. ben bu işin altından kalkamam" dedi.

    bununla ilgili de şu ayet indi:

    --spoiler--
    şurası muhakkak ki, allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun altındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder"
    --spoiler--

    .

    hz vahşi allahın lütfuyla müslüman oldu. üstelik hz hamza gibi bir zatı şehit etmişti. allah için önemli olan tövbede samimiyettir. tövbe kapısı hep açıktır affedilmek isteyene.
    13 ...
© 2025 uludağ sözlük