kızlar her zaman pofpoflanmak ister. sürekli "sence ben güzel miyim?", "beni ne kadar seviyorsun?" gibi sorular sorar ve buna karşılık da güzel laflar duymaktan hoşlanırlar. erkekleri bu tür kaygıları yoktur.
işte bu ve buna benzer soruların yanında, "nasıl görünüyorum?" sorusu da vardır. bu tür sorular erkeğin karşısına nerede çıkar?
1- kızla beraber her ne kadar istenilmese bile gidilen alışverişte.
2- bir davete katılmadan önce saatlerce hazırlık yapılmanın ardından.
3- arkadaş ortamına girileceği vakit arabadayken yapılan makyajdan sonra.
birinci durumda olanlar şu şekildedir; kızın peşinden türlü türlü bayan giyim mağazalarına girilir. orada kimi zaman senin gibi kurban olan başka erkekler de vardır. tuvalet önünde bekleyen erkekler modunda, kızın bir şeyler beğenmesi için öyle beklersiniz. artık canınız sıkılmıştır, beklemekten bezmişsinizdir. işte öyle bir noktaya gelirsiniz ki; kız gelip size "nasıl görünüyorum" diye sorduğunda, bakmadan ya da göz ucuyla bakıp "gayet güzel, bunu alalım" işte dersiniz. fiyatı duyunca vazgeçmeniz mümkündür ama artık oradan kurtulmak açısından gözünüzü öyle karartmış olursunuz ki, hiçbir şeyin önemi yoktur. ayrıca genelde hafta sonu alışverişe çıkıldığı için, maç saati giderek yaklaşmaktadır. bir an önce maç izlenecek yere gidilmesi ve o atmosferin solumaya başlanması gerekmektedir.
ikinci durum; önemli bir davet öncesi yapılan hazırlıktır. bayan kişisi kuaföre gitmiş, iç dış bakımını yaptırmıştır. ardından eve gelip hazırlanmış, tamamiyle hazırdır. fakat bu hazırlık saatlerce sürmüştür. milli bayram töreni için yapılan hazırlıklar gibidir. sonrasında tam çıkılacağı zaman kız yine sevgilisinin/eşinin fikrini öğrenmek ister ve sorar "nasıl görünüyorum?". o tarihi soru ile tekrar karşı karşıya gelirsiniz. yaa o an en ufak bir olumsuz laf söyleseniz, hafiften burun bile kıvırsanız neler olabileceğini bir düşünün. kim cesaret edebilir buna? "kıyafetin makyajına pek uymamış", "bu elbise çok açık değil mi?" deseniz neler olabileceğini bir hayal edin. yahut "eh, fena değil" diyebilir misiniz? o gece zehir olur, dönerken bile yolda tantana devam eder. o yüzden en temizi hiç bakmadan ya da hafif süzerek "güzel, güzel. gayet iyi, hadi çıkalım" demektir.
üçüncü durum; arkadaşların evine ya da oturduğu mekana girmeden önceki son rötuşlar sonrasıdır. türkiye'nin yol durumu belli. çukuru var, göt attıranı var. bence bu durum başlı başına extreme bir olay. yolda giderken girilebilecek bir çukurdan ötürü o rimeli sürerken, rimel kızın gözüne girebilir. mesela ben hiç arabada giderken sakal tıraşı olan erkek görmedim. bu zor şartlarda bile makyaj yapan kız, sevgilisine ya da eşine "nasıl görünüyorum, güzel olmuş mu?" diye sorduğunda o erkek ona nasıl "hayır, iyi olmamış" diyebilsin ki?
yani o yüzden en temizi bakmadan ya da hafiften bakarak her zaman "oo harika olmuşsun, süper, işte benim hatunum, bu ne güzellik, her zamanki gibi yine güzelsin" türünde laflar söylemek iyidir.
kızların en büyük hatası bu. erkekleri odun olarak görüyorlar ve iltifat etmeyeceklerini düşünüyorlar. bu tür lafları zorla söyletmeye çalışmasalar, erkeğin içinden gelerek hareket etmesi için bekleseler her şey daha doğal ve sağlıklı olacak. ama işte o ego tatminliği yüzünden ilişkiler hep istenmeyen noktalara geliyor.
ben bir kıza kalkıp diyor muyum "başlığım nasıl görünüyor, güzel mi?" diye...
erkeklerin yapmaktan adeta zevk aldığı davranıştır.
bir gün, bu adam niye hep "iyisin, hoşsun, güzelsin" diyor diye o kadının takabileceğini hiç düşünmeden bunu yaparlar. halbuki arada daha farklı cevaplar vermek, kötü denmese bile en azından "bu küpe olmamış, ruj biraz parlak mı" gibi yaklaşımlarda bulunulmak gerekir ki olayı çakmayalım.
ama odun her yerde odun olduğundan, iki üç denemeden sonra kadına illaki geçiştirmek için cevap verdiğini belli edecek. illa edecek
bunun daha büyük bir kavgaya, örneğin "sen beni artık umursamıyorsun, beğenmiyorsun" içerikli gerçekten aşılması saatler hatta günler alabilecek bir kavgaya sebep olacağını tahmin edemezler.
tamam bir durumdan kurtulmaya çalışıyorsunuz, kendinizce çözümler falan buluyorsunuz anlıyorum da, gerçekten bu kadar anlaşılması zor değil beğenilme arzusuyla bir soru soran kadın.
ayrıca matematik problemi mi çözüyorsun kardeşim? ne öyle gözünü kırparsa alışverişe gidecek, elini sallarsa yüzük istiyor çözümlemeleri falan. az rahat olun, bir insanın sevgilisine güzelsin demesi kaç saniyesini alır yani ?
illa acizleşecek, illa önemsemeyecek, illa maçıydı gidilecek yeriydi bunlar konuşulacak.
sonra bu geçiştirmeleri, tavırları farkedilip "ne halin varsa gör" lafını duyunca sabahlara kadar içip o kılıbık "güzelsin hayatım" adamından, aşkına sahip çıkan serseriye dönüşürsün ama.
az biraz dürüst olun ya, bakmadan cevap veriyormuş, sana kimler baksın! sonra kız senden giderek uzaklaşırken(!) arkasından trene gibi bakarsın anca.
genellikle olumlu cevap verilir ve kız anlamazsa bakmadığını iki tarafta huzurludur. ama kız anlayıp ta neden bakmadan cevap veriyorsun dediğindeki en güzel yanıt sürekli soruyon be bacım güzelsin işte. bir ayna alıvereyim sanadır.
