Toprakları üstünde yaşayan her insanın eşit şartlara sahip olduğu, eğitim, sağlık, barınma ve güvenlik konularının devlet tarafından karşılandığı ve bu hizmetler karşılığında halktan sadece gerekli görünen vergilerin toplandığı, halkı yöneten liderlerin ve/veya siyasetçilerin bu işi gönüllülük esasına göre yürüttüğü maaşlarının bir öğretmen maaşından fazla olmadığı, toprak mahsulleri üretimi ile uğraşan vatandaşlarının fabrika sahiplerinden sosyal statü açısından bir farkının olmadığı, kitap okuma oranı %80'in üstünde olan, dans, resim, heykel, tiyatro, sinema, opera, bale gibi kültür faaliyetlerinin toplumun tümüne yayıldığı, her vatandaşın meslek seçiminde yeteneklerine göre yönlendirildiği ve meslekleri dışında en az 1 adet hobi edinebildikleri, hobilerine maddi kaynak ayırma konusunda bütçe sorunları yaşamadan, satın alım gücü yeterliliği sağlanmış ve gelir adaleti muazzam işleyecek şekilde kurulmuş, suç oranı neredeyse sıfırlanmış, hür, bağımsız, kültürlü ve çağdaş bir ülkede yaşamak isterdim...
gelir dağılımı arasında uçurum olmayan,
hukukun ve adaletin ön planda olduğu,
verdiğim verginin nasıl harcandığını bildiğim,
din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın herkese eşit uzaklıkta olan,
kendimi güvende hissettiğim, haksızlığa uğradığımda hakkımı arayabildiğim,
vekilinin , yetki verenden daha yetkili olmadığı,
trafiğinde çakarlı araç sadece resmi polis, ambulans ve itfayede olan,
görevli memurun vatandaşa üst perdeden bakıp , emirvari konuşmadığı,
insanların doğuştan gelen özelliklerini kimlik yapmayan,
kendi insanını yine kendi insanına düşman yapmayan,
adaletin mülkün temeli olduğu bir ülkede yaşamak isterdim.
