Hiçbir halt anlamadan genelde küt diye. bi bakmışsın midende 1 ton kelebek azina geliyor. kıpır,kıpır. Kişiyi Secemedığin gibi, sana ne ara nüfuz ettiģinı de anlayamıyorsun.
salak gibi her sözüne inanmak istediğinde.
onunla sohbet etmek istediğinde hep sen istersin mesela.
hep sen ondan önce mesaj atarsın.
hep sen merak edersin.
hep sen salaksın.
hep sen yalnız kalacaksın.
bir süre sonra senden bıkacak.
sevilmeyeceksin
bilmem anlatabildim mi.
onun sesini,adın veya sana onu hatırlatacak herhangi bir şey de eğer kalbin hızlı hızlı atıyor ve nefesin kesiliyorsa işte o duygunun adı aşktır.
charles bukowski aşk için derki;
Aşk, gerçekliğin ilk ışıklarında yok olacak olan bir sistir.
sözlük kaidelerine göre hatalı, gün içerisinde silinmesi muhtemel sorgu başlığı.
önce seversin sonra aşık olursun. sevdiğini tanıdıkça, özelliklerini anladıkça, uyumu yakaladıkça, kokusunu benimsedikçe, sıcaklığını hissettikçe ona aşık olursun. bu uzun bir süreçte olabilir kısa bir süreçte. bu zamanı çiftlerin arasındaki muhabbet(konuşma, hal, tavır, hareket bazen bir bakış, tebessüm) tayin eder.
hayatları etkileyen küçük bir nüans dostlar. sevgi dedik. şayet bu "sevgi" de allah'ın rızası varsa sevilene aşık olmak kaçınılmaz olur. bu ne güzel bir dengedir. allah'ım sana şükürler olsun. kaidelerini bilerek ve onları hayata geçirerek nefes almak ne güzel.
Bilimsel olarak kokuyla. Kalıtsal bozuklukları önlemek, türü devam ettirmek adına genetik şifrenin farklı olduğu bireylerle çifleşilmesi gerekli. Genetik kodları da kokularımız vasıtasıyla belli ederiz ve bu kodlarin birbirinden yeterince farklı olduğunda beyin çeşitli hormonlarla bizi maneviyatı varmışçasına aşık olduğumuza inandırır.
eline bir rende al ve o dakikada bilmem kaç defa atan sol yanındaki organı çıkar dışarı. rende de bir güzel rendele. sonuç kalp paramparça. aşk bu işte.
evet böyle aşkın ızdırabını sikeyimde ki aşk bu.
ben hiç aşık olmam ki yeaaa diye gezerken, telefonda bir ay boyunca hiç sallamadığım beye ilk görüşte eros'un keskin mi keskin oklarından biriyle vurulmuştum. o an aklımdan geçen tek şey dünya üzerinde bundan daha mükemmel bir varlık olamaz. sonra ne oldu biliyor musunuz? tam iki ay flört ettik ve sevgili olduğumuzun üçüncü gününde beni en yakın arkadaşıyla aldattı. işte ben hala travmalar falan...
bir anlık mallık sonucu başlayan fakat uzun süreli etkileri bilimsel deneyler ve yüzyıllardır süre gelen bireysel deneyim ve gözlemlerle kanıtlanmış, henüz tam çözülememiş çok boyutlu; biyokimyevi, psikolojik, sosyolojik, bireysel, politik, dini, fizyolojik, kriminal, sosyolinguistik,epistomolojik, aksiyolojik, numizmatik, ontolojik ve varoluşsal boyutları olan, hayli karmaşık bir süreçtir aşık olma süreci. ne zaman gelip ne zaman gideceğine kendi karar verir. ne gel diyebilirsin ona, ne de git. hem yakar seni hem dondurur. hem havalara uçurur, hem de yerin dibine sokar. bütün gün yüzünüzde saçma sapan bir gülümsemeyle gezmenize de neden olabilir, zırıl zırıl ağlama isteğini tetikleyip kendinizi eve zor atmanıza da. hem varlığı hem yokluğu yaradır *, bir yaşayan pişmandır, bir de yaşamayan. haa bir de hayatta en çok bir iki kere kapınızı çalar da diyorlar, dikkat edin kapınızı çalanın aşk olduğundan emin olduğunuzda o kapıyı onun için ardına kadar açın ve başka kimse için açmamak üzere de sımsıkı kapatın.