ankara'da tanklar yürüdü.
okuluma gidemedim, türbanlıyım diye almadılar. mezuniyet törenime gelemedi annem başörtülü olduğu için.
namazımı kıldım, orucumu tuttum; gerici oldum, şeriatçısın, atatürk düşmanısın dediler.
türbanlı olduğumuz için, sokaklarda garip garip bakışlara maruz kaldık ben ve arkadaşlarım.
okullarında namaz kılan öğrenciler vardı. dediler ki "bunlar irticacı" daha çocuktular halbuki.
yerlerde sürükledi bizi devletin polisi.
arabistan'a gönderdiler bizi "defolun türbanlılar" diyerek. öyle ya, tek tip bir insan yetiştirmeye dayalı katı kemalist düzeni korumanın adı "demokrasi" idi.
büyük bir ekonomik kriz patlak verdi. dükkanlar kapandı, şirketler battı.
çalışmak için çalmadığım kapı kalmadı. ama türbanımı sordular tecrübelerimden önce.
fakir diye özel hastaneler alınmayanlara özel hastanelerin kapılarını açtılar.devlet hastanelerindeki kuyruklar azaldı.
özel-kamu ayırmadan acili tüm hastalara açtılar. üstelik sosyal güvencesi olsun olmasın.
paradan sıfırları attılar.
ekonomi rayına oturdu.
enflasyon tek haneli rakamlara indi.
internet olan hane sayısı kat be kat arttı.
soğan kokuyor diye aşağılanan insanlar uçakla tanıştı.
kürtlere ikinci sınıf insan muamelesi yapmıyorlar.
türbanım kimseyi rahatsız etmiyor artık ve türbanımla istediğim yerde çalışabileceğim bir ortam var.
fakirler her ay, her kış yardım yardım yapmaya devam ediyorlar. her kış kömür dağıtıyorlar imkanı olmayanlara.
fakir öğrencilerin ailelerine her ay yardım yapılıyor.
okul kitaplarını ücretsiz dağıtıyorlar.
tıpkı 17 yıl önce olduğu gibi, tek tip bir insan yetiştirmeye dayalı ama ideolojisi farklı düzeni oturtmaya ve düzeni korumaya "demokrasi" deniliyor.
bu sefer garip garip bakışlara maruz kalanlar kızım ve arkadaşları.
ama oy verecek başka bir parti de göremiyorum.
...
boş boş hamaset içeren milliyetçi nutuklar atmak yerine, şeriat gelecek, cumhuriyet yıkılacak paranoyasıyla milleti korkutmak yerine; böyle düşünen akp'lilere hitap edecek politikalar geliştirmek lazım. ne atatürkçülük ne de milliyetçilik karın doyuruyor artık. iktidar olmanın yolu ekonomiden geçiyor beyler. uyanın artık uyanın. akp'nin başında kimin olduğu önemli değil; ekonomi böyle gittikçe oy oranı yüzde 40'ın altına inmez annem inmez.
anlama özürlüler için not: akp'li olan ben değilim sizi şebelekler.
vakti zamanında köroğlunu zalim diye tanıtırlar cümle aleme.
halbuki yiğittir köroğlu. ama pek bilen yoktur.
bir gün köroğlunu tanıyan yiğit bir delikanlı yaşlı bir kadının kapı önüne çıkıp
" ocağın sönsün köroğlu, yanasın geberesin köroğlu!" dediğini duyar.
gider yanına sorar; " eyy ana, ne etti sana köroğlu da beddua eder ilenirsin?"
yaşlı kadın cevaplar: " ne bilem oğul, herkes ediyor beddua, ben de edem dedim!!"
konunun özeti bu.
toplumun çoğu ekonomi, siyaset bilimi, felsefe, yönetim bilimi gibi konulardan anlamazken
kulaktan dolam bir şekilde akp'li oluverirler.
herkes akp'li ya zaten!