doğru bildiklerini net bir biçimde söylemiştir. başa gelen siyasi iktidar kimse ona tornistan yapanlardan olmadığını ispatlamıştır. nolmuş yani akut atatürkçü olamaz mı, bırakın da olsun bi zahmet. bütün herkes sizinle aynı görüşte olacak diye bir şey yok. zaten bütün devlet kurumları akapenin elindeyken bırakın bir zahmet atatürkçü olan kuruluşlar da çıksın. ya da bu hakkı veriyor musunuz yoksa nasıl sizden icazet alalım mı.
ben küçükken yazar bir komşumuz kitabında ondan bahsetmişti. o da hem ufak bir seminer hem de ziyaret için apartmanımıza gelmişti. apartmandan seminer salonuna kadar onlarla gidip bir süre yanında durma şansını çük kadar boyumla yakalamıştım o zamanlar, fena hava olmuştu ben gibi sümüklü bir çocuk için. hatırladığım kadarıyla çok efendi ve çok güzel cümleler kuran birisiydi. bütün gün peşlerinde dolaşmıştım. sikine takan olmamıştı orası ayrı, elimi sıkmıştı ama.
Everest neyse de daha zor olan K2'ye tırmanabilmesine şaşırdığım ve takdir ettiğim şahısdır. Hem de oksijen kullanmadan. Bunlar öyle kolay işler değil beyler.
Van'da olması gerekirken TV stüdyolarında dolanıyor diye eleştirilen, hesap sorulan insan evladı... Çünkü Nasuh Mahruki Akut'u kurduğu için her yerde o olacak, o olmalı. Kütahya'da deprem mi oldu doğru Kütahya'ya, Van'da mı oldu doğru Van'a... Yetmedi yurtdışına gitmeli. Nasuh Mahruki'yi devletin memuru sananların, Akut'un gönüllülük esasına göre çalıştığını bilmeyenlerin sık düştüğü bir hata. Ama ondan da önemlisi Körfez Depremi'nin üzerinden 12 yıl geçmişken ve bir başka Nasuh Mahruki daha çıkmamışken hala tüm eleştirilerin onun üzerine yapılması. Aslında Nasuh MAhruki gibi bir çok kadın olsun, erkek olsun insan yetişti. Bunların yetişmesine de Nasuh Mahruki etken oldu. Ama onlar sadece kurtarma işi yapıyorlar, dünyanın en yüksek tepesine tırmanmıyor, Rusya'nın en yüksek dağlarına sıra sıra tırmanıp Rusya dağcılık federasyonu tarafından kar leoparı ünvanı almıyorlar.
Deprem bölgesine gitmediği için eleştirilmesini de adaletsizlik olarak görüyorum. insanın bu eleştirileri yapana "Peki sen ne yaptın" diyesi geliyor. Hatta bağırası... Akut'un bir faliyetine mi katıldın, bir eğitimine bir seminerine mi katıldın... Nasuh Mahruki'nin yazmış olduğu "Vatan lafla sevilmez, eylemle sevilir" kitabını alıp okusaydın bari, okudun mu diyesi geliyor. Ekran başında vah vah etmelerle, gözyaşı dökmekle olmuyor bu işler işte... Hele hele elinden geleni bu zamana kadar yapmış bir insanı eleştirmekle hiç olmuyor. Nasuh Mahruki 1968 doğumlu. Körfez depreminde 31 yaşındaydı, şu anda ise 43 yaşında. Her ne kadar bu ülkenin bir kahramanı olsa da bir süpermen, bir batman, bir örümcek adam değil. Bir insan ve yaşlanıyor, yıpranıyor. Hiç bir destek almadan gönüllülük esasına göre çalışmasına rağmen eleştirilmesinden dolayı da yıpranıyor.
bugün yılmaz özdil'in kendisi hakkında bir yazısı çıkmış. bu yazıda da "mahruki" soyadının "yanarak ölen" anlamına geldiğini, bu soyadını almasına da rusların osmanlı döneminde çeşme'de donanmamızı yaktıklarında yanarak şehit olan nasuh oğlu kaptan-ı derya ali paşa'dan ve onun torununun torunu olmasından dolayı geldiğini öğrendim. aynı yazıda annesi 1999 yılında vefat ettiğinde kendisinin gölcük depreminde kurtarma çalışmalarında olduğunu, babasının da "oğlum şu anda insan kurtarıyor, bireysel acımızı haber verip dikkatinin dağıtmayalım" diyerek haber vermediğinden dolayı cenazeye bile gidemediğini öğrendim. hakkında yazılan eleştiri yazılarını okuduktan sonra atatürk havalimanı'nda bir kaç adım ötemde durduğunda elini sıkıp tanışmadığıma pişman oldum.
ismini biraz sıradışı gördüğü her insana musevi ya da, hristiyan damgası vuran dangalakların yahudi ilan ettiği adam. bi git araştır, google elinin altında götten tasarlayıp bi şeyler atmadan bi öğren de öyle ahkam kes. neyse. yahudi değil müslümandır. nasuh arapçada nasihat veren demektir
bilkent üniversitesinde ilk önce incilik kulübüne üye olmuş, beğenmeyip dağcılık kulübüne geçmiştir.
-bu adam inciliği denemeseydi, dağcılığa üye olmayacaktı.-
dağcılık kulübüne üye olduğu evereste tırmanmıştır. aklına bir fikir geldi, dağcılıkla uğraşan insanlarla ilgili bir fikir. o fikir akut idi.
yapı kredi genel müdürünü aradı, sekreteri müdürüne sordu; "nasuh mahruki arıyor bağlayayım mı?" müdür: "hemen bağla!"
-bu adam evereste tırmanarak adını duyurmasaydı müdür orda hemen bağla demeyecekti ve muhtemelen kredi alamayacaktı.
krediyi aldı, akut'u kurdu.
bu adam inciliği denediği için dağcı oldu, dağcı olduğu için akut'u kurdu ve akut 17 ağustos 1999 depreminde enkaz altında kalan insanların %60'ını kurtardı.
velhasıl kelam bu adam inciliği denemeseydi belki de bu %60lık durumun içindeki insan telef olacaktı.
birinin denediği veya yaptığı bir şey başkalarının hayatını parlatabilir aksine karartabilirde.
olimpos'ta dağcılık şenliği'nde tanıştığım kendini beğenmiş tavırları olmayan ama anlatmak ve yapmak istediği çok şey olan bir yüksek irtifa dağcısı, akut kurucusu ve başkanı, yazar ve ülkesini seven, bu uğurda çaba sarfeden bir aydındır.
en son yılmaz sevgül* ile 2010 yılında tırmandığı everest expedisyonunda dağcılığını bir kez daha takdir ettiğim özel insandır. aydınlık gazetesi'nin yazar kadrosunda da bulunmaktadır.