Türkiye'nin dünyaca tanınmış halkbilimcisi Prof. Pertev Naili Boratav'ın 40 yıllık bir emek ürünü olan "Nasrettin Hoca" incelemesinden bir iki fıkra. Çocukların eline tutuşturduğumuz o sözde şirin ak sakallı dedenin ne mal olduğunu anlamak için yararlı olacaktır:
"Nasrettin Hoca'nın avradı hamama gider. 'Hoca ben gelinceye kadar oğlanı avut' der. Avrat hamama gitdükleyin oğlan ağlar. Bir çanakta yoğurt varımış. Kalkup zekerini bulaşdurup oğlanın ağzına koyup yedirmiş. Oğlan rahat olup uyumış. Avrat hamamdan çıkagelür. 'Aferin hey koca' demiş. Nasrettin Hoca, 'Ben ana gelince dokuz zeker yoğurt yedürüp dururın, eğer sendahi yesen uyurdun' demiş".
Bir başka fıkrası:
"Nasrettin Hoca'ya bir gün avradı 'Ben gelinceye şu oğlanı avut' demiş. Bu gidecek, oğlan ağlar. Görmüş ki olmaz, zekerini eline vermiş. Bu hinde avradı gelmiş. 'Bre mağbum olacak, nedir bu' demiş. Hoca da 'Bre ...cük! Eline bıçak vereyim de elini mi kessin' demiş".