eskişehirli olması imkansız, çünkü nasrettin hocanın yaşadığı dönemde eskişehir bizanslıların elindeydi. nasrettin hoca, ahilik teşkilatının kurucusu ahi evran idi. kendisi aynı zamanda tıp ve diğer ilimlerle ilgilenmiş bir alimdi. Mevlana ile birbirlerine düşman idiler ve mevlana, Mesnevi kitabında onun yaptığı işlerle dalga geçen ve küçümseyen şiirler yazdı. (dağlardan yılan topluyor diye dalga geçiyor)
Aralarındaki düşmanlık Moğol sömürgesini kabul edip etmemekle ilgili. Moğollar, bir şehri kuşatmadan önce o şehrin teslim olmasını istemekteydiler eğer teslim olursa herhangi bir katliam yapmazlardı. Fakat direnirlerse bütün şehri kılıçtan geçirirlerdi. Nitekim Kayseri böyle bir katiamdan nasibini almıştır. Kayseriden gelen haberler çok feciydi. insan kellelerinden tepeler olduğu söyleniyordu. Konya, yani başkentte halk büyük bir paniğe kapıldı. Selçuklu ileri gelenleri, vezirler, padişah ve dini önderler ikiye ayrıldılar. Birinci grup, artık yapılacak birşeyin kalmadığını savunuyor ve Moğollarla mücadele etmenin 'boşuna bir uğraş' olduğunu iddia ediyordu. Kayserililer direnmişti de ne olmuştu...Konya, koşulsuz Moğollara teslim edilmeliydi. Bunu savunanlar Selçuklu ileri gelenleri, vezirler ve padişah., ve elbette Mevlana ve taraftarları idi. ikinci grup ise Ahi Evran (yani Nasrettin Hoca, ahilik teşkilatı mensupları, Mevlana'nın küçük oğlu Alaaddin Çelebi (babasından nefret ediyordu, çünkü sevdiği kadını yani Kimya'yı Şems'e peşkeş çekmişti, Kimya, tiksindiği ve çoğu zaman evden kaçtığı bu adamla Mevlana'nın zoruyla evlendirilmişti) ve bazı alimler, komutanlar, devlet ileri gelenleri Moğollarla sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini savunuyorlardı. Fakat bu ikinci grubun dediğini yönetim kabul etmedi. Bunlar da Moğollar gelince Kırşehir'e kaçtılar. Bir iki yıl belki daha az bir süre sonra Moğollar, Konya'da kalan Selçuklu komutanları da yanına alarak Kırşehir'e gittiler ve burada büyük bir katliam yaptılar. Ahi Evran ve Mevlana'nın oğlu Alaaddin Çelebi'de dahil olmak üzere binlerce insan öldürüldü. Bu katliamı yapan Moğol Komutan Cacabey'di. Günümüzde Cacabey medresesi ve Ahi Evran türbesi yanyanadır. Biri zalim bir komutan (garip onunda türbesi var) diğeri ülkesini kanının son damlasına kadar savunan bir alim. Kırşehir katliamından kaçabilenler Bizans'a sığındılar. Bizans yönetimi bu durumu bir fırsat olarak gördü. Bunları kullanarak Selçukluları ve Moğolları topraklarından kovabilirdi. Bunları Eskişehir bölgesinde Söğüt ve Domaniç'e, bir kısmını daha da ilerilere Çanakkale'de Karesi bölgesine yerleştirdi. Bu güçlü ve çoğu esnaf ve zanaat sahibi olan insanlar Osmanoğulları Beyliğini kurdular. Osmanoğulları beyliği diğer beylikler arasından çok minikti fakat kurucuları çok güçlü idiler. O nedenle zamanla Bizans'tan, Germiyanoğulları Beyliğinden toprak alarak beyliklerini genişlettiler. Batıya kaçanlar Bizans'a sığınmıştı. Doğuya doğru kaçanlar Ahiler ise Bektaşilere sığındılar. Hacı Bektaş Veli onlara yardım etti. Çünkü onlar da direnme taraftarı idiler. Bu şekilde Ahiler ve Bektaşiler işbirliğini sürdürdüler ve Osmanlı Beyliğinin asker teşkilatı genellikle Bektaşi dervişlerinden oluştu. O nedenle yeniçeri teşkilatına hakim olan Bektaşilerdir. Hacı Bektaş, Mevlana ile düşman idi. Birbirlerini hiç sevmezlerdi. Mevlana Mesnevi kitabında Hacı Bektaş ile ilgili ağza alınmayacak küfürler eder. Belki de o nedenle Hacı Bektaş, Ahi Evran'a yardım etmiş olabilir. Zamanla Osmanoğulları Beyliği büyüdü ve çok güçlendi. Bu Konya yönetiminin hesaplamadığı bir şeydi. Zaten Anadolu Selçuklu devleti yıkılmış yerine Karamanoğulları Beyliği kurulmuştu. Karamanoğulları ve Germiyanoğulları beylikleri arasında amansız bir rekabet vardı ve birbirlerinden sürekli toprak almaya çalışıyorlardı. Bu kargaşa içinde Osmanoğulları beyliği yavaş ve emin adımlarla topraklarını genişletti, Bizanstan sürekli toprak aldı. Yavaş yavaş Germiyanoğulları Beyliğinden toprak almaya başladı. Artık Germiyanoğulları ve Karamanoğulları Beylikleri, Osmanoğulları beyliğinden korkar hale gelmişlerdi. Germiyanoğulları Beyliği, Karamanoğulları tehdidine karşı her zaman Osmanoğulları Beyliği ile işbirliği yaptı, çünkü batıda Bizansla birlikte mücadele ediyorlardı. Bu işbirlikleri sayesinde Osmanoğulları Beyliği Germiyanoğulları Beyliğini yuttu. Orhan Bey, Germiyanoğulları Beyliğinin başında olan beyin kızıyla evlenip çeyiz olarak birçok toprak aldı. Orhan Bey, Kütahya Tavşancık ve birkaç yere şehzade olarak atandı. Fakat işin ilginç yanı aldığı kız Mevlana'nın torunu, Sultan Veled'in kızıydı. Yani Mevlana, Germiyanoğullarını kullanarak Osmanoğulları Beyliğine bu evlilikle sızmış oldular. Orhan Bey'in çocukları Mevlana'nın soyundan gelenleri ifade eden 'Çelebi' ünvanıyla anılmaya başladı. Moğollar pes etmediler, hali hazırda zaten 80 yıl Anadolu'ya hükmetmişlerdir. Osmanoğulları Beyliğini yok etmek için Timur önderliğinde bir savaş başlattılar. Ve Osmanlı Devleti Fetret Devrine girdi. Fetret döneminde devlet başkanı Çelebi Mehmet, Mevlana'nın torunun çocuğuydu. Tasavvuf işte böyledir, her kılığa girer...