kısmet, kişi payına düşen miktar gibi anlamları olsa da, nasiplenmek gibi bir kelimenin türemesiyle otlanmak, arkadaşın kutusundaki son sigaraya göz dikmek gibi anlamlara da mazhar olmuştur.
lady 1-biliyo musun x bizim çektiğimiz fotoğrafları silmiş.
lady 2-hıh o zaman biz de seni sildik - x e diyor.
x-nasip.
lady 2-dicek bi şey bulamadığında nasip demesi değil o.
kimilerince naasip şeklinde telaffuz edilen kelime. çoğu sohbette şöylelemesine söylenebilir. cümle içinde kimi zaman daha da etkin roller üstlenebilir, karşıdakini düşündürürken gülümsetebilir. sohbeti kısa tutmaya yaradığı da olur:
-gömleğin sana bol mu geliyor yoksa bana mı öyle geliyor?
-nasip.
velhasıl nasip söyleyişi iyidir yani severim.
rabbimiz dilemedikçe bir şeye sahip olamayacağımızı anlatan dini kavramdır.
geçende hasan kaçan ın röportajında (bkz: #18610047)okumuştum: "planladığım hiçbirşey gerçekleşmedi." diyordu. kasemle teminat veririm, benim de aynı. hiç bir planım gerçekleşmiyor, ama öyle alelade 'umut kalacağına emek kalsın' kabilinden yaptığım girişimlerin hepsi gerçekleşiyor. ne diyeyim, nasip!*
tüm yaşamın seyrine yayılmış gerçek.
bir zamanlar inanmazdım ama özellikle son bir yıldır yaşadıklarımdan sonra rahatlıkla diyebilirim ki, her şey nasipten ibaret. bir şey olmayacaksa çok basit bir sebepten dolayı olmaz; olacaksa da dağları tepeleri aşıp gelir.
canım allahım, sen meseleyi biliyorsun. *