ne kadar uzun saatler geçti, seni görmeyi geçip sesini duymaya hasret kalalı.
ve beni sorarsa eğer bensizliğin, bedensizliğin, sessizliğin;
ben 1 eylül günü yaprak sarısıyla sana geldiğim günlerden birindeyim ve şimdi sonbahar; yaprak gibi sararansa benim. hem de yaz güneşinin, ağustos'un anlının çatısında.
gidişin gibisin.
gözlerindeki nem kadar ıslak gözlerime bakamayışların
ve incecik bir hüzün gülümseyişlerin.
seni sonbaharda sevdim. şimdiyse sonbahar gibisin.
bence sen benim kış halimden daha iyisin.