Bitkilerin yerini degistirdiginde yaprak dokumu baslamasi nekadar enterasan.biz insanlar olamadik okadar derin ve ince.aslinda biliyormusun enbuyuk sorunumuz bizler birbirimizi sevmesini beceremedik...ve komiktir ki Bununla beraber Herkes birbirine yalan soylemenin nekadar yanlış olduğunu soyler ve dogru insan modeli çizer. Fakat nedense herkes üzgün,kirgin ve yorgun.bence birbirimize ogutler verecegimize limon agaci diksek nasilda super olurdu.dusunsene milyonlarca limon agaci hele nasihatin bol oldugu ülkemizde ,her yer limon kokar iste ozaman cennete inanılır. Belkide Bunlarin hepsi depresyondan.
düşün ve gör en önemlileri olan öğütlerdir. umarım keşke demezsin ve umarım sen keşke dediğin vakit olan bitmiş olur da ömrün boyunca bu hatanın sancısını yaşarsın.*
+ olum bak, ne zaman sınava gireceksen, ne zaman devlet dairesine işin düşerse, askerlik muayenesine gidersen... mutlaka cenabet git, işin rast gider...
adam hayatı yaşamış, bitirmiş, okeye dönüyo... bu adamı dinlemek lazım
bir insan nasihatı acaba gerçekten anlattığı kişiye bilgi olsun diye mi verir? bence hayır, belki evet ama o da %25. %75'se nasihat vermekten haz alırsın. her insan nasihat vermeyi çok sever. ben gördüm geçirdim, yaşadım ve tecrübe edindim. bak ben süperim, senin yollarını çoktan geçtim. az gel de sen de benden bir şeyler kap demektir nasihat vermek. bu yüzden hemen hemen 8-18 yaş dilimi arasındaki çocuklara misafirlikte tek başınayken değil de herkesin yanındayken absürt şekilde nasihat verir o büyük. çocuğun durumu iplemeyeceğini bilir ama hani misafirliktesin, herkes orda seni dinliyor falan. hoşuna gider anlatmak bunları. yoksa senin ne kadar umrunda o çocuk ki? nasihat vermek bencilliktir binevi. benim için de böyledir, herkes kendini düşünsün. kim istemez yaşadığı çok önemli bir şeyi anlatıp "bak ben bunu yaptım ha; sen yapma aman. yoksa böyle olur, benimde başıma böyle böyle bir şey gelmişti. ama ben başarıyla atlattım." tarzı sözler sarfetmeyi. kendimizi kandırmayalım, nasihat vermekten haz alıyoruz.
Unutur, dediğin yerine koyamadı bak kimseyi
Tadı aşk bunun, bile bile canını acıtıyor gibi
Denediysen eğer bir kere bile
Kendine kızma, ona söyle
Gözünün içine baka baka dostuz biz diyen birisine
Bunun adına ayrılık denir
O daha büyümemiş ki, ne bilir
Seni göğsünü gere gere
Nasıl olur da o ellere verir?
Unutursun, unutursun
Kim derse yalan söyler
Unutursa unutursun
Adı aşk nasıl olsa...
şahsen bugüne kadar aldığım en nadide nasihatlerden biri büyükbabama aittir. bana 'bak evladım, eğer birgün birine kızarsan, hemen onun kıçını tekmele!' demiştir.
tecrübe insana sadece daha fazla korkmayı öğretir. bu yüzden yaşlı olan daha genç olanı kendi korkularıyla korkutmaya çalışır. işte bu korkulara kılıf bulmak için uydurulmuş bşir şeydir nasihat.
bora öztoprak'ın adını hakeden güzel bir şarkısı. sözlerinin içinde hiç "nasihat" kelimesinin geçmemesi daha bir ilginç kılıyor şarkıyı.
sözleri şu şekilde:
bak ben ne zordayım
benzeme sakın bana
su gibi ak durma
durdukça kirlenirsin
bende geç öğrendim
dinle şimdi beni
aşk sana çok
durma durdukça körlenirsin
taze körpe berrak duru
kanar yalanına deli gönül
yanarsın inadına bir ömür