iktisatçılar bir firmanın rakiplerinin kararları veri iken kendisi için yapabileceğinin en iyisini yaptığı duruma 1994 yılı Nobel iktisat ödülünü paylaşan Amerikalı iktsatçı John F. Nash e atfen nash dengesi (nash equilibrium) derler. Nash dengesi incelenirken, nash dengesinin hakim stratejiden farklı bir kavram olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.
Hakim strateji bir firmanın rakipleri ne yaparlarsa yapsınlar kendisi için yapabileceğinin en iyisini yaptığı durumu, Nash dengesi ise bir firmanın rakiplerinin kararları veri iken kendisi için yapabileceğinin en iyisini yaptığı durumu yansıtır. Nash dengesi için her oyuncunun hakim stratejiye sahip olması gerekmez.
Diğer taraftan , bir firmanın nash dengesinde olabilmesi için diğer frmanın rasyonel davrandığından emin olması gerekir. Eğer emin değilse firma elde edebileceği minimum kazançları maksimize eden stratejiyi veya kısaca maximin stratejiyi uygular.
adını, oyun teorisi'ni modern haline getiren, uygulanış alanlarında çığır açan, prof. john f. nash'den alır. (bkz: akıl oyunları)
kısaca; oligopol piyasalarda, tüm tarafların kendileri için en iyi stratejiyi, rakiplerinin de aynı şekilde hareket ederek seçecekleri, varsayımına dayanmaktadır.
satranç kurallarından esinlenilmiş gibi duran iktisadi terim. Satrançta da her zaman rakibin sizin hamlelerinize en iyi hamleyle cevap vereceğini düşünerek karar vermek gerekir.
"dört erkek bir barda olsun. bara üç az güzel bir tane de taş kız gelsin. eğer erkeklerin hepsi taş kıza yavsarsa kazanma olasılıkları çok düşük olur. yani bir erkeğin taş kizi otele atma olasılığı %25 yani 1/4. ve bu durumda başarısızlık kaçınılmaz olur ve diger üç kizi aşağılamis olurlar. ama dört erkekten üç o az güzel olan üç kıza da "bunun da gideri var" diyerek giderse ve son erkek de taş kıza giderse başarılı olma olasılıkları yüzde yüze varabilir. "
ama işte burada bir çıkar kavgası ve başka bir verim düşüklüğü ortaya çıkıyor. üç az güzel kız ikinci tercih olmak istemediklerinden verim yine düşer ve hangi erkeğin taa kıza gideceği ise başka bir çıkar kavgası çıkartır. - ceteris paribus-
Çünkü Nash dengesine göre, her birey ilişkide bulunduğu diğer bireylerin hareketlerini de göz önünde bulundurarak,yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmalıdır. Fakat alfa her zaman yalnız hareket eder ve gruptan bağımsızdır. Grubu tek başına taşır ve en büyük hedefe sadece o ulaşır.
"AKLA GELMEYEN iNOVASYONLAR"
Rekabet halinde olan oyuncular strateji değişiminden fayda sağlayamayacak hale geldiğinde yani "NASH DENGESi" sağlandığı zaman ortaya çıkar...
Nash' in "Oyun Teorisi" içerisinde basitçe şöyle ifade edilebilir: hiç bir oyuncunun pozisyonunu değiştirmek için dürtüsü, isteği bulunmadığı denge noktasıdır.
Yani, belli bir uğraş sonucu (y,y,y) konumuna geldiniz, eğer dahil olan bütün oyuncular bulundukları yerden memnun iseler, oyun burada bir dengeye gelmiş demektir.
Asıl mantık, Adam Smith' in düşüncesi olan "Rekabet durumunda kişisel hırslar ortak çıkarlara hizmet eder" mantalitesinden alınır ve bu mantalite üzerinden hareket eden bir grup için "En iyi sonuç için gruptaki herkesin kendisi için en iyi olanı yapması gerekir" eylemini biraz daha değiştirip "Sadece kendisi için değil, hem grup için hem de kendisi için" gibi bir eklenti de bulunur.
Filmden gidersek: Yani kimse asıl güzele yönelmez ve herkes az güzele yönelirse, ne çıkar kavgası olacak, ne de az güzeller kendilerini 2. plandaymış gibi görecek.
Peki buna AB' nin temellerini atan adam olan Jean Monnet nasıl yaklaşmış?
"Almanya ve Fransa' nın çelik ve kömürde egemenliği ele geçirmek için bu kadar çok savaşması iyi değil. Özellikle de belli ve sınırlı kaynaklara sahip Avrupa ve "Saar Havzası" için. Biz bu kaynakları ortak kullanalım, birlik içerisinde güçlü olalım ve ortalık şenlenşin" yani egemenliği, asıl olanı, kömür ve çelik üzerindeki egemenliği paylaşalım.
Asıl olan mantığın, Adam Smith' ten bu yana gelen, Oyun Teorisi ile şekillenen süreçte, bizi götürdüğü sonuç şu: "Hm grup için hem kendin için küçüklere yoğunlaş büyükleri paylaş".