Hikayesini Şöyledir ( özet olarak ):
Narcissus ırmak tanırdı ve bir su perisinin çocuğudur. Avı çok sever sonra bir peri buna aşık olur. Adı Echo ( yankı)’dur. Her söylenileni tekrarlar cezası budur ( hikayesini bir ara anlatırım). Neyse Bizim narci bu echo’ya pas vermez. Sonra bunu intikam tanrısı duyar ve onu cezalandırmaya karar verir. Derkeeen birgün geyik avlamaya çıkan narci susar ve nehre gider. Kendi yansımasını görür ve kendi yansımasına aşık olur. Suyun başından bir türlü gidemez. Bizim intikam tanrısı da gelir onu nergise çevirir.
Tanımı ise şöyledir: yalnızca kişinin kendisinin, onun bedeninin, duygularının, düşüncelerinin mal-mülkünün onunla ilgili her şeyin ve herkesin gerçek olarak algılandığı, bu kişinin bir parçası olmayan ya da gereksinmelerinin nesneli olmayan ve her şeyin tam anlamıyla gerçek olmadığı duygusal bakımdan ağırlıksız ve renksiz olarak yalnızca zihinsel tanımlamayla algılandığı deneyim durumu.
her insanda zerreden ile dağ arasında olan skalanın her hangi bir yerinde kadar olan özellik. kimse burda tatlı su insancılığı yapmasın. yüzünüzdeki maskeleriniz kişiliğinizi sandığınız kadar gizlemiyor
Psikanalizin kıyısından geçmemiş insanlarin kendini begenmekle özdeş bulduğu bir cesit Lacanci kimliklenme hali. Narsisizm insanlarin kendisini asiri begenmesinden ileri gelmez. Ozellikle fransiz teorisine büyük ölçüde zemin kazandırmış olan arzu problematiginden hareketle açıklanmasi gerekir zira arzu Lacan'in düşüncesinde bizim varolusa bir eksik bir artiyla yada bir yarikla geldiğimiz ve bilincidisinin bu eksik arzu uzerinde "insa" olduğu yönünde bir anlayış vardir. Eksik arzu demek, hep bir eksiklik uzerinden kimlik anlatisi kurmak demek, gerçekliği hep bir kaybin, bir eksikligin hissedilmesi ve bunun tamamlanmasi için çabalamak seklinde deneyimlemek demektir. Haliyle kişinin benliginde de bu eksik arzu mekanizmasi isletime sokulur ve kendisini eksik hisseden kişi, kendisine dönük bir arzu içerisinde kendisini var etmeye çalışır. Sürekli kendisine acıyan, acilariyla ağlayan, baska insanlarin acilarina odaklanan, kendisini ezilmis bir kimlik içinden konusturan kişiler kendilerini sevdikleri için degil tam tersine kendilerini sevmenin bir tamlik belirtisi olduğundan, sürekli kaçan bir arzuya kapılmak onlarin bu narsisist kimliklenme süreçlerini daha iyi tatmin eder. Yani kisaca narsisist bireyler kendilerini sevmeye çalışan, sevilme arzusu içinde olan ama aslinda bunu sürekli kaçan bir arzuya birakan sevimsiz ağlak kisilerdir.
Üstteki entrydeki görsel narsizm içermiyor, ona verdiğiniz tavizi gösteriyor. Daha önceden söylediği saçma bir şeye evet dediğiniz için şimdi bu saçmalığı sana söyleme hakkı doğuyor.
Narsizm: Kişinin kendi bedensel ve zihinsel benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılık, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması (wikipedia).
Kavramları birbirine karıştırmayalım. Bu saygısızlık, narsistlik değil.
eğer bu devirde bir yerlere gelmek istiyorsanız narsist olmak zorundasınız. alçak gönüllü,yardımsever ve diğerkam olmak size hediye olarak enayi etiketini getirir.kendinize hayran olun dünya sadece sizin içinmiş gibi yaşayın.
