nar ağacı

entry40 galeri4
    1.
  1. Zekeriya Bozdağ imzalı çok bilinen bir türkümüzdür.

    Nar Ağacı

    Nar ağacı narsız olur mu
    Yiğit olan güzel yarsız olur mu
    Benim gönlüm sensiz olur mu
    Deli gönlüm sensiz olur mu
    Gülüm gel canım gel salınaraktan
    Bir su doldur ver ırmaktan
    Kurtulurum belki sana yalvarmaktan
    Nar ağacı budam budam
    Yar yitirdim gülüm nerelerde bulam
    Yar yitirdim güzel nerelerde bulam
    Üç güzel içinde gözlerinden bilem
    Gülüm gel yarim gel salınaraktan
    Bir su doldur ver ırmaktan
    Kurtulurum belki sana yalvarmaktan
    1 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. Bilimsel adı Punica Granatum olan, boyu da 2-5 metre arasında değişen bir meyvedir. Narın anavatanı, Asya Kıtası'nın Ortadoğu'dan Himalayalar'a kadar olan bölgeleridir.Ülkemizde de görülür. Kumlu ve kayalık, çalılık alanlarda yetişir. Meyvesi için kültürlemeyle üretilmiş çeşitleri vardır.ilk olarak Eski Mısırlılarca yetiştirilmeye başlandığı biliniyor.Nar suyu bazı ülkelerin mutfaklarında önemli yer tutar.
    2 ...
  5. 4.
  6. anavatanı, asya kıtası'nın ortadoğu'dan himalayalar'a kadar olan bölgeleridir. narın, ilk olarak mısırlılarca meyvesi için yetiştirilmeye başlandığı biliniyor. kumlu ve kayalık, çalılık alanlarda yetiştirilir.
    0 ...
  7. 5.
  8. Nar ağaçı kuraklığa dayanıklıdır ve Akdeniz tipi bir kış veya yaz yağmuru iklimine sahip bölgelerde yetişir. daha yağışlı bölgelerde sık sık mantar rahatsızlılarından kaynaklanan kök çürümeleri ile karşı karşıya kalabilmektedir. -10 °C kadar soğuğa dayanabilir.
    1 ...
  9. 6.
  10. "Aşkın sebebi yok, zamanı var."
    0 ...
  11. 7.
  12. nazan hocamızın yeni eseri okuyun okutun.
    3 ...
  13. 8.
  14. nazan bekiroğlu'nun yeni romanı. daha yeni başladım, nasıldır bilmiyorum ama nazan bekiroğlu olduğuna göre belli bir seviyenin üzerindedir.

    kitabın üzerindeki bir cümle de dikkatimi çekti.

    "sen öyle çağırmasan, ben böle gelmezdim"
    2 ...
  15. 9.
  16. son zamanlarda okuduğum en iyi türk romanı.
    0 ...
  17. 10.
  18. karmaşık duyguların eşliğinde, dopdolu bir dört günde okuyup bitirdiğim nazan bekiroğlu romanı. kâh sevinip, kâh üzülüp, kâh kaleme sarılıp hoşuma giden bölümleri yazıp, kâh yeni öğrendiğim tarihi bilgilerden ötürü derin düşüncelere dalıp, kâh kapağındaki zehra ve settarhan ın temsili resmi olduğunu düşündüğüm resme bakıp geçirdiğim geceler sona erdi. hüzün bulutu kapladı her tarafımı. bir daha böyle türde bir eseri okuyamayacak olmanın üzüntüsü var içimde. ama iyi ki yazmış nazan bekiroğlu, çok güzel zaman geçirmemi sağladı bana.
    2 ...
  19. 11.
  20. hayat kargaşasına ilaç niyetine okunup, tarihin ve kültürün harmanlandığı bir coğrafyaya kaçılabilecek, akıcı bir üslupla yazılmış güzel bir nazan bekiroğlu romanı...
    0 ...
  21. 12.
  22. balkan ve 1. dünya savaşları sırasında imkansızlığı, aşkı, savaşı, farklı hayatlarda yoğrulmak zorunda kalan insanları anlatan; muhteşem bir dille yazılmış, olağanüstü bir kitap.

    bahçelerde mor meni,
    verem ettin sen meni,
    ya sen islam ol ay gız,
    ya men olam ermeni...
    1 ...
  23. 13.
  24. henüz yeni başladım. ama hassas ve yalın bir ifadeleri ile ince ince işliyor içinize. umarım umduğum gibidir.

    şöyle de bi'şey demiş.

    --spoiler--
    sen böyle çağırmasaydın ben böyle gelmezdim..
    --spoiler--
    0 ...
  25. 14.
  26. 15.
  27. nar ağacı narsız olurmu.
    yiğit olan güzel yarsız olurmu ....*
    0 ...
  28. 16.
  29. nazan bekiroğlu eseridir.

    de gelde şimdi açma okuma konusunu.

    arkadaş bir kitap 22 TL eder mi yahu.
    0 ...
  30. 17.
  31. yazarın geçmişe yolculuk yapar bir dille anlattığı kendi anneanne ve dedesinin nasıl tanıştıklarını anlatmaktadır.
    0 ...
  32. 18.
  33. kendi ülkeler ve kültürler ötesi sevgisine umut ışığı niyetine bir çırpıda okunan yaklaşık 600 sayfalık nazan bekiroğlu romanı. illa savaşlardan, seçimlerden geçip de mi kavuşmalı iki ırmak? hayallerinden geçip de kavuşamaz mı?
    olamaz mı? olabilir...
    1 ...
  34. 19.
  35. Trabzonlu nazan hocanın, Trabzonlu'nun mazide ki aşkını anlattıĞı eser.
    0 ...
  36. 20.
  37. Zaten kitabı yazan Nazan bekiroğlu olunca kitabı almakta bir an tereddüt etmiyor insan.
    Kitabın arka yüzünü okurken, bahsedilen macırlık dönemini yaşayan atalarım, katledilenler ve hiç bilmediğim, hiç sevemediğim, hiç tanıyamadığım dedelerimi tanımak istediğimi de fark ettim.

    Genelde okuduğum tüm kitaplarda kitabı bir odaya benzetir kitabın içine girip yaşayarak bitirirdim.
    Okuduğum her kitaptan bir yaşanmışlık kalırdı geriye.

    Ama bu sefer öyle değil.
    Bu sefer, kitap beni yaşadı.
    Ben bazen şımarık Zehra oldum, bazen de anneannesinin omzunun üzerinden maçı seyreden fotoğrafa gülümseyen Nazan.

    Trabzon'un bütün sokaklarını gezdim onunla.
    Ve emin oldum. Pazarkapı mahallesine Yenimahalle yönünden sahil yolundan gelirken sağda ticaret odası binası var hani.
    O sokaktan girince de Zehra kitapçıoğlu anaokulu.
    Büyük duvarlarla çevrili konağa benzer bir evi andıran.

    Dedim ki burası Zehra'nın evi mi acaba?
    Anaokulunun adının Zehra olması ile bizim zehra'nın bir alakası var mı ki?

    Demem o ki, kitap okunmalı.
    Demem o ki, ilk fırsatta yine trabzon'a gitmeli, meydandan aşağı fatih'e kadar yürümeli uzun uzun. Stadın önünde simit yemeli.

    Bu kitap eski Trabzon, bu kitap yaşanmışlık.
    Kitabın yorumlarında görüyorum ki bir kitap 22 tl eder mi denmiş.
    Bu kitap daha fazlasını eder.
    6 ...
  38. 21.
  39. Bir resimden çıkıp diğerinin içine giren anlatıcımızın zaman ve mekan yolculuğu yapmasıyla oluşan bir kitap.
    0 ...
  40. 22.
  41. --spoiler--
    sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim.
    --spoiler--
    1 ...
  42. 23.
  43. okuduğum ilk nazan bekiroğlu kitabı.

    kitapla ilgili bir şey sorsalar ilk söyleyeceğim "sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim." olurdu. kitabı elime ilk aldığımda düşüncem günlük 20 sayfa falan okuyarak 3 hafta gibi bir sürede bitirmekti. ama kendimi tutmaya çalışmama rağmen bir haftada bitti kitap.

    anlatıcının zaman yolculuğu yapması başlangıçta biraz hayal kırıklığı yaşattı ancak alıştıktan sonra kitap su gibi akıp gitti. balkan savaşı, rus işgali, bolşevik ihtilali, zorunlu göçler neler neler anlatmış nazan bekiroğlu. ayrıca dönemin sosyal, kültürel, dini, siyasi bakış açısını da yansıtmış. bunların arasına serpiştirdiği bilgiler de oldukça hoştu. ve sanki yazar gittiği yerlere bizi de götürdü.

    bunların dışında hoşuma gitmeyen birkaç şey vardı. kitapla ilgili önemli şeyler olduğunu düşündüğüm için spoiler'a alayım bu kısmı.
    --spoiler--
    öncelikle yukarıda yazdığım "sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim." cümlesi kitabı pek yansıtıyormuş gibi gelmedi bana. setterhan ve zehra kitabın en sonlarında tanıştığı için bu cümlenin kitabı yansıttığını pek söyleyemem. ayrıca zehra baş karaktermiş gibi de gelmedi. en basitinden göç ettikleri vakti büyükhanım'ın gözünden değil de zehra'nın gözünden aktarabilirdi. son olarak da sofya'nın akıbetini öğrensek fena olmazdı.
    --spoiler--

    sonuç olarak sıkılmadan okunabilecek harika bir kitap çıkmış ortaya.
    1 ...
  44. 24.
  45. bir kitapla uyurken insan nice seyahatlere çıkar ya.. iran diyorum neden bu kadar yakınken uzak. ve bunca tesadüf.. yoksa ötede yol mu var...

    öyle bir kitap ki ismail'in heybesinde mürekkepsiz kalem.. zehra'nın yüreğinde şefkat olursunuz..
    2 ...
  46. 25.
  47. --spoiler--
    -sen öyle çağIrmasan ben böyle gelmezdim.(bu cümle romanI pek yansItmamaktaDIr.)

    -ey sIkIntI şiddetlen nasIlsa geçeceksin.

    --spoiler--

    Sağlam roman okumak isteyenlere tavsiye edilir.
    Ama YayIncIya katIliyorum keşke okura bIrakIlsaymIş sonu.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük